Önce biz dönmeliyiz."Halimizi en güzel hale döndür" diye yalvardığımız, yakardığımız, güzeller güzeline, "En güzel isimlerin sahibine" (İsra: 110) hem yönümüzü, hem de gönlümüzü tam bir teslimiyetle, kemal-i edeple döndürmeliyiz.O Güzeller Güzelinin "güzel bir örnek" (Ahzab: 21) olarak takdim ettiği Son Elçinin hayatına bütün bir hayatımızı uydurmalıyız.Halimizin en güzel hale döndürülmesini candan ve gönülden istiyorsak eğer, beşer olarak ilk hareket, ilk gayret bizden başlamalı."Ya Rab! Halimizi en güzel hale döndür" şeklindeki yalvarışımızı, yakarışımızı atacağımız adımlarımızla, sergileyeceğimiz eylemlerimizle, ağzımızdan sadır olacak söylemlerimizle mutlaka birleştirmemiz gerekmektedir.Tuttuğumuz işin, girdiğimiz yolun, edindiğimiz yol arkadaşımızın yanlışlığını fark ettiğimizde derhal dönmeliyiz ki halimiz en güzel hale dönsün.El üstünde tuttuğumuz, baş tacı ettiğimiz Kerim Kitabımızın onaylamadığı bir ticari faaliyetmiz varsa derhal dönmeliyiz, ona aykırı bir fikri etkinlik içerisinde isek mutlaka dönmeliyiz, onun koyduğu ilkelere muhalif bir üretim bir tüketim tarzına sahip isek kesinlikle dönmeliyiz ki halimizin en güzel hale dönmesi için Rabbimize niyazda bulunmaya yüzümüz olsun.Gecemizi-gündüzümüzü, yatmamızı-kalkmamızı, çalışmamızı-istirahatımızı, yememizi-içmemizi, susmamızı-konuşmamızı, bize örnek gösterilen son elçinin tutum ve davranışlarına ayarlamalıyız ki, el açıp da; "halimizi en güzel hale döndür" diye yalvarmamızın bir anlamı olsun.İyiye doğru, güzele doğru, yardıma doğru, yardımlaşmaya doğru, "Birr ve takvada yardımlaşmaya"(Maide: 2) doğru ilk adım, ilk hareket kendi özümüzden gelmeli ki kavli duamız müstecap olsun.Çamurda isek kurtulmak için, aşağıda isek yukarıya doğru çıkmak için, yanlışta isek doğruya yönelmek için, bizi hem madden hem manen aşağılara doğru çeken bir çevrede isek derhal o çevreden kurtulmak için çok acil bir hareket bir gayret başlatmalıyız.İyi halimizi de muhafaza etmek için kılı kırk yarmalıyız, kırk düşünüp bir söylemeliyiz, kırk düşünüp bir adım atmalıyız."Her insanın önünde ve arkasında, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetleyen melekler vardır. Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe, Allah onların genel durumunu değiştirmez. Allah bir topluma kendi kötülüklerinin bir sonucu olarak, bir felaket tattıracağı zaman, onu geri çevirecek yoktur. Zaten o insanların, Allah'tan başka koruyup kollayanları da yoktur." (R'ad: 11).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025