Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Salı günü Harp Akademileri Komutanlığında yaptığı yıllık değerlendirme konuşması içeriğindeki çarpıcı tespitler dolayısıyla haklı bir şekilde manşetlerde yer aldı.Şüphesiz bugüne kadar en tepedeki bir komutandan duymaya pek alışık olmadığımız ve akademik seviyesi yüksek bir konuşmaydı.Uzun yıllardan bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri'ni din karşıtı olarak gösteren kötü niyetli propagandalara sanırım ilk kez bir Genelkurmay Başkanı dikkat çekerek, "Toplumumuzun mütedeyyin kesimleri TSK'yı din karşıtı olarak gösteren kötü niyetli propaganda kampanyalarına itibar etmemektedir. Ordusunu sevmekte ve güvenmektedir. Çünkü bu asker, Türk milletinin bizatihi kendisidir. Aynı hassasiyetlere sahiptir. Kim ne derse desin, Türk milletinin ordusu halktır, halktandır, halk içindir" dedi. Bu açıklama Başbuğ'un konuşmasının bence en önemli noktalarından birisiydi. Çünkü yıllardır özellikle mütedeyyin kesimler üzerinde uygulanan bu plan tam olarak etkili olamasa da askere olan olumlu bakış açısını fazlasıyla törpülemişti. Bizzat Genelkurmay Başkanı Başbuğ tarafından bu hain planın ipliğinin pazara çıkarılmış olması dikkatlerden kaçmaması gereken önemli bir şeydir.Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un konuşmasında benim özellikle dikkat çekmek istediğim önemli noktalardan birisi de terörle mücadele konusundaki açıklamalardır.Önce Başbuğ'un açıklamalarından alıntılar yaparsak;"?Terörle mücadele güvenlik, ekonomik, sosyo-kültürel, propaganda ve uluslararası alanlarda koordineli olarak yürütülmelidir.""?Terörle mücadelenin ana hedefi, terör örgütünün ve destekleyicilerinin başarı umutlarının yok edilmesidir. Böylece, terörle bir yere varılamayacağı herkese gösterilmiş olur.""?Terörle mücadelenin ana stratejik prensibi, bu mücadelenin insan odaklı olmasıdır. Mücadele, insanların kalbine ve beynine hitap etmelidir.""?Terörist de neticede insandır. Bölücü terör örgütüne katılanların, örgüte neden katıldıklarının tespiti ve bu katılımları engellemek için gerekli tedbirlerin devlet tarafından alınması terörle mücadelede önemli hususlardandır."Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, terörle mücadele konusundaki açıklamalarıyla siyasilere hem önemli bir yol haritası çizmiş hem de görülen eksiklikler dile getirilmiştir. Terörle mücadele konusu soğukkanlılıkla ele alınarak siyasilere çok önemli bir ders de verilmiştir aynı zamanda.Ama asıl sorun burada başlamaktadır. Terörün Türkiye'nin ulus devlet ve üniter yapısını tehdit eder noktalara gelmesine göz yuman veya seyirci kalan siyasiler Orgeneral Başbuğ'un çizdiği ufuktan çok ama çok uzaklar. Onlar Türkiye'nin birinci meselesi olan terörü dış güçlerin inisiyatifine çoktan terk etmiş olduklarından bugüne kadar teröre gerçek çözüm arayışlarına hiç girmemişlerdir. Ama teröre ülkemizin verdiği kayıpları şehit analarından sonra en fazla hisseden kurum olan TSK, bu çözüm arayışındadır ve olması gereken de budur. Çünkü yavrularını vatana hizmet için 'Peygamber Ocağı'na gönderen analar bunu beklemektedir.Terörü ve terörün çözümünü konuşuyorsak ve bu konuda gerçekten samimiysek ifade etmeden geçemeyeceğimiz çok önemli bir konu var.Harp Akademileri Komutanlığındaki konuşmasının bir yerinde Başbuğ, "Montesquieu'nun ön yargıyı, "Bazı şeyleri bilmemek değil, kendi kendini bilmemek" şeklinde tanımladığını hatırlatmıştı. İşte Genelkurmay Başkanının da ifade ettiği gerçekler karşısında bizi kör ve sağır bırakan ön yargıları bir kenara bırakmayı başarıp aklıselimle düşündüğümüzde Başbuğ'un, "Terörle mücadelenin ana stratejik prensibi, bu mücadelenin insan odaklı olmasıdır. Mücadele, insanların kalbine ve beynine hitap etmelidir" ifade ettiği temel hedefi sağlayan yegane çözümün Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli tezinden hareketle ortaya koyduğu "Vatandaşlık Maaşı" projesi olduğunu görebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu için 18 yaşın üstünde olan herkesin alacağı bu maaş, terör örgütüne katılmanın en temel sebebi olan yoksulluğu ortadan kaldıracaktır. Bu proje hayata geçirilirse ancak Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ifade ettiği, "Terör örgütünün başarı umutlarının yok edilmesi" mümkün olabilecektir.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu "Vatandaşlık Maaşı" projesi çözüm yolunun hayata geçebilmesi için Başbuğ'un ifade ettiği 'ön yargı'nın terk edilmesi gerek yeter tek şarttır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024