Yabancılar 2007 yılında borsamıza çöreklendiler. Tam 144.2 milyar dolarlık rekor işlem gerçekleşti.AKP hükümetinin iş başına geldiği 2002 yılında yabancıların borsa işlem hacmi 12.9 milyar dolarken, bugün bu rakam 144.2 milyar dolar.Bu rakamın 74 milyar 337.2 milyon doları alım, 69 milyar 803.9 milyon doları satış olarak gerçekleşti.Peki, yabancılar neden borsaya yöneliyor? Alırken mi kazanıyorlar satarken mi? Öncelikle yabancıların borsaya yönelmesinin en temel sebebi risksiz, maliyetsiz, emeksiz yüksek kar elde edebilmek. 2006 sonunda İMKB'ye giren yabancı yatırımcı, getirdiği her 1000 dolar 2007 sonunda bin 721 dolara, her 1000 Euro ise bin 542 Euro'ya ulaştı.Yani yabancı oturduğu yerden, sadece parmağını yorarak 1 yılda dolar bazında yüzde 72, Euro bazında ise yüzde 54.2 kar elde etti.Bu kadar yüksek karlar, yolsuzlukları, kara para, uyuşturucu ve kaçakçılıkları saymazsak başka nerede var? Yabancılar borsada hisse alırken de kazanıyor, satarken de. Borsada yüksek meblağlarla oynadıkları için rahat bir şekilde yönlendirebiliyorlar. Borsa küçük yatırımcılar için belki bir kumar gibi, yarın ne olacağı belli değil, ama yabancı yatırımcılar için öyle değil. Kontrol tamamen onların ellerinde. Alacakları hisselerin bir şekilde değerlerini düşürüyorlar, satacakları zaman da o hisselerin değerini astronomik düzeye yükseltiyorlar.Hatta yabancılar dolar kurunu bile ayarlıyorlar. Dolar bozup da hisse alacakları zaman dolar kuru yüksek oluyor, hisse satıp dolar alacakları zaman da dolar kuru düşük oluyor.Yani kısaca anlayacağınız, borsa endeksi, hisse değerleri, dolar kuru, faiz oranları Borsa'da yatırım yapan yatırımcı için kesinlikle sürpriz değil.Dikkat ederseniz yüzde 72'ye varan karlardan bahsediyoruz. Hiç düşünüyor musunuz bu karlar kimin cebinden çıkıyor?AKP'ye yüzde 47 oy verildiğine göre hiç düşünmediğiniz kesin. Çünkü bahsettiğimiz gibi AKP işe başladığı zaman yabancıların borsa işlem hacmi 12.9 milyar dolardı, şimdi 144 milyar dolar.Bu zaman zarfında yabancılar sürekli yüzde 70'ler, hatta bir dönem yüzde 80'ler düzeyinde karlar elde etti, malı götürdü.Yanlış anlamayın, 550 milyar dolarlık iç ve dış borcumuzun yüzde 20'ler düzeyindeki faizinden bahsetmiyorum. O zaten her yıl borca ekleniyor.Maden arazilerimizin toprak değerinde üç kuruşa satılıp da hortumlandığından da bahsetmiyorum. Onlar da kamyon kamyon, tır tır gidiyor. 15 milyar dolarlık rezervi olan yerlerin 50 milyon dolara peşkeş çekildiğini herhalde duymuşsunuzdur, ama belki duymamışsınızdır, çünkü daha birkaç ay önce AKP'ye yüze 47 oy verdiniz.Beyler! Bu zamana kadar hep söyledik, ama yine söylemiş olayım, bu paralar sizin bizim cebimizden çıkıyor. Toplanan vergiler hepimizi abat edebilecekken, global tefecilere gidiyor.Sadece bu paralar çıksa iyi. Bu paraları, bu bizi iliğimize kadar emen paraları ülkemize çekmek için AKP hükümetinin vermediği taviz yok."Bu yabancılar bize ne pahasına olursa olsun para getirsin de biz her şeyi feda etmeye hazırız" diyorlar.Neticede madenlerimiz, topraklarımız gidiyor. Şirketlerimiz elimizden çıkıyor.Dahası? Siyasilerimiz, global sermayedarların siyasi emellerinin küresel taşeronluğunu üstleniyor. ABD için, İsrail için komşu ülkeleri işgale hazır hale getiriyorlar. Sizce bugünlerde idarecilerimiz ülkemiz için mi dünyayı turluyor?Yabancı, sıcak para, borsa deyip geçmeyin, bütün felaketlerin temelinde iktisadi bağımlılık var.Bütün dünyaya adaleti ve sevgiyi asırlarca yaşatmış olan yüce milletimiz basiretsiz ve taşeron siyasilerin yönlendirmesiyle, ayağına ekonomik prangalar bağlanmıştır. Bu prangaları aşamayan milletimiz sadece parasını değil, sahip olduğu bütün üstün değerlerini bir bir kaybetmeye başlamıştır.Artık bu kan emici politikalardan kurtulmak zorundayız. Çözümleri, kaynakları hep yabancılardan beklersek, sonuç hiç değişmeyecektir.Yabancı verecektir, ama hep daha fazlasını alacaktır; hatta bir süre sonra vermeden alacaktır.2002 seçimlerinde de, 2007 seçimlerinde de gerçek çözümü bir tek siyasi lider sundu: BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş. İktisadi çözümünün kitabını yazdı, ?Milli Ekonomi Modeli- ve yerli yabancı yüzlerce bilim adamı tarafından bu çözüm takdir edildi, Nobel'e aday gösterildi. Bu model, yabancıların bir kuruş parasına, en ufak bir tavsiyesine ihtiyaç duymadan tamamen milli kaynaklarla bağımsız bir şekilde kalkınmanın modelidir.Bu model uygulandığında göreceğiz ki, biz yabancılara değil, onlar bize muhtaçmış.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025