İsrail'le dostluktan da öte Barzani ile din kardeşiyiz!

İsrail rıhtımına demir atan AK Partisi "hiç kuşkusuz İSRAİL DOSTUMUZ" deyiverdi.
Bu dostluk kuru bir 'gadan alam' tarzında bir dostluk değil(miş) onu anladık.
Yine kendi açıklamalarından anlıyoruz ki bu dostluk "imani" bir dostluk, dinsel bir kardeşlik!
AK Partisi sözcüsü Ömer Çelik'in duyurduğu "İsrail dostluğunun" ana damarı olan "iman" birlikteliği gerçeğini Mehmet Metiner yıllar önce söylemiş.
"Yezid'le Hüseyin karşı karşıya geldiğinde bizim tavrımız Yezid'den yanadır"  diyen AK Metiner'den bahsediyoruz.
Haber Türk'te Fatih Altaylı'nın konuğu olan AK Partisi milletvekili Mehmet Metiner bakın ne diyor:
"Barzani bizim kardeşimizdir... Barzani tarihsel olarak da, dinsel olarak da, bölgesel olarak da bizim kardeşimizdir... Biz birbirimizin kardeşleriyiz."
Ve devam ediyor Metiner: "Aslında Barzani'nin ofisinde bulunan Kürdistan haritası değil bir Osmanlı haritasıdır..." (2013).
Vatandaş ise Yugoslav halkı gibi olup biten ile pek ilgilenmiyor evinde oturmuş dizi izliyor!
"Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları ile alkışlanan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaretlerinde arkasına "Kürdistan bayrağı asılan" Peşmerge Barzani'nin "Yahudi asıllı" olduğunu hatırlatmak isteriz.
Kürt Yahudisi olan UCLA öğretim üyesi Prof. Yona Sabar ise 1982'de  yazdığı "The Folk Literature of the Kurdistani Jews: An Anthology"de, Yahudi Barzani ailesinin kurucusunun 16. yüzyılda yaşayan Haham Samuel Barzani olduğunu belirtiyor, ailenin sonraki yüzyıllarda Musul, Kerkük ve Erbil yöresinde etkili olduğunu açıklıyor (Bkz. Doç. Dr. Sait Yılmaz, İsrail ve Barzani ailesi, İlmi mak., s.3-6, İAU Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi).
Kritik soru şu: Türkiye Büyük İsrail'e giden Arz-ı Mev'ud'un hayata geçirilme projesi olan gelişmelerde izlediği tavırla sizce hangi yandadır?
Hükümet bir taraftan başkanlık sistemi ile federatif yapı çalışmalarını hız verirken, diğer tarafta ise HDP/PKK cephesi özerklik ilanında bulunuyor, bir an önce adım atılmasını istiyor.
Başkanlık sistemi Türkiye'nin eyaletlere ayrılması sonucu getirirken, özerklik talebi de otomatik olarak karşılanmış oluyor.
Anlayacağınız her iki tarafta Türkiye'nin yeni yüzyılda parçalanarak dünyanın yeniden şekillenmesine giden yolda gereken adımları atmasını talep ediyor.
Ama bunu iktidardakiler "Yeni Türkiye", "sınırları genişleyen Osmanlı" kılıfıyla servis ederken, HDP/PKK cephesi parlayan yıldız "Yahudi Barzani" kontrolünde "Kürdistan" ismiyle Büyük İsrail Devleti'ni arzuluyor.
İki ayrı hareket ama tek hedef tek iman ekseninde yürüyor işler!
İsrail dostluğuyla, Barzani'nin imanını birleştirince ne çıkıyor karşınıza?
İşte karşınızda Yahudilerin Arz-ı Mev'ud imanıyla hayal edilen Büyük İsrail Devleti.
* * *
Allah buyuruyor ki: "Yahudi ve Hıristiyanı dost edinme! Edindin, ondansın..." Ondan olanın adı 'kâfir' olur... Yani bunlardır demiyoruz ama hatırlatıyoruz: Ayağınızı denk alın. Seçilenler de, seçenler de... Denk alın. Bu sizin iradenizle olacak iş değildir. İnanıyorsanız, yaptığınız hareketleri kontrol etmeniz, yanlışları terk etmeniz lazım.
Bakınız Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu bir oyundur, Kobani'de de oynandı" başlıklı yazısında ne diyor:
"... Dünyanın gözü Tunus'tan, Libya'dan, Mısır'dan, Suriye'den sonra Türkiye'ye çevrilmiş durumda.
Demokrasi getireceğiz gerekçesi ile Arap Baharı'nın mağduru ülkelerin iç işlerine karışan Türkiye bakalım şimdi ne yapacak?
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerden 200 bin, sadece Sur ilçesinde 20 bin kişi göç etmiştir.
Bu göç dalgası size Kobani'yi hatırlatmıyor mu?
IŞİD'in önünden Türkiye'ye kaçan Suriyelileri, Türkmenleri anımsatmıyor mu?
Farklı bir işgal yöntemi yaşıyoruz.
Adı Arap Baharı'na dahil olmuş ülkeler arasına girmese de Anadolu'nun güneydoğusunda vatandaşlar çıkan olaylar nedeniyle sessizce ilçeleri terk ediyor ve buralara Peşmerge yerleşiyor.
Kısaca Güneydoğu parçalanıyor.
Arz-ı Mev'ud içinde yer alan Güneydoğu, Türk vatandaşlarından arındırılıyor.
Bu arada Ak Parti Sözcüsü 'İsrail bizim dostumuzdur' diyebiliyor.
Kısa bir süre sonra elimizden çıkan yerlerin gösterildiği haritalar önümüze konacak.
Tıpkı üçe bölünmüş Irak'ın, aşiretlere ayrılmış Libya'nın ya da şu anda belki onlarca farklı gurubun pay kavgasına girdiği Suriye topraklarının yer aldığı haritalar gibi..."
Umarım bu uyarılar Irak ve Filistinlilerin yaşadıkları başımıza geldikten sonra anlaşılmaz.
Seçilenler de, seçenler de... Kendiniz için, çocuklarınız için, namusunuz için...
Görün artık; Haydar Hoca'yı dinleyen dünya "vatanına ve namusuna" sahip çıkarken, dinlemeyen, iftira eden her türlü eziyeti edenler bugün "domuz çobanlığı" yapıyor ve namuslarını satıyor... (başka bir gün bu konuyu detaylı bir şekilde yazacağım).
Hafız Ahmet Soyyiğit'in sözleriyle bitirelim:
"Ey gönül, kendini vezn etmeye kantar ara bul!
Yürü git, kantarına halis olan ayar ara bul!
Kapatırlar seni bir hâl-i haraba yalınız;
Ol karanlık geceler kendine bir yâr ara bul!


Bu nefis seni bir gün dosta düşman edecek
Yürü dil mülkine ehl-i kumandan ara bul
Saltanat mülkü konak bir gün elden gidecek
Sana bakide ev yapacak mimar ara bul."