Bizim mahallede bir lisenin bahçesi vardı, bir de ilkokulun.
Sokak takımları olup, aşağı sokak, yukarı sokak maçı yaptığımızda bizi kaldıracak yer okulların bahçeleri idi. İlkokulun bahçesinde "saha şartlarından dolayı" taç olmaz, lisenin bahçesinde ise "saha şartlarından dolayı" korner kullanılmazdı.
Bu kaideler yalnız okul bahçelerinde eksik uygulanmazdı. Hatta bize en yakın futbol sahası olan Edirnekapı'daki Bozkurt sahasında, Rum mezarlığının olduğu tarafta top taça çıkmaz, duvar verkaç yapılan on ikinci oyuncu olurdu, "Saha şartlarından dolayı."
Şimdi güzel sahalar var, taçı, korneri belli. Üst üste koyulan taşlarla yapılan kalelere ihtiyaç duyulmuyor artık, fileli ağları olan kale direklerinden.
"Saha şartlarından dolayı" oyun kuralına göre tam oynanıyor, taçlı, kornerli!
Zaten futbol da evrensel bir oyun değil mi? Her yerde aynı kurallarla oynanıyor. Kuralları evrensel olan futbolun her yerde aynı kurallarla oynanmasına karşın, ekolleri hala birbirinden çok farklı. Bir İngiliz futbol ekolü ile İtalya'nın, Almanya'nın, hele hele bir Brezilya'nın, Arjantin'in futbol ekolleri bir birinden çok farklı.
Bu kadar evrenselleşmiş bir futbol oyununda dahi, hala farklı ekollerle oyunlar oynanıp şampiyonluklar farklı ekoller tarafından el değiştirerek her şampiyonada farklı bir ekole gidiyorsa; ekonomi denen şey nasıl belli kaideler ve ekollerle her tarafta liberal bir ekonomi görüşü ile hatası ve sevabıyla bütün topluluklara uygulanabilir!
Kapitalist bir ekonomi, ne kadar kamuya hizmet edebilir? Liberal bir ekonomiyle ne kadar eşitçi, adil bir paylaşım sağlanabilir? Adaletli olmayan kaynakların eşit paylaşılmadığı bir devlete nasıl, sosyal devlet denebilir? Bu toplumda yaşayan insanlar arasında, birbirlerine düşman olmayacakları bir yaşam standardı nasıl meydana getirilebilir?
Ekonomi, sizin üretiminiz, ürettiğiniz ürününüzü, ortaya koyduğunuz emeğinizin karşılığını; hak ettiğiniz ücreti alabilmeniz, aldığınız ücretle herhangi bir geçim derdine düşmeden insanca yaşam standardına göre yaşayabilmenizdir.
Almanya'da çalışan bir işçi, asli ihtiyaçlarını karşılayıp elde ettiği birikimlerle hayat seviyesini yukarılara taşımayı ekonomik modelle başarabiliyorsa, aynı ekonomik model uygulandığında nasıl olur da, Türk çiftçisinin ürünü, işçisinin emeği heba olur! Aynı ekonomik model, Almanya'yı güllük gülistanlık yaparken, nasıl olur da ülkemizin gençleri gurbet ellerde rahat bir hayatın özlemi ile bütün hayatlarını sil baştan inşa etmeyi hayal ederler.
Ülkemizin son otuz yılında uygulanan ve kırk yılını doldurduğu serbest piyasa ekonomisi ile elimize ne geçti? Nur topu gibi borçlarımız haricinde!
Hala bu kadar borca rağmen serbest piyasa demeye devam edip, meydana gelen olağan krizleri hassas piyasa dengeleri diyerek olağan üstü çabalarınızla geçiştirmeye çalışıyorsanız, sizin için bu ülkede deniz bitti.
Milli Ekonomi Modeli'ni bir okuyun da öğrenin, serbest piyasa kimin fikri, piyasanın hassas dengesi ne demek? Ekonomi, kaynaklar, vatandaşlık maaşı ne demek, lütfen okuyun, boş konuşmayın. Bu milleti boşu boşuna, nokta kadar menfaatiniz için yedi düvelin önünde diz çöktürüp aldatmaya kalkmayın!
Sizin amacınız top oynamak değil!
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024