Dün haberdi, İ.H.Liseleri tarihe karışıyor.
Düz lise (eğik değil) mezunu olsam da, orta öğrenimimin beş yılını İmam-Hatip'li olarak geçirdim.
Sonra da baktım ileride sıkıntı olacak, liseye geçtim.
Öngörü sizin anlayacağınız.
Liseye geçmiş de olsam, ne zaman İmam ve Hatip kelimelerini duysam dikkatim o tarafa yönelir.
İşte bu yüzden o haber dikkatimi çekti.
Mezunlarının, o nedameli yıllarda bırakın polis memuru olmak, orman muhafaza memuru, kısa adı ormancı, bile olamazken, şu ülke şu anda bir İmam-Hatip'li tarafından idare ediliyor.
Sadece İ.H. Liseli.
Meslek liselerine reva görülen haksızlık yüzünden üniversite okuyamadığından müşteki olduğunu en azından ben Başbakanımız Ukrayna'dayken öğrenmiş oldum.
Başbakanla aynı yıllar aynı okullarda okumuş bir çok üniversiteli arkadaş tanıyorum aslını isterseniz.
Her neyse.
Değme keramet ehlinin bile hayal edemeyeceği bir durumdur bu; bir İmam-Hatip'linin ileride Başbakan olup bu ülkeyi idare edebileceği günleri görmek.
Bundan fazla değil, on yıl geriye gidip, o gün birine; "sen göreceksin, on sene sonra bu ülkeyi bir İmam-Hatip'li yönetecek" deseydik, bizi tımarhaneye tıkarlardı.
Artık kendi hür irademizle "tımarhanelik" olabiliriz, hiçbir sakıncası yok.
Ne oldum değil, ne olacağım demek lazım.
Bir başka şey daha var, bence birincisinden daha ilginç.
O da şu.
Dün bir İmam-Hatip'linin eskaza, yani kazara ve bin bir torpille,
Ankara'da dayısı,
Bahçesinde kayısı,
Ahırında ayısı,
Potansiyel oy sayısı,
Altılı ganyan bayisi?olsa bile, "ormancı" olmasına ah-feryat eden medya,
köşe yazarları,
bucak çizerleri,
kuyu kazırları,
şimdi mersiye dizmekle meşgul.
Kime?
İmam-Hatip'li Başbakan'a.
İnsan hayrete düşüyor.
Bu ne haldir,
Büyü mü yoksa faldır,
Saldır babam saldır.
Göğüs ve baldır,
Yaprak ve daldır,
Boğulmasını istersen derine daldır.
Her şeyin kemal noktası zevaline denktir.
İmam-Hatip sayın Başbakanımızla kemal notasını gördü artık.
İyi de, "İmam-Hatiplerin sonunu bir İmam-Hatipli eliyle getirmek" nasıl bir durum?
Bunu merak edenlere son sözüm.
Bunun cevabı, Sayın Başbakan'ın "değiştim" ifadesinde saklı.
Geçmişine ait neyi bıraktı ki, mezunu ve mensubu olduğu okulu bırakmasın?
Bazı İmam-Hatipli arkadaşların sergilediği İmam-Hatipliye pek yakışmayan manzarayı ele almayı bir sonraki bahara bırakarak, bir fıkrayla son noktayı koyalım.
Çok bilinen bir fıkra ama, olsun.
Ağaç baltaya dert yanar:
- Niye kesersin beni be kardeş, nettim sana?
Cevap vermiş balta:
- Bana ne kızarsın? Sapıma bak, o senden bir parça, ona kızsana!
Hep bizden bir parçanın kurbanı oluyoruz.
Ama hiç de akıllanmıyoruz.
Düz lise (eğik değil) mezunu olsam da, orta öğrenimimin beş yılını İmam-Hatip'li olarak geçirdim.
Sonra da baktım ileride sıkıntı olacak, liseye geçtim.
Öngörü sizin anlayacağınız.
Liseye geçmiş de olsam, ne zaman İmam ve Hatip kelimelerini duysam dikkatim o tarafa yönelir.
İşte bu yüzden o haber dikkatimi çekti.
Mezunlarının, o nedameli yıllarda bırakın polis memuru olmak, orman muhafaza memuru, kısa adı ormancı, bile olamazken, şu ülke şu anda bir İmam-Hatip'li tarafından idare ediliyor.
Sadece İ.H. Liseli.
Meslek liselerine reva görülen haksızlık yüzünden üniversite okuyamadığından müşteki olduğunu en azından ben Başbakanımız Ukrayna'dayken öğrenmiş oldum.
Başbakanla aynı yıllar aynı okullarda okumuş bir çok üniversiteli arkadaş tanıyorum aslını isterseniz.
Her neyse.
Değme keramet ehlinin bile hayal edemeyeceği bir durumdur bu; bir İmam-Hatip'linin ileride Başbakan olup bu ülkeyi idare edebileceği günleri görmek.
Bundan fazla değil, on yıl geriye gidip, o gün birine; "sen göreceksin, on sene sonra bu ülkeyi bir İmam-Hatip'li yönetecek" deseydik, bizi tımarhaneye tıkarlardı.
Artık kendi hür irademizle "tımarhanelik" olabiliriz, hiçbir sakıncası yok.
Ne oldum değil, ne olacağım demek lazım.
Bir başka şey daha var, bence birincisinden daha ilginç.
O da şu.
Dün bir İmam-Hatip'linin eskaza, yani kazara ve bin bir torpille,
Ankara'da dayısı,
Bahçesinde kayısı,
Ahırında ayısı,
Potansiyel oy sayısı,
Altılı ganyan bayisi?olsa bile, "ormancı" olmasına ah-feryat eden medya,
köşe yazarları,
bucak çizerleri,
kuyu kazırları,
şimdi mersiye dizmekle meşgul.
Kime?
İmam-Hatip'li Başbakan'a.
İnsan hayrete düşüyor.
Bu ne haldir,
Büyü mü yoksa faldır,
Saldır babam saldır.
Göğüs ve baldır,
Yaprak ve daldır,
Boğulmasını istersen derine daldır.
Her şeyin kemal noktası zevaline denktir.
İmam-Hatip sayın Başbakanımızla kemal notasını gördü artık.
İyi de, "İmam-Hatiplerin sonunu bir İmam-Hatipli eliyle getirmek" nasıl bir durum?
Bunu merak edenlere son sözüm.
Bunun cevabı, Sayın Başbakan'ın "değiştim" ifadesinde saklı.
Geçmişine ait neyi bıraktı ki, mezunu ve mensubu olduğu okulu bırakmasın?
Bazı İmam-Hatipli arkadaşların sergilediği İmam-Hatipliye pek yakışmayan manzarayı ele almayı bir sonraki bahara bırakarak, bir fıkrayla son noktayı koyalım.
Çok bilinen bir fıkra ama, olsun.
Ağaç baltaya dert yanar:
- Niye kesersin beni be kardeş, nettim sana?
Cevap vermiş balta:
- Bana ne kızarsın? Sapıma bak, o senden bir parça, ona kızsana!
Hep bizden bir parçanın kurbanı oluyoruz.
Ama hiç de akıllanmıyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024