İşsiz, aşsız ve yarınlarından umutsuz yaşarken bir de milletin tefrikaya düşmesi, her şeyden daha tehlikelidir. Ne demişti milli şairimiz Mehmet Akif; "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez"
Bir aileyi, bir kabileyi, bir milleti, bir devleti tefrika yıkar. TDK sözlüğünde tefrika; "birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık ve ayrılık" olarak geçer. Bunun içindir ki ilahi kitabımız Kur'an–ı Kerim ve Yüce Peygamberimiz Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.); birlikten beraberlikten bahsetmiştir. Ayrılığın, sapıklığa ve düzensizliklere giden en önemli etken olduğundan bahsedilmiştir. Hatta ayrılığın insanları cehenneme dahi sürükleyeceği hakkında çok ciddi uyarıları mevcuttur.
Kur'an–ı Kerim de tefrika hakkında şu ve benzeri uyarılar mevcuttur;
"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti. İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır." (Al–i İmran suresi / Ayet 103–105)
Şimdi geriye dönüp, ülke siyasetinde, bölgemizde ve İslam ülkelerinde cereyan eden diğer sosyal olaylarda yaşananlara bir bakalım… Toplumlar bugün dünden daha fazla ayrışmıştır. Hemen her konuda fikirler uç noktalara çekilerek toplumsal bir gerginlik içerisine sürüklenmiştir. Bu durum hiç de hayra alâmet değildir.
Yaşadığımız asır, fitne asrını andırmaktadır. İslam ve insanlık düşmanları tefrika yoluyla toplumları önce ayrıştırmakta, birlik sebeplerini değil de sudan bahaneleri öne çıkararak kardeşi kardeşe düşman etmekte; böylece kötü emellerine bu yollarla ulaşmaktadırlar.
Maalesef insanımız Hak din anlayışından uzaklaştığı ve Hak ölçüleri kaybettiği için kolaylıkla İslam ve insanlık düşmanlarının oyununa gelmekte, onların işlerini daha da kolaylaştırmaktadır.
Asrın hastalığı ve en büyük tehlike olan tefrika (ayrılık) sorununu çözemeyen; kurumlarını ve fertlerini bir yürek bir bile yapamayan toplumlar, er ya da geç yok olmaya mahkûmdurlar.
Bir aileyi, bir kabileyi, bir milleti, bir devleti tefrika yıkar. TDK sözlüğünde tefrika; "birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık ve ayrılık" olarak geçer. Bunun içindir ki ilahi kitabımız Kur'an–ı Kerim ve Yüce Peygamberimiz Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.); birlikten beraberlikten bahsetmiştir. Ayrılığın, sapıklığa ve düzensizliklere giden en önemli etken olduğundan bahsedilmiştir. Hatta ayrılığın insanları cehenneme dahi sürükleyeceği hakkında çok ciddi uyarıları mevcuttur.
Kur'an–ı Kerim de tefrika hakkında şu ve benzeri uyarılar mevcuttur;
"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti. İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır." (Al–i İmran suresi / Ayet 103–105)
Şimdi geriye dönüp, ülke siyasetinde, bölgemizde ve İslam ülkelerinde cereyan eden diğer sosyal olaylarda yaşananlara bir bakalım… Toplumlar bugün dünden daha fazla ayrışmıştır. Hemen her konuda fikirler uç noktalara çekilerek toplumsal bir gerginlik içerisine sürüklenmiştir. Bu durum hiç de hayra alâmet değildir.
Yaşadığımız asır, fitne asrını andırmaktadır. İslam ve insanlık düşmanları tefrika yoluyla toplumları önce ayrıştırmakta, birlik sebeplerini değil de sudan bahaneleri öne çıkararak kardeşi kardeşe düşman etmekte; böylece kötü emellerine bu yollarla ulaşmaktadırlar.
Maalesef insanımız Hak din anlayışından uzaklaştığı ve Hak ölçüleri kaybettiği için kolaylıkla İslam ve insanlık düşmanlarının oyununa gelmekte, onların işlerini daha da kolaylaştırmaktadır.
Asrın hastalığı ve en büyük tehlike olan tefrika (ayrılık) sorununu çözemeyen; kurumlarını ve fertlerini bir yürek bir bile yapamayan toplumlar, er ya da geç yok olmaya mahkûmdurlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025