Nice övgüler yazılır, nice destanlara konu olur, nice umutlar bağlanır gençlik üzerine?Nasıl önem verilmesin ki; gençlik bir milletin geleceğidir, gücüdür, kuvvetidir, gençlik büyük bir nimettir? Gençlik konusuna verilen önem, satırlarda ve dillerde olmaktan öteye gitmiş midir? Geçlik geleceğin sorunlarını kucaklayacak bir şekilde yetiştirilmiş midir? Gençliğin ilim ve kültür seviyesi gelecekte karşılaşılacak sorunları çözecek seviyede midir? İşte meselenin püf noktaları bu soruların cevabında yatmaktadır... Şimdi geliniz gençliğin durumuna bir göz atarak konumuzu açmaya çalışalım? Dünya ortalamasına bakıldığında genç nüfus bakımından gerçekten de küçümsenmeyecek bir potansiyele sahibiz. İşte bundan dolayıdır ki batılı devletler gelecekte dünyanın en dinamik nüfusunun Türkler olacağını, bununda kendileri açısından bir avantaj almadığını anlamışlar, kendilerince önlemlere baş vurmuşlardır. Bir yandan nüfus planlaması, bir yandan da var olan geçliğin; inançtan, fikirden ve idealden yoksun olarak yetişmesini sağlamak için türlü oyunlar oynamaktadırlar. Nedir gençler üzerinde oynanan oyunlar..? Öncelikle gençliğin eğitimine engel teşkil etmek için milli olmaktan çok uzak bir eğitim sistemini kabul ettirmişler. Daha çok küçük yaşlarda; tarihi, kültürel ve dinsel bağlarından kopuk, eğlence ve boş bilgilere dayalı bir sistemle eğitim görmesini sağlamışlar.Eğlence kültürünün yanında cinsellik, şans oyunları ve takım tutma mantığı sayesinde, farklı faaliyetlere sürüklenen gençlik, düşünmeye bile zaman ayırtamaz bir hâle düşürülmüştür...İlk öğretimde sağlam temellere oturmayan eğitim yüzünden, liseye gelen gençler daha hırçın, daha sorumsuz bir şekilde yetişmekte, alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla karşı karşıya kalmakta, kız erkek ilişkileri ile tanıştırılmakta, hemen herkesin karşı cinsten samimi arkadaşlıklar kurarak eğitime harcaması gereken zamanlarını boşa harcaması sağlanmaktadır... Hemen arkasından üniversite sınavı denen saçma ve bir o kadar da tuzaklarla dolu bir sistem, gençliğin karşısına çıkmaktadır. Bu nasıl mantık ki elimizde çok büyük bir gençlik potansiyeli bulunsun ve o gençlik yüksek tahsil görmek istesin, sonrada önüne sınav engeli çıkarılsın?Sınava girenlerin sadece üçte biri kazanmakta, diğer üçte ikisi açıkta kalmaktadır. Sınav kazanan kesimin de büyük bir kısmı kazanamamak korkusu ile yanlış tercihlerin kurbanı olmakta, çoğu zaman beğenmediği okullarda okumak zorunda kalmaktadırlar.Sınav kazanamayan geçler toplumda işsizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Neden mi? Genç kendini okumaya şartlandırdığı için, bir yer kazanamadığı takdirde elinden gelen bir işi de olmadığından ve devlet olarak da elinden tutulmadığından, işsiz kalmakta ve bunalımlara düşmek durumunda kalmaktadırlar.devam edecek
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025