Son zamanlarda en çok duyduğumuz hayret ifadeleri bunlar.
Caddede, sokakta, çarşıda, pazarda, markette, manavda hemen hemen hayatın her alanında sıkça kulağımıza çalınan tek kelimelik ya da kısa kısa cümlelerden oluşan hayret ifadeleri…
Akaryakıta zam gelmiş…Gene mi? Son zammın üstünden daha yirmi dört saat geçmedi.
Elektriğe zam… Yok canım, daha neler?
En son duyduğumuz fiyat artışından dolayı çarpıldık, sarsıldık, sendeledik, daha kendimize gelmemişken yeni zam mı gelmiş?
Doğalgaza korkunç zam gelmiş…Şimdiye kadar gelenlerin hangisi korkunç ve dondurucu değildi ki?
"Hele şükür, bugün herhangi bir şeye zam gelmemiş" diyebileceğimiz gün olacak mı acaba?
Nasıl bir ülke olduk, nasıl bir millet olduk, nasıl bir esnaf olduk, nasıl bir üretici ve tüketici olduk ve nasıl bir hükümetimiz var?
Yarın hangi ürünlerin zam haberleri ile karşılaşacağı derin düşüncesi içinde başını yastığa koyup uyumaya çalışan büyükler, ebeveynler, bir yandan da çocuklarının yırtık çoraplarını, delik ayakkabılarını ve bir türlü tamamlayamadıkları okul eksiklerini dert ediniyorlar ve gözlerine uyku girmiyor.
Bu çilekeş milleti hayretlere düşüren haberler elbette ki sadece bazen günlük, bazen de gün aşırı bir baştan bir başa yankılanan zam haberleri değil, belki de daha çok hayrete düşüren haberler, çok maaşlıların haberleridir.
"Çoklu maaş sistemine son verilsin" teklifinin iktidar cenahı vekillerince reddedildiği haberleridir.
Bir avuç mutlu azınlığın şatafatlı ve lüks içinde devam eden hayatlarına dair haberlerdir.
İktidarın çok yakınında olup ülkenin ballı-börekli ihalelerini alan astronomik bütçeli şirketlerin vergi borçlarının silindiği, cezalarının affedildiği haberleridir.
Karakış gelmiş kapılara dayanmışken, yaşamak için en temel ihtiyaçlara, olmazsa olmaz kalemlere neredeyse her gün gelen zamlar karşısında hayretten küçük dillerini yutma noktasına gelen fakir-fukara, yetim-yoksul, hayati sorularını heybelerine biriktiriyorlar.
Neden, niçin, nasıl?
Neden bu hale geldik, niçin bu duruma gelmeden tedbirler alınmadı ve yandaş basın, yandaş kanallar nasıl bu kadar kandırdı bizi?
Ülkede yoksulluk kol geziyorsa neden bazılarına hiç uğramıyor?
Ülkede büyük çoğunluğun kazancı erimekte iken, maaşı, sofrada peyniri, zeytini erimekte iken neden bazılarının keseleri ve kasaları git gide kalınlaşıyor?
"İmam-Hatip nesli iktidarı" ülkeyi getirip bıraktığı bu uçurumun başındaki haliyle, en büyük zararı İslam'a ve Müslümanlığa vermiş olmadılar mı?
Yirmi yılda çaldıkları bu karayı temizlemek için kaç yirmi yıl geçmesi gerekir?
Bu kara delik ne zaman ve nasıl kapanacak?
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025