Gerçekleri kabul etmek

PSV'ye elendikten sonra Fatih Terim "Gerçekleri kabul etmek gerekir PSV bizden iyi takım hem dışarıda hem içerde" şeklinde bir açıklama yaptı.

Bugün ben konunun daha farklı bir boyutundan bahsetmek istiyorum. Genel olarak Türk futbolunun yönetimi ile ilgili boyutundan zira bu konunun finansal sonuçları var.

Geçtiğimiz hafta dört büyüklerin bastırması ile TFF'nin disiplin kurullarının atama ile değil seçim ile iş başına gelmesi kararlaştırılırken Süper Lig AŞ'nin kurulması için hazırlıklara başlanması da karara bağlandı.

Bu kararlar çok önemli zira özellikle Süper Lig AŞ'nin kurulması ile kulüpler maddi konularda karar verici hale gelirken yayın hakları gibi konularda azami gelir elde etme imkanına sahip olacaklar.

Son zamanlarda Federasyon yayıncı kuruluş karşısında kulüplerin çıkarını korumakta acze düşmüştü.

Tüm kulüplerin isyanını Trabzonspor Başkanı Ağaoğlu "Tarlada çalışan biz ürünümüzü pazarlayan siz" diyerek ortaya koydu.

Futbol para olmaksızın işleyebilecek bir faaliyet değil ve günümüzde Fatih Terim'e gerçekleri kabul ettiren unsur da parasal konular.

PSV gibi takımlar yetenekleri buluyor çünkü maddi olanakları daha fazla. Biz ise daha ortalama yetenekler ile idare ediyoruz çünkü finansal imkanımız belli.

Süper Lig AŞ kulüplerimizin imkanlarını artıracaktır çünkü ancak kulüplerimiz kendi çıkarlarını en iyi şekilde korurlar. Bu yüzden Süper Lig AŞ'nin en kısa sürede kurulmasını temenni ediyorum.

Takip ettiğim kadarıyla Fenerbahçe'de işler pek iyi gitmiyor. İşin açıkçası Fenerbahçe hem futbol hem idari anlamda pek iyi yönetilmiyor.

Fenerbahçe, Zwolle ve Fürth takımları ile iki hazırlık maçı yaptı. Zwolle ile 2-2 biten karşılaşmayı izledim ve doğrusunu isterseniz Fenerbahçe'yi hiç beğenmedim.

Zayıf rakibine karşı 2-0 öne geçip bunu koruyamamak bir yana futbolcular kondisyon olarak hazır değildiler.

Pereira üçlü savunma oynatacak. Mesut Özil ve Gustavo banko gözüküyorlar. Önlerinde Pelkas oynayacak gibi anlaşılıyor.

Merkezdeki son mevki adayları ise ya Zajc ya da Sosa. Santraforda ise Serdar Dursun ya da büyük ihtimalle Valencia. Szalai, Novak ve Tisserand üçlü defansı oluştururken sağda Osayi solda ise Ferdi yer aldılar.

Pereira'nın oyun anlayışında bir sorun yok. Üçlü defans oynatacak olması da bu kadroyla herhangi bir problem teşkil etmiyor ama asıl sorun futbolcuların güçsüzlüğü.

Özellikle Mesut'tan bahsetmek lazım. Daha sezon başı olmasına rağmen halsiz ve isteksiz bir görüntüsü vardı.

Fenerbahçe'nin artısı ise Pereira'nın kendisi. Pereira "Son yarım saatteki oyun kabul edilemez. Ben buraya zaman harcamak için değil kazanmak için geldim. Bu kadar çok hata olmaz" diyerek hem anlamlı şekilde tepkisini gösterdi hem de durumun farkında olduğunu belli etti.

Eğer Fenerbahçe'nin futbolu Zwolle karşısındaki gibi olacaksa Fenerbahçe lige peş peşe yenilgiler ile başlayabilir.

Fenerbahçe'de idari anlamda da durum belirsiz zira 497 milyon TL olan harcama limitinin 100 milyon TL aşıldığı söyleniyor.

Buna rağmen yöneticiler ve başkan transfer yapacağız diyor. Bu nasıl mümkün olacak merak ediyorum.

Bir de Galatasaray'a üç gol atan PSV'li Eran Zahavi geçen sene Fenerbahçe'ye önerilmişti ama görüşmeler bir noktaya varmamıştı. Bu da Fenerbahçe'nin ne hatalar yaptığını göstermiyor mu?