Hindistan'da her şey karmakarışıktı. Siyasi iktidar düzensiz ve kudretsizdi. İnsanlardan bir kısmı cahilliklerinden hindu ve diğer kafirleri taklid eder olmuş, bir kısım Müslümanlar da bid'at ehli kimselerin hal ve hareketlerine kapılmışlardı. İlmin yerini cehalet, faziletin yerini ise dalalet, alçaklık almışlatı. Fasık din adamları ortalığı fitneye boğmuş, salih Müslümanlar kıyıda köşede kalmışlardı. İşte böyle bir zaman Hindistan'a dönen Şah Veliyyullah-ı Dehlevi Hazretleri, Eski Delhi'de kına satıcılarının bulunduğu Mahendiyen Çarşısı civarında babasından kalan eve yerleşti. O mütevazi evinde ders vermeye başladı. İlme susayanlar, akın akın gelip onun gönüllere ferahlık veren derslerinden, ilim deryasından istifade ettiler. Şah Veliyyullah-ı Dehlevi Hazretlerinin ilim ve feyzinin üstünlüğü bütün beldeye yayıldı. O mütevazi ev, talebeye kafi gelmez oldu. Zamanın Gürganiyye Devleti hükümdarı Sultan Muhammed, Şah Veliyyullah Hazretleri için bir medrese yaptırdı. 1857 senesinde İngilizlerin işgaline kadar bu medresede ilim öğretildi. İnsanlığın ve İslamiyetin en büyük düşmanı olan İngilizler, yıllarca insanlara ilim ve feyz saçan bu mümtaz mekanı yakıp yıktılar, böylece tarihe geçen zulümlerine bir yenisini daha eklediler. Şah Veliyyullah-ı dehlevi istikbalin en büyük ilim merkezlerinden biri olacak olan bu medresede ilim ve feyz saçmaya başladı. Çok kimse kendisinden istifade etti. Talebesinin adedi bilinmemektedir. Talebelerinin hepsine temel bilgileri öğrettikten sonra, herbirini kabiliyetli olduğu ilimde yetiştirdi. Yetişen talebelerini memleketin çeşitli yerlerine gönderdi. Medresesindeki talebelerini kendi yetiştirdiği mütehassıs alimlerin ellerine tevdi etti. Kendisi daha çok, kitap yazmak, ibadet etmek, müşkil meseleleri halletmekle meşgul oldu. Kendisini ilme öyle verirdi ki, sabah namazını müteakip çalışmaya başlar, uzun zaman devam eder, yemek yemek bile hatırana gelmezdi. Namaz haricinde bütün dikkatini çalışmaya verirdi. Allah-u Teâlâ'nın kelamı olan Kur'an-ı Kerimi tilavet ederken, tam bir edeb ve dikkat üzere bulunur, Resulullah Efendimizin mübarek hadis-i şeriflerini mütalaa ederken bambaşka bir şekil alırdı. Bilmeyen biri görse onun haline acırdı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.