Güngören'in düşündürdükleri

Terörü tarif etmek, anlamak ve anlatmak herhalde mümkün olmayacak. Hangi, tarifi yaparsanız yapınız, hangi komplo teorilerini, senoryalarını yazarsanız yazınız terörü anlatamazsınız. Bütün tarifler, teoriler, senaryolar  terörün yanında hafif kalır, sönük kalır ve  maalesef ehven kalır.Dünyanın neresinde kime ve nereye karşı olursa olsun terörün vukuundaki çaresizliği, acıyı, endişeyi, korkuyu rakamlarla ve kelimelerle duyamaz, hissedemez ve yaşayamazsanız.Terörist düşman olmadığı gibi terörizim de savaş değidir!... Bu terör ve terörizm düşmandan da savaştan da başka birşeydir. Bu insani değil ama hayvani de değildir!... Evet bu terör ve terörizm çok başka birşey!... İşte bu yüzden bunu tarif etmek, anlamak ve anlatmak  mümkün değildir. Lanetlemek, kınamak, hatta yakalayıp cezalandırmak bile bunu anlamaya ve anlatmaya yetmez.Bunun durması lazım? Bunun durdurulması lazım? Elbette hayır!... Bin defa hayır!... Ama olacaksa - ki oluyor - düşmana evet savaşa evet.. Ama terör ve teröriste kesinlikle hayır. İster şahıs ister örgüt ve isterse de devlet terörü olsun... Hiç farketmez. Silahın namlusu ile burun buruna gelen Filistin'li çocuk, ABD'de ki ikiz kuleler, Afganistan, Bosna, Irak son olması duasıyla Güngören'de olduğu gibi ülkemizde yaşananların hiç biri ne savaştır ve ne de savaştan herhangi bir sahne... Zaman zaman Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi tarafların anlaşamayıp savaşmak zorunda kaldıkları bir şey de değil. Ancak dünyadaki bilinen ve bilinmeyen gelişmelere bakılırsa... Terör ve terörizm cephe savaşlarının en terörize olan şeklinden dahi netice alamayan başta ABD olmak üzere Batı dünyasının savaş öncesinde, savaşta ve savaş sonrasında olmak üzere istediği zaman istediği yerde devreye sokmak için ortaya attığı insanlığın baş belası bir vahşet timi ..... Hain, sinsi, gizli, acımasız... Gürültü, çığlık, panik ve herşey paramparça İnsanlar? Eşyalar... Vitrinler? Binalar...  Otobüsler? Trenler? Vapurlar ve Uçaklar...Bugün terörü besleyenler, yönlendirenler ve kullananlar yarın onun kurbanı olmaktan isteselerde kendilerini alamayacaklardır. Terörün efendileri bu gerçeği gördükleri zaman inşallah vakit geçmemiştir. Terörün çare, teröristin de yar olmadığını önce onun efendileri anlamak ve gereğini de bir insanlık borcu olarak yerine getirmek zorundadırlar. İnsanlar aç kalabilirler, hasta ve yaralı olabilirler. Ama birileri insanları nasıl aç bırakabilir? Ve insanları nasıl öldürebilir? İşte mesele burda. İnsanlığı açlığa bırakanlar, hasta edenler, yaralayanlar, ruhunu, namusunu, inancını ve bedenini pazara çıkaranlar? Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de onu teröre kurban ediyorlar. Terörün galibi olmaz, kahramanı hiç olmaz. Sadece Türkiye'nin değil, bütün dünyanın Perşembesi iyi görülmüyor.