Önceki günkü yazımızda “meyvesi olan ağaç taşlanır” demiştik ve öğreniyoruz ki taşlanmaya da devam ediyor.
Hayatını Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığına ve Türk milletinin birlik ve beraberliğine adayan, bu uğurda karış karış tüm Türkiye’yi sabırla dolaşan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hakkında yeniden iftira kampanyası başlattılar.
Demek ki Sayın Baş’ın birlik ve beraberlik adına yaptığı faaliyetler birilerini rahatsız ediyor ve de bugünlerde siyasi irade tarafından verilmesi planlanan çok önemli tavizler var.
Sayın Baş’a iftira atan uydurma eylem planının ilk maddesi şu:
“Toplum içine atılmış bulunan, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Laik-Antilaik gibi kavramların başta basın ve yayın organları olmak üzere her türlü yöntem kullanılarak körüklenmesi ve bu sayede bölünmenin hızlandırılması”
Nasıl bir eylem planı ki, bir taraftan Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik çatışması çıkarılmak ve körüklenmek isteniyor, diğer taraftan da bunu körüklemek isteyenler, bu çatışma projesine en büyük darbeyi vuran Prof. Dr. Haydar Baş’a destek veriyor!
Sayın Baş, geçtiğimiz yıl 6 kez düzenlenen Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla Alevi, Sünni ve Caferi kardeşlerimiz arasında birliğin kardeşliğin sağlanması için büyük bir hizmet vermiştir. Bu eylem planının bir iftira olduğu daha ilk maddeden bellidir.
“Benim damarımı kesseniz Kürt kanı akar” diyen, “Türk-Kürt aynı dedenin torunlarıdır” diyen ve vatandaşlık maaşı projesiyle topyekun milleti kucaklayan Sayın Haydar Baş nasıl ülkede kaos çıkartmak isteyen eylem planının bir parçası olabilir?
Bu gerçeklerden yola çıkarsak, sözde eylem planını kim kaleme aldırdıysa, asıl bu ülkede kaos, karmaşa ve çatışma isteyenler onlardır ve Sayın Baş’ın birlik ve beraberlik çalışmalarını hazmedememektedirler.
Yine birilerini rahatsız eden en önemli gelişme Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu yıl Kocaeli’nde başlattığı ve yıl boyu devam edecek olan Milli Kahramanları Anma Programlarıdır.
Dün ülkemizi işgal edenlerin taşeronluğuna soyunmuş olan birileri, Türk milletinin içinden çıkan milli kahramanları bugün yeniden karşılarında görmek istememektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş ise, gittiği her ilde, Nene Hatunları, Sütçü İmamları, Kara Fatmaları, İpsiz Recepleri, Rıdvan Hocaları ve nice kahramanlarımızı milletimize hatırlatarak milli bir uyanışı gündeme getirmektedir.
Demek ki Sayın Baş’a iftira atanlar, ülkemize işgal planlayanların taşeronluğunu yapanlar ve bu ülkede milli bir direniş istemeyenlerdir.
Peki, bu iftira neden bugün alevlendirildi?
Çünkü Türkiye bugün çok önemli bir virajdadır, çok önemli bir tavize hazırlanmaktadır.
Terörle mücadele, terörle müzakereye dönüştürülmüş ve AB ve ABD’nin de baskılarıyla teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yol haritası hayata geçirilme aşamasına gelmiştir.
Tabi yol haritasını teröristbaşının eline verenler de yine ülkemiz üzerinde menfur hesabı olanlardır. Bölünme projesinin bu son aşamasında, sürecin hızlanması için her figüran devreye konulmuş, Pensilvanya’dan teröristbaşının elinin ve eteğinin öpülmesi talimatları gelmiş, Cübbelilere çamur attırılmış, milli uyanışın önü kesilmeye çalışılmıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın millet adına dik duruşu birilerini oldukça rahatsız etmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş, iftira atıldığı gibi ne devletin adamıdır ne de düşmanıdır; O vatanını ve milletini seven, kendisini birlik ve beraberliğe adamış, asla hukukun dışına çıkmayan, tam bağımsızlıktan yana olan, proje sahibi, samimi, dindar yaptığı her şeyle örnek olan mükemmel bir şahsiyettir.
O, Hacı Bektaşların yolunun yolcusu olan bir Ehl-i Beyt aşığı, Atatürklerin izini takip eden bir vatan-millet sevdalısıdır.
İşte rahatsız olanların rahatsızlığı da bundandır.
Hayatını Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığına ve Türk milletinin birlik ve beraberliğine adayan, bu uğurda karış karış tüm Türkiye’yi sabırla dolaşan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hakkında yeniden iftira kampanyası başlattılar.
Demek ki Sayın Baş’ın birlik ve beraberlik adına yaptığı faaliyetler birilerini rahatsız ediyor ve de bugünlerde siyasi irade tarafından verilmesi planlanan çok önemli tavizler var.
Sayın Baş’a iftira atan uydurma eylem planının ilk maddesi şu:
“Toplum içine atılmış bulunan, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Laik-Antilaik gibi kavramların başta basın ve yayın organları olmak üzere her türlü yöntem kullanılarak körüklenmesi ve bu sayede bölünmenin hızlandırılması”
Nasıl bir eylem planı ki, bir taraftan Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik çatışması çıkarılmak ve körüklenmek isteniyor, diğer taraftan da bunu körüklemek isteyenler, bu çatışma projesine en büyük darbeyi vuran Prof. Dr. Haydar Baş’a destek veriyor!
Sayın Baş, geçtiğimiz yıl 6 kez düzenlenen Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla Alevi, Sünni ve Caferi kardeşlerimiz arasında birliğin kardeşliğin sağlanması için büyük bir hizmet vermiştir. Bu eylem planının bir iftira olduğu daha ilk maddeden bellidir.
“Benim damarımı kesseniz Kürt kanı akar” diyen, “Türk-Kürt aynı dedenin torunlarıdır” diyen ve vatandaşlık maaşı projesiyle topyekun milleti kucaklayan Sayın Haydar Baş nasıl ülkede kaos çıkartmak isteyen eylem planının bir parçası olabilir?
Bu gerçeklerden yola çıkarsak, sözde eylem planını kim kaleme aldırdıysa, asıl bu ülkede kaos, karmaşa ve çatışma isteyenler onlardır ve Sayın Baş’ın birlik ve beraberlik çalışmalarını hazmedememektedirler.
Yine birilerini rahatsız eden en önemli gelişme Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu yıl Kocaeli’nde başlattığı ve yıl boyu devam edecek olan Milli Kahramanları Anma Programlarıdır.
Dün ülkemizi işgal edenlerin taşeronluğuna soyunmuş olan birileri, Türk milletinin içinden çıkan milli kahramanları bugün yeniden karşılarında görmek istememektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş ise, gittiği her ilde, Nene Hatunları, Sütçü İmamları, Kara Fatmaları, İpsiz Recepleri, Rıdvan Hocaları ve nice kahramanlarımızı milletimize hatırlatarak milli bir uyanışı gündeme getirmektedir.
Demek ki Sayın Baş’a iftira atanlar, ülkemize işgal planlayanların taşeronluğunu yapanlar ve bu ülkede milli bir direniş istemeyenlerdir.
Peki, bu iftira neden bugün alevlendirildi?
Çünkü Türkiye bugün çok önemli bir virajdadır, çok önemli bir tavize hazırlanmaktadır.
Terörle mücadele, terörle müzakereye dönüştürülmüş ve AB ve ABD’nin de baskılarıyla teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yol haritası hayata geçirilme aşamasına gelmiştir.
Tabi yol haritasını teröristbaşının eline verenler de yine ülkemiz üzerinde menfur hesabı olanlardır. Bölünme projesinin bu son aşamasında, sürecin hızlanması için her figüran devreye konulmuş, Pensilvanya’dan teröristbaşının elinin ve eteğinin öpülmesi talimatları gelmiş, Cübbelilere çamur attırılmış, milli uyanışın önü kesilmeye çalışılmıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın millet adına dik duruşu birilerini oldukça rahatsız etmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş, iftira atıldığı gibi ne devletin adamıdır ne de düşmanıdır; O vatanını ve milletini seven, kendisini birlik ve beraberliğe adamış, asla hukukun dışına çıkmayan, tam bağımsızlıktan yana olan, proje sahibi, samimi, dindar yaptığı her şeyle örnek olan mükemmel bir şahsiyettir.
O, Hacı Bektaşların yolunun yolcusu olan bir Ehl-i Beyt aşığı, Atatürklerin izini takip eden bir vatan-millet sevdalısıdır.
İşte rahatsız olanların rahatsızlığı da bundandır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025