Futbolu siyaset öldürdü

Tarih 3 Haziran 2002.Tarihinde 2. kez dünya kupasına katılan A Milli Takımımız ilk grup maçında Brezilya'nın karşısına çıkmıştı.Cafu, Robertos Carlos, Ronaldinho, Rivaldo, Ronaldo gibi yıldız isimlerle dolu olan o Brezilya, pek çok otoriteye göre tarihin en iyi Brezilyasıydı.Hasan Şaş'ın golüyle 1-0 öne geçen milliler daha sonra biri penaltıdan yediği 2 golle sahadan 2-1 mağlup ayrılmıştı.Aynı Brezilya ile yarı finalde karşılaşan milli takımımız, ilk maçta olduğu gibi yine iyi bir oyun ortaya koysa da Ronaldo'nun golüne engel olamamış ve 1-0 mağlup olmuştu.O turnuvayı Brezilya dünya şampiyonu, milli takımımız ise dünya 3. olarak bitirdi.Aradan 12 yıl geçti.Brezilya bu kez otoritelere göre 'tarihin en kötü' kadrosu ile İstanbul'a geldi.Hem de Futbol Federasyonunun verdiği 2 milyon euro rüşvet (!) ile.12 yıl önce en iyi Brezilya'ya kök söktüren milliler, en kötü Brezilya'dan 4 yediler.Pek çoğumuza göre skor normal karşılanabilir.Zira kimse İzlanda'dan 3 yiyen, Letonya'yı yenemeyen grup sonuncu milli takımımızın Brezilya'yı yenmesini beklemiyordu.Ama futbolcularımızın bu kadar kolay teslim olması da asla kabul edilemez.Peki 12 yılda neler oldu da Türk futbolu bu hızlı çöküş sürecine girdi?Ana neden olarak siyasetin futbol üzerindeki etkisini  gösterebiliriz.Rahmetli Hasan Doğan döneminden bu yana tüm Federasyon başkanlarını siyasi otoritenin seçtiği herkesin malumu.Aynı gücün, kulüp yönetimlerini de ele geçirip siyasi nema olarak kullanmak istediği de internete sızan tapelerle net şekilde ortaya çıktı.Sonrası ise ortada.Milli takımımız 2002 sonrası 6 büyük turnuvadan 5'ine katılamadı, 2016 Avrupa Şampiyonası'na gidişimiz de pek mümkün görünmüyor.Sadece milli takımımız değil, aynı süreçte Avrupa'da mücadele eden takımlarımız da sapır sapır döküldü.80'li yılların averaj takımı günlerine geri döndük.Futbolun özerkliğini yitirmesiyle taraftarlar statlara gitmez hale geldi.Önceden hazırlık maçlarını dahi dolu statlarda oynayan takımlarımız şimdi Şampiyonlar Ligi maçlarında bile tribünleri dolduramıyor.Çünkü taraftarlar futbola küstü.. Daha doğrusu küstürüldü.Hani II. Meşrutiyet döneminde iki defa Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) görevine getirilen Emrullah Efendi'nin meşhur "Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim" sözü var ya.O misal siyaset de "Taraftarlar olmasa futbolu ne güzel idare ederim" diyor herhalde.O zaman herkese hayırlı işler.