Gorbaçov'un kafası hoştu bunların eli cebinde

G20 Zirvesi ile ilgili çok şey yazıldı çizildi. Detaylara girmeden gözlemlediğim bazı noktaları geç de olsa 'siyasette gelinen son noktayı' tekrar hatırlatmak, gelecek nesillere 'ibret olsun diye' not düşmek istiyorum.G20 Zirvesi için Türkiye'ye gelen liderlerin Antalya'da ağzı açıkta kaldı adeta! Çünkü maharetli bir organizasyon nasıl olur, yemek servisi nasıl yapılır onu gösterdik yedi düvele...Sevgili ağabeyim Murat Çabas'ın 'Senkronize uşaklık' yazısını mutlaka okuyun lütfen, yazılanları burada tekrar etmek niyetinde değilim.Kıymetli okurlarım, özetle "2 günde siyasette itibarlı olma ve ekonomik sorunları çözme yöntemlerini" tekrar hatırlatalım.1- Eller cepte iken her liderin yanağından bir buse almak,2- Normal oturuyorken, hemen ayak ayak üstüne atmak ya da konuğun ayak ayak üstüne atmasıyla ayak ayak üstüne atmak, indirince de indirmek. Ama bunu en hızlı sen yapmalısın.3- Ülken için borç alırken, ezilip büzülerek değil elini masaya vurarak hatta sana borç verenden bir buse alarak almak. Ezik değilsin sen unutma!4- Denilen her ne ise denilenlere itirazsız evet demek fakat evet derken etrafa belli etmemek için el hareketleri ile olmaz, hayır imajı vermek.5- Onların askerine, itine, köpeğine, eniğine her daim 'sağ salim' olsunlar diye dua etmek. Elleri, ayakları sakat kalmasın diye onları korumak.6- Benim canım çok kıymetlidir, ben yapamam edemem diyenler karşısında yahu benim misafirimsin 'ben öleyim sana' demek. Hatta 'sen göster öleceğim yeri' gidip orada öleyim fedakârlığını göstermek.Türk siyaseti gösterdiği fedakârlıklar karşısında dünya liderlerinin aklını aldı adeta!Evet, bir akıl tutulması yaşandı. Kendi aklı ile, milli refleksleriyle hareket edemeyen Türk siyaseti yine bir akıl tutulması yaşadı.Suriye ile savaştan, mültecilerin tamamına bakmayı üstlenmeye kadar birçok konuda 'Türkiye zifiri karanlığın içine sokulmaya' bir kez daha bağıra çağıra evet dedi.Çözüm sürecinde 'Kürt sorunu' vardır diyerek bölge halkına PKK'lı terörist kılıfını giydiren siyaset nasıl dışarıdan bir operasyonun önünü açıyorsa, Fransa'daki IŞİD (ABD ve İsrail) eliyle yaptırılan terör saldırısının ardından tüm İslam coğrafyasında ve Avrupa'da da "Müslümanlara" terörist kılıfı giydirilerek yeni bir soykırımın fitili ateşlenmek isteniyor.Dün ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için kilisedeki Hıristiyanlar gibi 'İsa Mesih Kutsal ruh' adına (haşa!) dua eden siyaset, bugün onlar için ölmeye pardon kendisi için kefen giyenleri diri diri gömmeye evet dedi.Sovyet lideri Mihail Gorbaçov dönemindeki "şişe üzerinde" uygulanan siyasetin bir benzeri bugün ülkemizde yaşanıyor. Ülkemizdeki siyasiler ise "eli cebinde siyaset" taktiğiyle ülkenin itibarını ve ekonomisini düzlüğe çıkarmaya gayret sarf ediyor!Hadi Gorbaçov'un kafası hoştu, ya bunlara ne demeli?Hedefte sanki Esad'ı yok etmek üzere politika üreten siyaset aslında "Türk milletini, vatanıyla beraber yok etmeye planlıyor."Milletin peşinden gittiği siyaset 'Esad'lı geçiş süreci ile milleti meşgul ederken (millet bunu isteyerek, şevkle kabul etmiş olsa da), tüm dünya ülkeleri bugün Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan "Milli Ekonomi Modeli"ne geçiş sürecini tartışıyor.Senin almak için hayalini kurduğun 1300 liranın ötesinde "sana 5 bin lira asgari ücret vereceğim" diyen Haydar Hoca'yı gözlüyor dünya insanlığı.'Ruhsat sahibini' görmeyen gözü, duymayan kulağı olana ne söylesek boş...Şems-i Tebrizi'nin dediği gibi, "Okumayan için hiçbir kitap yazılmamış. Dinlemeyen için hiçbir söz söylenmemiştir.""Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: 'Siz ne iseniz sizi idare edenler de odur.' İktidar milletin aynasıdır. Eğer yolsuzluk, hırsızlık varsa biz kendimizi görüyoruz orada. Kendimizden olmayan bir şeyi nasıl seçebiliriz ki? Milleti ikaz ediyorsun ayıkmıyor. Milli iradeymiş. Ne milli iradesi... Bu bir milli kandırmadır." (Prof. Dr. Haydar Baş).