Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ile ilgili tartışmaları değerlendirirken, hem bir tarihçi olarak, hem de bir gazeteci olarak beni sürükleyen iki farklı dürtünün ortak yatağına ulaşmaya çalışacağım. Evvela gazeteci olarak olayı değerlendirelim?Halaçoğlu ile ilgili başlatılan tartışmanın gerçek nedeni, iddia edildiği gibi Halaçoğlu'nun "Kürtler Türkmen'dir, Kürt Aleviler de Ermenidir" sözleri değil. Zaten Prof. Dr. Halaçoğlu da özellikle ikinci cümlenin ciddi manada çarpıtıldığını ifade ederek, "Bugün kendisini Kürt Alevi olarak bilenler Ermeni'dir, demedim. Öyle bir şey de yok. Herkes kendine göre yorum yapıyor. 'Tehcirden kurtulmak için kendilerini Kürt ve Alevi olarak gösteren Ermeniler var' dedim" diyor. Halaçoğlu ile ilgili birilerinin karın ağrısının asıl sebebi, Halaçoğlu'nun elinin altındaki liste olmalı. Halaçoğlu bir tarihçi olarak "şecere" çalışması yapmış ve Türkiye'deki dönme aile ve aşiretlerin çetelesini çıkarmış. İşte bu liste birilerini fena halde rahatsız ediyor. Zaten bu tip "şecere" çalışması yapan hocaların özellikle medyamız tarafından fazla sevilmediği ve büyük bir tedirginlikle karşılandığı bilinmektedir. Rahmetli Prof. Dr. Şaban Kuzgun hocanın da ciddi bir şecere çalışması vardı, o da zaman zaman benzer muamelelere maruz kalmaktaydı. Aslında burada rahatsız olacak bir durum olmamalı. Madem demokratik bir toplumda yaşıyoruz, madem birbirimize tahammül etmenin dayanılmaz zevkini tadıyoruz ve madem hep birlikte "Hepimiz Ermeniyiz" diye rahatlıkla bağırabiliyoruz, o halde neden Halaçoğlu hocanın elindeki dönmeler listesinden rahatsız oluyoruz?Böyle çelişki olmaz. Halaçoğlu ile ilgili yapılan yargısız infazın bir diğer önemli nedeni de, Türkiye'yi Kürtler- Türkler diye bölme gayretkeşliğindeki çevrelerin tekerine bilimsel olarak çomak sokulmuş olmasıdır. Nedir bu çomak?Kürtler de Türkler de aynı soydan gelmektedir. Bunu Prof. Dr. Haydar Baş bey de hemen her fırsatta dile getiriyor ve "hepimiz kardeşiz, Ural- Altay kökenliyiz" diyor.Halaçoğlu hocanın ortaya koyduğu bilimsel gerçekler, bölücü odakların yalan üzerine bina ettikleri düzeni sarstığı için, onlar ve güçlü medyaları bir anda hocayı hedef tahtasına koydu. Gelelim işin tarihçilik yönüne?Halaçoğlu diyor ki, "Bugün kendilerini Kürt sanan bazıları 16. yüzyıl kayıtlarında Türkmen olarak görünüyor. Bu Kürt yok demek midir? Kürt Alevileri Ermenidir de demedim. Tehcirden kurtulmak için kendisini Kürt Alevi gösteren Ermeniler var. Olmak ayrı, göstermek ayrıdır." Halaçoğlu hoca devam ediyor: "Ben bir tarihçiyim. Tarih ne demektir? Tarihçi bir olayı dönemin belgelerine farklı pencerelerinden bakarak ortaya koyan insan demektir. Aksi takdirde yapılan çalışma ne bilimsel olur, ne de tarih olur. Ancak roman yazabilirsiniz."Prof. Dr. Halaçoğlu tarihçiliğinin gereği olarak, çok önemli bir konuyu, Osmanlı'daki aşiretlerin kökenini araştırmış. Bunu araştırırken de, Osmanlı tahrir kayıtlarını incelemiş. Yani Halaçoğlu hocanın dayandığı belgeler sıradan belgeler değil. Bizzat devlet kayıtları, devletin resmi evrakı. Zaten Osmanlı arşivlerinde belgelerin içine daldığınız zaman Osmanlı'daki aşiret yapılanmasını, hangi aşiretin kaç yılında nereden geldiğini, nereye iskan edildiğini, kaç kişiden oluştuğunu, reisinin kim olduğunu, verilen rütbe, nişan ve vazifeleri rahatlıkla görebilirsiniz. Bir tarihçi için bu konuları araştırmak büyük bir zevk ve gururdur. Bir vatandaş, bir aydın, bir siyasi olarak da, bu tip konular- eğer gocunacak bir yaranız yoksa- gurur vericidir. İnsanın soyunu, atasını bilmesi kadar güzel bir şey olabilir mi!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012