Mü'min insan, sadece namazdan namaza Hak divanına duran değil, namaz dışındaki bütün bir hayatını da Hakkın huzurundaymış gibi yaşayandır.
Namazda iken kendisini görüp-gözeten Yüce İradenin namaz dışında da, her zaman ve zeminde de kendisinin görüp-gözettiğinin bilincindedir inanan insan.
Bütün nimetleri olduğu, bütün nimetlerin başında olarak ikram edilen, ihsan edilen 'su' nimeti ile buluşup arınarak Hak divanına her duruş 'kulluk sözleşmesinin' yenilenmesidir bir anlamda.
Namaz vaktinde kıbleye yönelen kadın-erkek her Müslüman, namaz içinde sergilediği tüm hareketleriyle ve namaz içinde okuduğu ayetlerle demiş oluyor ki; "Allah'ım! Ben sözümdeyim, kulluk sözümden caymadım, verdiğim ikrar üzereyim ve son nefesime kadar da bu ikrarımı sürdüreceğim."
Namaz içinde yenilenen bu ikrar elbette namaz dışındaki bütün bir hayata da teşmil edilecektir.
Kadın olsun erkek olsun bütün Müslümanlar, kulaklarından asla çıkarmadıkları şu ve benzeri küpelerle hayatlarını sürdürmek durumundadırlar:
"Her nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir" (Hadid: 4).
"Bilin ki Allah her zaman sizi görüp-gözetmektedir." (Nisa: 1).
"Biz insana şah damarından daha da yakınız." (Kaf: 16).
"Onun sağında ve solunda bekleyen, yaptıklarını bir bir kaydeden iki melek vardır. Evet, insan ne zaman bir söz söylese, yanında mutlaka (onu kaydetmeye hazır) bir gözcü vardır." (Kaf: 17-18).
"Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer." (Enfal: 24).
Bu ve benzeri şaşmaz ölçüleri benliğine nakşetmiş olan hiçbir bilinç, namaz ile namaz dışındaki hayatını asla bir birinden ayıramaz, kesinlikle bilir ki; namazda beni murakabe eden irade bütün bir hayatımı da murakabe etmektedir.
Asla unutmaz, asla yorulmaz ve asla uyku tutmaz olan bu İlahi iradenin gözetiminde ve denetiminde olduğu bilinciyle hayatını sürdüren insan, asla bir başka insanın 'kurdu' olamaz, asla bir başka insanın korkulu rüyası olamaz, kesinlikle bir başka insanın hakkına tecavüz edemez, adalet söz konusu olduğunda, şahitlik söz konusu olduğunda asla ve asla taraf tutamaz, suçlu babası da olsa gerçeği söylemekten geri duramaz.
Kulağında böylesi küpelerle yaşamayı ilke edinmiş olan insan, bilir ki; bu İlahi iradenin yasakladığı her çeşit günahı işleyerek, yine bu irade tarafından vaad edilen "Selam Yurduna" ne dünyada ne de ukbada asla ulaşılamaz.
Namazda gözü olmayanın, ezanda kulağı olmayanın elbette 'kulluk sözleşmesini' unutma tehlikesi daha fazladır ama namaz kıldığı halde sözleşmeden bihaber yaşayıp yaşadığı ortamı, yaşadığı çevreyi cehenneme çevirenler de ne yazık ki az değildir.
Aman dikkat!
Namazda iken kendisini görüp-gözeten Yüce İradenin namaz dışında da, her zaman ve zeminde de kendisinin görüp-gözettiğinin bilincindedir inanan insan.
Bütün nimetleri olduğu, bütün nimetlerin başında olarak ikram edilen, ihsan edilen 'su' nimeti ile buluşup arınarak Hak divanına her duruş 'kulluk sözleşmesinin' yenilenmesidir bir anlamda.
Namaz vaktinde kıbleye yönelen kadın-erkek her Müslüman, namaz içinde sergilediği tüm hareketleriyle ve namaz içinde okuduğu ayetlerle demiş oluyor ki; "Allah'ım! Ben sözümdeyim, kulluk sözümden caymadım, verdiğim ikrar üzereyim ve son nefesime kadar da bu ikrarımı sürdüreceğim."
Namaz içinde yenilenen bu ikrar elbette namaz dışındaki bütün bir hayata da teşmil edilecektir.
Kadın olsun erkek olsun bütün Müslümanlar, kulaklarından asla çıkarmadıkları şu ve benzeri küpelerle hayatlarını sürdürmek durumundadırlar:
"Her nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir" (Hadid: 4).
"Bilin ki Allah her zaman sizi görüp-gözetmektedir." (Nisa: 1).
"Biz insana şah damarından daha da yakınız." (Kaf: 16).
"Onun sağında ve solunda bekleyen, yaptıklarını bir bir kaydeden iki melek vardır. Evet, insan ne zaman bir söz söylese, yanında mutlaka (onu kaydetmeye hazır) bir gözcü vardır." (Kaf: 17-18).
"Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer." (Enfal: 24).
Bu ve benzeri şaşmaz ölçüleri benliğine nakşetmiş olan hiçbir bilinç, namaz ile namaz dışındaki hayatını asla bir birinden ayıramaz, kesinlikle bilir ki; namazda beni murakabe eden irade bütün bir hayatımı da murakabe etmektedir.
Asla unutmaz, asla yorulmaz ve asla uyku tutmaz olan bu İlahi iradenin gözetiminde ve denetiminde olduğu bilinciyle hayatını sürdüren insan, asla bir başka insanın 'kurdu' olamaz, asla bir başka insanın korkulu rüyası olamaz, kesinlikle bir başka insanın hakkına tecavüz edemez, adalet söz konusu olduğunda, şahitlik söz konusu olduğunda asla ve asla taraf tutamaz, suçlu babası da olsa gerçeği söylemekten geri duramaz.
Kulağında böylesi küpelerle yaşamayı ilke edinmiş olan insan, bilir ki; bu İlahi iradenin yasakladığı her çeşit günahı işleyerek, yine bu irade tarafından vaad edilen "Selam Yurduna" ne dünyada ne de ukbada asla ulaşılamaz.
Namazda gözü olmayanın, ezanda kulağı olmayanın elbette 'kulluk sözleşmesini' unutma tehlikesi daha fazladır ama namaz kıldığı halde sözleşmeden bihaber yaşayıp yaşadığı ortamı, yaşadığı çevreyi cehenneme çevirenler de ne yazık ki az değildir.
Aman dikkat!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025