Geçen haftanın önemli iki gündem maddesi haber bültenlerinde kısaca yer aldı ve geçiştirildi. Bence bunlar üzerinde oldukça durulması, düşünülmesi ve değerlendirmeler yapılması gerekiyordu.Bunlardan birisi ABD'nin Türkiye'ye yerleştirmeye çalıştığı füze kalkanı projesi ile alakalıydı. Füze kalkanı hakkında nihai mutabakatın sessiz sedasız bir şekilde onaylandığı ortaya çıktı. Gündem saptırmanın tozu dumanı içinde kim bilir hangi stratejik anlaşmalara imza atıldı, bilinmez. Ama pek yakında hepsinin kokusu çıkar.Geçen hafta basına yansıyan habere göre, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın geçen ay yaptığı Türkiye ziyareti sırasında nihai mutabakat Türk yetkililerce imzalandı.Bu mutabakattan sonra, füze kalkanı sistemi çok yakın bir zamanda İran'a yakın bölgede inşa edileceğini göreceğiz.Füze kalkanı ne anlama geliyor, dilerseniz tekrar hatırlatalım. Öncelikle ismi "kalkan" olsa da bu sistem saldırı amaçlı da kullanılabiliyor. Resmi belgelerde her ne kadar İran telaffuz edilmese de kulislerde en büyük hedefin İran olduğu belirtiliyor. Amaç ABD'nin ve yandaşlarının İran'a yapacağı herhangi bir operasyonda İsrail'i İran füzelerinden korumak, İran'ın füzelerini tamamen etkisiz hale getirmek? Bunun da ötesinde daha önemli bir hedef var: Bu İsrail'i koruma ve İran'ın elini kolunu bağlama görevi bizzat Türkiye'ye veriliyor ki, Türkiye ve İran karşı karşıya gelebilsin.Anlayacağınız Türkiye'yi çok büyük bir tehlikenin içine çekecek olan stratejik bir mutabakat bir ay öncesinden sessiz sedasız imzalanıyor ve Türk kamuoyu bunu bir ay sonra satır aralarında görüyor. Asıl hesabın Türkiye ve Türk milletiyle olduğunu görmek için şu yaşanan olay bile bence yeterlidir.Gelelim ikinci gündem maddesine, Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta AKP İstanbul İl Başkanlığı tarafından organize edilen ve azınlık temsilcilerinin de katıldığı bir sözde iftar yemeğinde çok önemli açıklamalar yaptı. Bence bu açıklamalar 2005'te yaptığı Diyarbakır konuşması kadar önemliydi. Hani şu, "Kürt sorunu benim sorunumdur" diye başlayan konuşması kadar? O gün terör için bir milat olmuş ve bir anda alevlenmişti. Ondan sonra yapılan terörist açılımlarına da hepimiz şahit olduk.Peki, Sayın Başbakan bu iftar yemeğinde bu kadar önemli neler söyledi?Başbakan Erdoğan 2005 sonrası yapılan açılım politikalarından bahsederek "asimilasyon ve inkar politikasına son verdik" dedi. Yani bugüne kadar Türkiye asimilasyon politikası uyguluyormuş, Kürtleri inkar ediyormuş ve siyasilerimiz de buna son vermiş.Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, Türkiye ve Türk milleti tarihinde asla hiçbir grubu ya da kimseyi asimilasyona tabi tutmaya çalışmamıştır ve kendisini oluşturan toplulukları da inkar etmemiştir. Her etnik grubun bugüne kadar gelmesi de bunun en bariz ispatıdır.Türk milleti her dönem Lazıyla, Kürdüyle, Çerkeziyle, Acemiyle, Arabıyla, Boşnağıyla bir ve beraber olmuş ve kimse ayrımcılığa tabi tutulmamıştır.Bugünkü siyasilerin yaptığı açılımlar ise Kürt halkının sorunlarını çözmek değil, AB ve ABD'nin baskısıyla Türkiye'yi bölmek isteyen PKK ve bölücülerin ekmeğine yağ sürmek şeklinde zuhur etmiştir.Başbakan'ın bu sözleri devletin PKK ile mücadelesinin "asimilasyon politikası", PKK'nın Kürt halkını temsil ettiğinin reddedilmesinin ise "inkar politikası" olarak anlaşılmasına yol açmaktadır ki bu Türkiye'yi çok hayırlı sonuçlara ulaştırmayacaktır.Bu tür açıklamalar bölücülere daha fazla cesaret vereceği gibi, Türk siyasileri bu açıklamaları yapmaya iten terör faaliyetlerini daha da artıracaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025