Gelir adaletsizliği had safhada
Hazırlanan raporlar, Türkiye'deki gelir dağılımındaki uçurumu gözler önüne seriyor. İsviçre bankası Credit Suisse'in son hazırladığı rapora göre, Türkiye'de nüfusun en zengin yüzde 1'inin toplam servetten aldığı pay yüzde 39,5 iken, bu oran, nüfusun yüzde 90'lık kesimi için sadece yüzde 30,2. Diğer ifadeyle, ülkemizde yüzde 1'in servet toplamı, yüzde 90'lık kesimin toplamından fazla
16.08.2023 18:57:00 / Güncelleme: 16.08.2023 19:03:12
AHMET HAYDAR TARHANLI
AHMET HAYDAR TARHANLI





AHMET HAYDAR TARHANLI / DETAY HABER
Yıllardır uygulanan neoliberal kapitalist ekonomi politikaları, ülkemizdeki gelir adaletsizliğini had safhaya çıkardı. Halbuki bir ülkede hükümetin ve ekonomi yönetiminin en önemli vazifesi gelir adaletini sağlamak. Asgari ücretin ve emekli maaşlarının sürekli açlık sınırının altında konumlanması, memur maaşlarının yoksulluk sınırının oldukça altında kalması, hiçbir gelire sahip olmayan milyonlarca işsiz tablosu Türkiye'de nüfusun çoğunluğunun normal bir gelir seviyesine ulaşmasını engelliyor. Bir de buna "vergileri tabana yayma" adı altında dolaylı vergileri artırma ve diğer kemer sıkma politikaları eklenince gelir uçurumu daha da büyüyor. TÜİK verilerine göre, ülkemizde en zengin yüzde 20'lik kesimin geliri, en yoksul yüzde 20'lik kesimin gelirinden 8 kat daha fazla. Ve bu makas açılmaya da devam ediyor. İsviçre bankası Credit Suisse'in raporu da başka açılardan ülkemizdeki bu gelir adaletsizliğini gözler önüne seriyor.
TL'deki değer kaybıyla servet geriledi
Dün açıklanan Credit Suisse'in 2023 Küresel Servet Raporu'nda Türkiye ile ilgili detaylar oldukça dikkat çekici. Rapora göre, TL'deki büyük değer kaybının etkisiyle Türkiye'de toplam servet, 1,183 trilyon dolardan 1,041 trilyon dolara geriledi. Ülkede toplam servet 141 milyar düşerken servet miktarındaki yıllık düşüş yüzde 12 olarak gerçekleşti. Kişi başı servet ise 17 bin 578 dolar olarak gerçekleşti. Türkiye oransal olarak en sert servet düşüşünün gerçekleştiği dördüncü ülke olurken, sahip olduğu dolar milyoneri sayısı da 61 bin oldu. 2021'de bu rakam 73 bindi. Türkiye'de 2015 yılında toplam servet 1 trilyon 777 milyar dolar iken kişi başına gelir de 33 bin 982 dolardı. Son yıllarda TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı, servetin de dolar cinsi değerinde düşüşleri beraberinde getirdi.
Yüzde 1, yüzde 90'ın üstünde
Credit Suisse'in raporuna göre, Türkiye'de nüfusun en zengin yüzde 1'inin toplam servetten aldığı pay yüzde 39,5 iken, bu oran, nüfusun yüzde 90'lık kesimi için sadece yüzde 30,2. Nüfusun en zengin yüzde 5'lik kesimi toplam servetten yüzde 59,2 pay alırken, nüfusun yüzde 95'lik kesiminin aldığı pay sadece yüzde 40,8. Nüfusun en zengin yüzde 10'luk kesimi toplam servetin yüzde 69,8'ine sahip. Nüfusun en yoksul yüzde 30'luk kesiminin servetten aldığı pay ise ekside. Diğer ifadeyle, nüfusun yüzde 30'unun servetini topladığınızda, yaklaşık 1 milyar dolarlık net borç çıkıyor. Nüfusun yüzde 80'inin servetten aldığı toplam pay da yüzde 18,7. Türkiye, 0,802'lik gini katsayısıyla da rapordaki 29 ülke arasında 17. sırada yer aldı. Servet sahiplerinin servetlerine göre dağılımı da şu şekilde: 100 bin dolar üstü servet sahibi olanlar 1 milyon 256 bin kişi; 1-5 milyon dolar arası serveti olanlar 52 bin 392 kişi, 5-10 milyon dolar arası serveti olanlar 4 bin 835 kişi, 10-50 milyon dolar arası serveti olanlar 2 bin 920 kişi; 50-100 milyon dolar arası serveti olanlar 320 kişi ve 500 milyon dolar üstü serveti olanlar 31 kişi…
Çalışarak para kazanmak cazip değil
Türkiye'deki çalışma saatleri gelişmiş ülkelerden çok daha fazla olmasına rağmen çalışanların kazançları oldukça alt seviyelerde. Türk vatandaşları ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Tam zamanlı çalışan bir işçinin net aylığı 11 bin 402 lira. Halbuki Türk-İş açlık sınırını 11 bin 658 lira, BİSAM ise 11 bin 525 lira olarak açıklamıştı. İşçiler tüm gün alın teri dökmesine rağmen, ailelerinin karınlarını dahi doyuracak bir gelire kavuşamıyorlar. En düşük memur maaşı ise seyyanen zamla 22 bin liraya çıkarılmasına rağmen, memurlar, 40 bin liraya dayanmış olan yoksulluk sınırının oldukça altında bir gelire sahipler. Çalışanlar temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir düzeyde gelir elde edemiyorlar. 7 bin 500 liralık aylıklarına zam yapılmayan emeklilerin hali ise perişan. Çalışanların ve emeklilerin hali buyken, ülkemizde sermaye sahipleri oturdukları yerden parayla para kazanmaya devam ediyorlar. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın temmuz ayına ilişkin bütçe verilerine göre, sadece temmuz ayında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminde olanlara Hazine'den aktarılan para 34,5 milyar lira. MB'den aktarılan ise belli değil. Temmuz ayında bütçeden faize ödenen para ise 37,7 milyar lira. Yılın ilk 7 ayında faiz giderleri 312,9 milyar lira oldu. Geçen yıl bu rakam 151,3 milyar idi. Üretim yapan çiftçi, sanayici finansa erişememekten, maliyet artışlarında şikayet edip feryat ederken, sermaye sahipleri rekor gelirler elde etmeye devam ediyor.
Yıllardır uygulanan neoliberal kapitalist ekonomi politikaları, ülkemizdeki gelir adaletsizliğini had safhaya çıkardı. Halbuki bir ülkede hükümetin ve ekonomi yönetiminin en önemli vazifesi gelir adaletini sağlamak. Asgari ücretin ve emekli maaşlarının sürekli açlık sınırının altında konumlanması, memur maaşlarının yoksulluk sınırının oldukça altında kalması, hiçbir gelire sahip olmayan milyonlarca işsiz tablosu Türkiye'de nüfusun çoğunluğunun normal bir gelir seviyesine ulaşmasını engelliyor. Bir de buna "vergileri tabana yayma" adı altında dolaylı vergileri artırma ve diğer kemer sıkma politikaları eklenince gelir uçurumu daha da büyüyor. TÜİK verilerine göre, ülkemizde en zengin yüzde 20'lik kesimin geliri, en yoksul yüzde 20'lik kesimin gelirinden 8 kat daha fazla. Ve bu makas açılmaya da devam ediyor. İsviçre bankası Credit Suisse'in raporu da başka açılardan ülkemizdeki bu gelir adaletsizliğini gözler önüne seriyor.
TL'deki değer kaybıyla servet geriledi
Dün açıklanan Credit Suisse'in 2023 Küresel Servet Raporu'nda Türkiye ile ilgili detaylar oldukça dikkat çekici. Rapora göre, TL'deki büyük değer kaybının etkisiyle Türkiye'de toplam servet, 1,183 trilyon dolardan 1,041 trilyon dolara geriledi. Ülkede toplam servet 141 milyar düşerken servet miktarındaki yıllık düşüş yüzde 12 olarak gerçekleşti. Kişi başı servet ise 17 bin 578 dolar olarak gerçekleşti. Türkiye oransal olarak en sert servet düşüşünün gerçekleştiği dördüncü ülke olurken, sahip olduğu dolar milyoneri sayısı da 61 bin oldu. 2021'de bu rakam 73 bindi. Türkiye'de 2015 yılında toplam servet 1 trilyon 777 milyar dolar iken kişi başına gelir de 33 bin 982 dolardı. Son yıllarda TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı, servetin de dolar cinsi değerinde düşüşleri beraberinde getirdi.
Yüzde 1, yüzde 90'ın üstünde
Credit Suisse'in raporuna göre, Türkiye'de nüfusun en zengin yüzde 1'inin toplam servetten aldığı pay yüzde 39,5 iken, bu oran, nüfusun yüzde 90'lık kesimi için sadece yüzde 30,2. Nüfusun en zengin yüzde 5'lik kesimi toplam servetten yüzde 59,2 pay alırken, nüfusun yüzde 95'lik kesiminin aldığı pay sadece yüzde 40,8. Nüfusun en zengin yüzde 10'luk kesimi toplam servetin yüzde 69,8'ine sahip. Nüfusun en yoksul yüzde 30'luk kesiminin servetten aldığı pay ise ekside. Diğer ifadeyle, nüfusun yüzde 30'unun servetini topladığınızda, yaklaşık 1 milyar dolarlık net borç çıkıyor. Nüfusun yüzde 80'inin servetten aldığı toplam pay da yüzde 18,7. Türkiye, 0,802'lik gini katsayısıyla da rapordaki 29 ülke arasında 17. sırada yer aldı. Servet sahiplerinin servetlerine göre dağılımı da şu şekilde: 100 bin dolar üstü servet sahibi olanlar 1 milyon 256 bin kişi; 1-5 milyon dolar arası serveti olanlar 52 bin 392 kişi, 5-10 milyon dolar arası serveti olanlar 4 bin 835 kişi, 10-50 milyon dolar arası serveti olanlar 2 bin 920 kişi; 50-100 milyon dolar arası serveti olanlar 320 kişi ve 500 milyon dolar üstü serveti olanlar 31 kişi…
Çalışarak para kazanmak cazip değil
Türkiye'deki çalışma saatleri gelişmiş ülkelerden çok daha fazla olmasına rağmen çalışanların kazançları oldukça alt seviyelerde. Türk vatandaşları ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Tam zamanlı çalışan bir işçinin net aylığı 11 bin 402 lira. Halbuki Türk-İş açlık sınırını 11 bin 658 lira, BİSAM ise 11 bin 525 lira olarak açıklamıştı. İşçiler tüm gün alın teri dökmesine rağmen, ailelerinin karınlarını dahi doyuracak bir gelire kavuşamıyorlar. En düşük memur maaşı ise seyyanen zamla 22 bin liraya çıkarılmasına rağmen, memurlar, 40 bin liraya dayanmış olan yoksulluk sınırının oldukça altında bir gelire sahipler. Çalışanlar temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir düzeyde gelir elde edemiyorlar. 7 bin 500 liralık aylıklarına zam yapılmayan emeklilerin hali ise perişan. Çalışanların ve emeklilerin hali buyken, ülkemizde sermaye sahipleri oturdukları yerden parayla para kazanmaya devam ediyorlar. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın temmuz ayına ilişkin bütçe verilerine göre, sadece temmuz ayında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminde olanlara Hazine'den aktarılan para 34,5 milyar lira. MB'den aktarılan ise belli değil. Temmuz ayında bütçeden faize ödenen para ise 37,7 milyar lira. Yılın ilk 7 ayında faiz giderleri 312,9 milyar lira oldu. Geçen yıl bu rakam 151,3 milyar idi. Üretim yapan çiftçi, sanayici finansa erişememekten, maliyet artışlarında şikayet edip feryat ederken, sermaye sahipleri rekor gelirler elde etmeye devam ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.