İman çok farklı bir boyuttur. İman ehli ölçü sahibidir. İman ettiği Rabbine, O'nun Resulüne, Resulünün vekili olan velilerine sonsuz teslimiyetle teslim olurlar. Hiçbir dünya menfaatine imanlarını satmazlar, değişmezler. Görmediği, duymadığı Rabbini kalp gözü ve kulağı ile görüp işiterek iman eden insanlar bu imanın gereğini sonsuz teslimiyetleri ile tasdik ederler.
Şeytan Allah'ın alim olan cinlerden biriydi. Allah'ın, "secde et o Adem'e emrine" "ben ateşten Adem topraktan ben ondan daha üstünüm' diyerek nefsine yenik düştü ve kafirlerden oldu. Allah'a (c.c.) kul olmak Habibi Muhammed Mustafa'ya (s.a.a) ümmet, Allah dostlarına yoldaş olmak hem iman hem de büyük teslimiyet gerektirir.
Hakk'a vuslat yolunda imtihan kaçınılmazdır. Herkes imtihana tâbi olur. Bazen dostunla, bazen sıhhatinle, bazen malınla, bazen iftira/bühtanla ve bazen de ailenle imtihanla yüzleşirsin. Bu imtihanlarda ancak ve ancak Allah'a (c.c.), Habibi Muhammed Mustafa'ya (s.a.a) ve Allah'ın veli kullarına sonsuz teslimiyetle geçebilirsin.
Allah (c.c.) yolunda serden geçenlere örnek vererek bizlerde imanımızı tazeleyelim. Peygamberlerin babası İbrahim'in (a.s) imtihanı Kur'an ifadesiyle apaçık, tam bir imtihandı. (Sâffât, 106) Hz. İbrahim, babası Azer'le, kral Nemrut'la, Babilliler ve onların putlarıyla imtihan edildi, putperestliğe karşı verdiği mücadelenin neticesinde ateşe atıldı. Mevlâ onu ateşten kurtardı. Fakat Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmekle imtihanı çok zordu. Zira kendisi yaşlanmıştı, çocuğa düşkündü, neslinin devamını istiyordu. Bu tabii bir istektir.
Hz. İbrahim, Rabbine şöyle dua etti: "Ey Rabbim! Bana sâlihlerden bir oğul ihsan et." (Saffât, 100). Yaşlı olan hanımı Sâre, Hz. İbrahim'in bu arzusunu karşılayamayacağını düşündüğü için O'na, cariyesi Hacer'le evlenmesini teklif etti. Bunun üzerine Hz. İbrahim Hacer'le evlendi ve Hacer, İsmail adında bir çocuk dünyaya getirdi. "Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik." (Saffât, 101).
Hz. İbrahim'i rüyasında kendisine oğlu İsmail'in kurban edilmesinin emredildiğini gördü. Peygamberlerin rüyası haktır. Çünkü ilahi vahiy mesabesindedir. İsmail o vakit koşma, çalışma çağına gelmişti. "Ne vakit ki, yanında koşma çağına geldi, İsmail'e şöyle dedi: Yavrucuğum! Ben rüyamda görüyorum ki, seni kurban ediyorum. Artık bak ne düşünüyorsun? İsmail ona, Babacığım sana ne emrediliyorsa yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın." (Saffât, 102).
Rivayet edildiğine göre; Hz. İbrahim bu rüyayı Zilhicce'nin sekizinci, dokuzuncu ve onuncu gecelerinde yani terviye, arefe ve nahir gecelerinde görmüştü. Bu rüya bir peygamber için yerine getirilmesi vacip olan bir emir mesabesindeydi. Hz. İbrahim bu emri, oğlu İsmail üzerinde zorla uygulamaya kalkışmadı ve onunla istişareyi tercih etti ki, bununla önce onun itaat ve teslimiyetle ecir ve sevaba ermesini temin etmek istedi.
"Yavrucuğum" ifadesi Hz. İbrahim'in, İsmail'e karşı ne derin bir şefkat beslediğini göstermekte, bununla beraber Allah'ın emrini de ön planda tutmaktadır. Bunun ne dehşetli bir imtihan olduğunu unutmamak gerekir.
İsmail aleyhisselam'ın teslimiyeti ise çocuklar ve gençler için destansı bir örnektir. Allah'ın emri karşısında boynunu bıçağa uzatabilmek her yiğidin harcı değildir. Özellikle seküler ahlâk ve eğitimin hakim olduğu günümüzde bırakın böyle bir itaat ve teslimiyeti, pek çok çocuk ve gençte en basit bir talebe bile müspet cevap görülmemektedir.
Tabloda iki yönden fedakarlık vardır. Babanın çocuğunu, çocuğun da kendisini feda etmesi. Yüce Mevlâ elbette insanların kurban edilmesini istemez. Maksat; fedakârlığın derecesini ölçmektir. İmtihana tâbi tutulmaktır.
İmam Hüseyin'in Allah uğrudan hem evlatlarını hem canını feda etmesi Allah (c.c.) uğrunda ser vermenin şerefini bize fazlası ile anlatmaktadır. İnsan Allah (c.c.), Peygamberi ve Allah'ın veli kulu ile ailesi arasında kalmamalı; seçim yapacaksa, onu, Allah'tan uzaklaştıracak, ahretini kaybettirecek yolu seçmemelidir.
Dava adamı edebiyat parçalamakla olmuyor. İş başa düştüğünde serden geçmekle oluyor. Allah (c.c.) bizleri kendine hakkı ile kul, Muhammed Mustafa'sına ümmet, dostlarına dost eylesin.
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020