İnsanları sevecekmişiz, öyle demişler. Peki bizler Resulullah'ı (sav) tanımadan, O'nun kadr-ü kıymetini bilmeden, nerede nasıl davranmış, kime hangi durumda ne söylemiş, ne zaman hoşgörmüş, ne zaman uyarmış, ne zaman hiddetlenmiş, ne zaman savaşmış öğrenmeden insanları gerçekten sevebilecek miyiz? Sevebileceklerimizi seçebilecek miyiz? İnsan Allah'ın (cc) yeryüzündeki halifesi. İnsanlara gönderilen son Resul Hz. Muhammed (sav) öğretmenimiz, yol, iz gösterenimiz, sevilmeye ve saygı duyulmaya en layık insan. O bizim herşeyimiz olmalı, peki bizim O'nun bir şeyi olmayışımız ne acı! Bizim O'nu unutuşumuz, hatırlayamaz oluşumuz, herkesin kendi hengamesinde, hayat kavgasında kaybolup, bir peygamberi olduğunu ancak O'nun öğrettikleri ile doğru yolda sabit kadem olabileceğini bilmemesi, dahası hafife alması, yok sayması ne büyük cesaret.Evet kelimeyi yanlış seçmedik, bu kadar cesaret ancak gafletimizin ve cehaletimizin bir ürünü olabilir. "Allah'tan ancak hakkıyla alimlerin korkması" ilim öğrenme ve öğrendiğini uygulama telaşında olan insanın farkedebildiği bir gerçek. Allah'ı (CC) bilmek ve hakkıyla ibadet edebilmek için önce Resulullah'ı (sav) tanımaya, anlmaya, sevmeye ihtiyacımız olduğunu, "Ben insanın sırrıyım..." kutsi hadisini anlayabilmek için Resulullah'ın (sav) ağzından çıkan her söze kıymetini takdir edemeceğimiz bir cevher olarak bakmamız gerektiğini anlamak için de "alim" olmaya gerek var mı? Yirmibirinci yüzyılın müslümanları olarak, bugün hem kendimizle barışık olmak için "üsvetün hasene" yani "en güzel örnek" olan Resulullah'ı (sav) davranışlarımızda yaşatmamız gerektiği gerçeği var.Efendimizi belki dünya gözü ile göremiyoruz fakat O'nun bize öğütlediklerini hiç olmazsa bazılarını tutabilirsek, O'nun davrandığı gibi davranabilirsek evet O'nu gerçekten gönlümüzde ve hafızamızda diriltmiş olacağız. Böylece O'nun "kardeşlerim" diye bahsettiği ahir zaman ümmeti olabilmek çok da uzak bir hayal olmasa gerek. Hani Mevlana Hazretleri; "Beni ariflerin gönlünde arayınız" diyor. Resulullah'ı (sav) anlayabilmek için önce gönlümüzde diriltmemiz gerekmez mi? Bu diriliş için de O'nu gönlünde ve davranışlarında diriltenleri sevmemiz, onlara yakın olmamız, kardeş olmamız görevden öte "aşk" boyutunda yaşanan bir gerçek olmalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022