Hâlinde kal. Gizli dur. Sineni kimseye açma. Tâ işin bitinceye kadar devam et. Kalbini efendisine teslim edinceye dek özüne varlık tanıma. Hakk'a ki vardın, işin tamamdır, üzülme. Olduğu gibi bırak; artık olacak olur. Artık sen padişahsın, makama yerleştin.
Mevlâ dilini çözdü. Halk karşısında bir süvari bölüğü olsun. Saf saf dizili ve emrine hazır gör. Onların kötülemesi ve övmesi bir olsun. Ne kötüleyene darıl, ne de övünce sevinç duy. Onlar sana darılsa ne var? Yüz çevirip gitseler ne çıkar? Onları yapan, yıkan sensin. Onları yaratan sana el vermiştir. Yarattıkları üzerinde keyfine göre hüküm sürebilirsin. Ne var darılacak? Allah'ın izniyle onları bağlar, sonra çözersin.* * *Hadiselerin oluşu, kalp eliyle olur. İşaretler sır dilinden çıkar. Bunlar olabilir; ama lâfla değil. Doğru olmaya bak. Doğru olanda her iyi şey kendiliğinden başlar. Akıllı ol!Çocuklar gibi heves atına binme. Gözün görmüyor, seni yola iletecek birini ara. Görmeden yola çıkan, çukura yuvarlanabilir. Bilgin de yetersiz; öğren, cahil olma. Sana bilmediğini öğretecek birini bul. Bulunca yapış, bırakma. Ne derse kabul et. Görüşlerini müspet karşıla. Onun sözü ve hareketi senin delilin olmalı. Büyük insana kavuşunca, yanına otur. Bilgiyi alıncaya kadar orada dur. İrfanın tam oluncaya kadar onu bırakma.Bunların sonunda, her yolunu şaşıran sana sığınır. Kimsesizlerin kabı olursun. Zavallılar himayene girer. Fakirler, derdine sende çareler bulur. Kerem sahibi olmak için ilâhî ve kudsî sırları saklamak şarttır. Efendiliğin en güzel örneği, insanlarla iyi geçimdir. Allah'ın insana tevdi ettiği sırrı saklamasını bilmeyen, insanlarla iyi geçinmeyen efendi, çelebi değildir.* * *Neredesin? Hak böyle mi aranır? Başka şeyleri gönlünde taşı, sonra Hakk'ı bulacağım, diye uğraş. Hâlin nerede, Hakk'ı aramak nerede?Allah Teâlâ şöyle buyurdu:"Sizden bir kısım, dünyayı; diğer bir kısım da âhireti ister." (Âl-i İmrân, 3/152) Diğer âyet-i kerimede ise şöyle anlatıldı: "Yalnız O'nun vechini dilerler." (el-Kehf, 18/28)Bahtiyar olana kudret eli gelir; Hak'tan gayri bilinen bütün varlıktan onu kurtarır.Ruhunu temiz tutmaya gayret et. O el, bir gün sana da gelir; kolundan tutar, velayet makamına yerleştirir... Bulacağını bulursun. Dünya sana koşar. Âhiret de onun peşinden? Her ikisi de sana hizmetçi olur. Hiç bir darlık bilmeden makamında kalırsın.İnsan, biraz saflık bulunca bazı hatıralar duyar. Kalbine bazı şeyler gelir. Bunların doğruluğu kolay bilinmez. Bir defa o hatıralara kapılırsan sürüklenir gidersin. Bu sebeple Hakk'ın kapısında dur. Kapıya elinle vur. Himmet iste. Vermezlerse bekle. Hemen kaçıp gitme. Çünkü bilemezsin, her yer O'nun kapısıdır.
Fethû'r-Rabbanî, Abdülkâdir Geylanî
Mevlâ dilini çözdü. Halk karşısında bir süvari bölüğü olsun. Saf saf dizili ve emrine hazır gör. Onların kötülemesi ve övmesi bir olsun. Ne kötüleyene darıl, ne de övünce sevinç duy. Onlar sana darılsa ne var? Yüz çevirip gitseler ne çıkar? Onları yapan, yıkan sensin. Onları yaratan sana el vermiştir. Yarattıkları üzerinde keyfine göre hüküm sürebilirsin. Ne var darılacak? Allah'ın izniyle onları bağlar, sonra çözersin.* * *Hadiselerin oluşu, kalp eliyle olur. İşaretler sır dilinden çıkar. Bunlar olabilir; ama lâfla değil. Doğru olmaya bak. Doğru olanda her iyi şey kendiliğinden başlar. Akıllı ol!Çocuklar gibi heves atına binme. Gözün görmüyor, seni yola iletecek birini ara. Görmeden yola çıkan, çukura yuvarlanabilir. Bilgin de yetersiz; öğren, cahil olma. Sana bilmediğini öğretecek birini bul. Bulunca yapış, bırakma. Ne derse kabul et. Görüşlerini müspet karşıla. Onun sözü ve hareketi senin delilin olmalı. Büyük insana kavuşunca, yanına otur. Bilgiyi alıncaya kadar orada dur. İrfanın tam oluncaya kadar onu bırakma.Bunların sonunda, her yolunu şaşıran sana sığınır. Kimsesizlerin kabı olursun. Zavallılar himayene girer. Fakirler, derdine sende çareler bulur. Kerem sahibi olmak için ilâhî ve kudsî sırları saklamak şarttır. Efendiliğin en güzel örneği, insanlarla iyi geçimdir. Allah'ın insana tevdi ettiği sırrı saklamasını bilmeyen, insanlarla iyi geçinmeyen efendi, çelebi değildir.* * *Neredesin? Hak böyle mi aranır? Başka şeyleri gönlünde taşı, sonra Hakk'ı bulacağım, diye uğraş. Hâlin nerede, Hakk'ı aramak nerede?Allah Teâlâ şöyle buyurdu:"Sizden bir kısım, dünyayı; diğer bir kısım da âhireti ister." (Âl-i İmrân, 3/152) Diğer âyet-i kerimede ise şöyle anlatıldı: "Yalnız O'nun vechini dilerler." (el-Kehf, 18/28)Bahtiyar olana kudret eli gelir; Hak'tan gayri bilinen bütün varlıktan onu kurtarır.Ruhunu temiz tutmaya gayret et. O el, bir gün sana da gelir; kolundan tutar, velayet makamına yerleştirir... Bulacağını bulursun. Dünya sana koşar. Âhiret de onun peşinden? Her ikisi de sana hizmetçi olur. Hiç bir darlık bilmeden makamında kalırsın.İnsan, biraz saflık bulunca bazı hatıralar duyar. Kalbine bazı şeyler gelir. Bunların doğruluğu kolay bilinmez. Bir defa o hatıralara kapılırsan sürüklenir gidersin. Bu sebeple Hakk'ın kapısında dur. Kapıya elinle vur. Himmet iste. Vermezlerse bekle. Hemen kaçıp gitme. Çünkü bilemezsin, her yer O'nun kapısıdır.
Fethû'r-Rabbanî, Abdülkâdir Geylanî
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.