Onlar ki, kapkaranlığı apaydınlık diye sunmakta oldukça mahirdirler.
Onlar ki, halkın önüne diktikleri sarp yokuşları, dağ dere ve tepeyi, dümdüz diye takdim etmekte oldukça başarılıdırlar.
Onlar ki, öz elleriyle bozkıra çevirdikleri, suyunu ve yeşilini kuruttukları vadileri, milyonlarca gözün bakışları arasında yemyeşil vadiler olarak takdim etmekte hiç bir beis görmezler.
Onlar ki, yönetmekte oldukları halkın büyük çoğunluğunun kasasından-kesesinden, sofrasından-masasından, cebinden-cepkeninden makaslayarak ve tırpanlayarak, bir avuç mutlu azınlığın kasasına aktarmayı, eşi görülmemiş bir ekonomik buluş ve başarı olarak takdim etmeyi hiç sıkılmadan sürdürürler.
Onlar ki, memlekette dünden bugüne, bugünden yarına iyilik ve güzellik adına tüm gelişmeleri kendi hanelerine yazmakta; şer adına, kötülük ve çirkinlik adına da her ne olmuşsa, onları da başkalarının hanelerine yazmakta, yazdırmakta ellerine su dökecek kimseler yoktur.
Onlar ki, kendi basiretsiz ve beceriksiz uygulamaları sonucu meydana gelmişse, devasa zararları, devede kulak kadar sunmayı, başkalarının devede kulak mesabesindeki yanlışlarını da dağlar kadar takdim etmeyi ayrıca maharet ve meziyet sayarlar.
Onlar ki, kendi boşlarını dopdolu, elin dolularını da bomboş diye reklam etmekte üzerlerine yoktur.
Onlar ki, lafa gelince, işin edebiyat kısmına gelince takvada üzerlerine yoktur ama iş icraata gelince, kamu hakkı, kul hakkı, yetim hakkı söz konusu olunca da, balıklama dalma hususunda kimseler onlarla yarışamazlar.
Onlar ki, edebiyat ve botanik ilminin ortaya koyduğu manaya tam mutabık olarak, halkın ocağına incir ağacı dikmeyi, halkın evini-barkını, bağını-bahçesini, yaylasını-ovasını imar etmek olarak, bakıp yeşillendirmek olarak takdim etmekte dünyada, insanlık âleminde bir numaradırlar.
Onlar ki, bin bir çeşit âlâyı vâlâ ile, en gürültülüsünden şaşaa ve debdebe ile halkı kent meydanlarında toplayarak, onlara 'imar affı, imar barışı' ilan ederek ne büyük iyilik yaptıklarını söyleyip kendilerini alkışlattırırlar, üç kata, beş kata göre temeli atılmış binaların üstüne altı kat, on kat daha ilave etmenin yolunu açarak, depremlerde yerle bir olmalarını seyrederler, kurtarmaya da 'ilk bir kaç gün' geç kaldıkları için tutar halktan helallik isterler, eh, ne de olsa takva ehlidirler!
Hülasa, durum vaziyet, bizim bir dörtlüğümüzde özetlendiği gibidir:
Devran dönmüş balık yazılmış dağcı
En makbul tip olmuş yalaka yağcı
Halkım ocağına incir ağacı
Müjdelerle törenlerle dikmişler
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024
- Soru dağları kardan olsaydı… / 05.12.2024