Tuzcu Baba
Tuzcu Baba'nın ibadetle ve zikirle meşgul olduğu günlerin birinde, seccadesinin üzerinde Hakk'a yürüdüğünü vefat ettiğini görürler. Vefat haberin hemen duyulur. Herkes camiye koşar. Tuzcu Baba'yı çok sevdiği bu caminin avlusuna gömmeyi kararlaştırırlar.
Tuzcu Baba'nın sevenleri, aralarında aldıkları bu kararı Gâvur Ali'ye iletirer.
Gâvur Ali: "Ağalar, Halid Efendi'yi bırakın caminin avlusuna gömülmesine razı değilim!" der.
Gâvur Ali'yi bir türlü razı edemezler. En sonunda şöyle yapmaya karar verirler: Tuzcu Baba'yı, Gâvur Ali'ye farkettirmeden, caminin merdivenleri altındaki boşluğa gömecekler sonra da, ikinci bir tabutu, sanki Tuzcu Baba'nın mübarek cesedi imiş gibi, camiden alıp defin için uzaklara götürecekler. Bu planı uygularlar.
O gece, rüyasında Tuzcu Baba, Gâvur Ali'yi ziyarete gelir ve şöyle çıkışır:
"Gördün mü yaptığını? Beğeniyor musun bana ettiğini? Senin inadın yüzünden çaresiz kaldılar ve beni caminin merdivenleri altına defnettiler. Ne olacak şimdi? Camiye gelen herkes, benim cesedimin üzerinden geçip gidecek. Çiğneyecekler beni! Bana, caminin avlusundan bir yer vereceksin Gâvur Ali! Bunu unutma Gâvur Ali! Benim asıl yerim caminin avlusudur. Unutma bu söylediklerimi Gâvur Ali!"
Gâvur Ali, bu rüyanın tesirinden dolayı sabahı zor eder. Gün doğmadan camiye gider. Merdiven altına gelip baktığı zaman pişmanlık duyar, yaptıklarına nadim olur. Tuzcu Baba'ya karşı beslediği kin ve nefret, yerini sevgi ve saygıya bırakır. Kalbini örten karanlık perdeler yırtılmaya başlar. Aklını başına devşirir ve rüyasındaki manevi işaret üzerine Tuzcu Baba'yı, şimdiki türbesinin bulunduğu yere defnettirir.
Tuzcu Baba'nın ibadetle ve zikirle meşgul olduğu günlerin birinde, seccadesinin üzerinde Hakk'a yürüdüğünü vefat ettiğini görürler. Vefat haberin hemen duyulur. Herkes camiye koşar. Tuzcu Baba'yı çok sevdiği bu caminin avlusuna gömmeyi kararlaştırırlar.
Tuzcu Baba'nın sevenleri, aralarında aldıkları bu kararı Gâvur Ali'ye iletirer.
Gâvur Ali: "Ağalar, Halid Efendi'yi bırakın caminin avlusuna gömülmesine razı değilim!" der.
Gâvur Ali'yi bir türlü razı edemezler. En sonunda şöyle yapmaya karar verirler: Tuzcu Baba'yı, Gâvur Ali'ye farkettirmeden, caminin merdivenleri altındaki boşluğa gömecekler sonra da, ikinci bir tabutu, sanki Tuzcu Baba'nın mübarek cesedi imiş gibi, camiden alıp defin için uzaklara götürecekler. Bu planı uygularlar.
O gece, rüyasında Tuzcu Baba, Gâvur Ali'yi ziyarete gelir ve şöyle çıkışır:
"Gördün mü yaptığını? Beğeniyor musun bana ettiğini? Senin inadın yüzünden çaresiz kaldılar ve beni caminin merdivenleri altına defnettiler. Ne olacak şimdi? Camiye gelen herkes, benim cesedimin üzerinden geçip gidecek. Çiğneyecekler beni! Bana, caminin avlusundan bir yer vereceksin Gâvur Ali! Bunu unutma Gâvur Ali! Benim asıl yerim caminin avlusudur. Unutma bu söylediklerimi Gâvur Ali!"
Gâvur Ali, bu rüyanın tesirinden dolayı sabahı zor eder. Gün doğmadan camiye gider. Merdiven altına gelip baktığı zaman pişmanlık duyar, yaptıklarına nadim olur. Tuzcu Baba'ya karşı beslediği kin ve nefret, yerini sevgi ve saygıya bırakır. Kalbini örten karanlık perdeler yırtılmaya başlar. Aklını başına devşirir ve rüyasındaki manevi işaret üzerine Tuzcu Baba'yı, şimdiki türbesinin bulunduğu yere defnettirir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.