Bağımsız Türkiye Partisi Genel Sekreteri Nuri Kaplan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bebek katili Abdullah Öcalan ile ilgili kararını bugün açıklayacağını belirtti. Bu kararın Türkiye'de bir çok olayın tetikleyicisi olabileceğini vurgulayan Kaplan, "herkesin kabul ettiği bir şey var ki, o da bu kararın hukuki değil tamamen siyasi gerekçelere dayandığıdır. Avrupa'dan beklenen karar Apo'nun tekrar yargılanması yönündedir" diye konuştu.
Bomba hükümetin kucağında kalacak
AİHM'den çıkacak karar sonrasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kaplan şunları söyledi: "İşte o gün hükümet bir açmazla karşı karşıya kalacak. AHİM'nin kararını kabul etmezse uğruna her türlü tavizi verdiği, istenilen her türlü kanunu sabahlara kadar meclisi çalıştırarak çıkarttığı Avrupa Birliği rüyasını sona erdirecek. Böyle bir yolu tercih etmeyecek olan hükümet ise, Apo'yu yargılamaya karar verdiği gün fitili dışarıda olan bombayı kucağında bulacaktır. Fitili ateşlenen bomba Türkiye'de bir kardeş kavgasına yol açabilir ve ülkemizi bölünmeye kadar götürebilecek bir kaos ortamına bizi sürükleyebilir. Hükümetin böyle bir ihtimalle karşı bir hazırlığı var mı? Görünen o ki hayır.
O halde hükümetin hukuki değil tamamen siyasi olarak verilecek olan bu karara karşı cevabı yine siyasi olmalıdır. Her ne pahasına olursa olsun iktidara düşen görev ülkemizi bölmeye götürecek olan süreci tetikleyecek bir karara imza atmamaktır."
Bitmiş hükümet kaçınılmaz
"'Apo'yu tekrar yargılasak da sonuç değişmez, yine aynı karar(müebbet hapis) çıkar, bunda ne var ki' gibi sözlerin arkasına sığınmak teslimiyetçiliktir" diyen Kaplan şöyle devam etti: "Bir tarafta 35 bin kişinin katilini Avrupa'nın gönlü olsun diyerek tekrar yargı önüne çıkarmak, diğer tarafta mazlum şehit analarının, şehit babalarının, şehit çocuklarının ve
milyonların "ah"ını göze almak. Yukarı tükürse Türk halkının tepkisi ve kendilerini bitirecek olan hıncı; aşağı tükürse Avrupa'nın dış kapısına konmuş olmanın getireceği müfislik. Sonuç değişmeyecek, her halükarda milletimiz ya da Avrupa tarafından bitirilmiş bir iktidar fotoğrafı kaçınılmaz sonuç olarak karşımıza gelecek gözüküyor.
Sırtını millete dayamayan, iktidar gücünü milletten almayan, milletin oyuyla iktidara gelip millete rağmen adımlar atan bir iktidarın akıbeti başka türlü zaten olamaz. Her şeye rağmen yol yakınken yanlışlardan dönmek, milli bir duruşu çıkış yolu olarak seçmek bu iktidarın tek kurtuluş yoludur.
Gün "Avrupa Birliği projesi , 5000 yıllık Türk tarihini 1000 yıllık İslâm medeniyetini ve 82 yıllık Cumhuriyet birikimimizi Haçlı mezarlığına defnetme projesidir" diyen Bağımsız Türkiye Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleme günüdür. Aksi takdirde yakın geçmişte siyasi tarihin tozlu sayfalarındaki isimleri hatırlamaları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır."
Bomba hükümetin kucağında kalacak
AİHM'den çıkacak karar sonrasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kaplan şunları söyledi: "İşte o gün hükümet bir açmazla karşı karşıya kalacak. AHİM'nin kararını kabul etmezse uğruna her türlü tavizi verdiği, istenilen her türlü kanunu sabahlara kadar meclisi çalıştırarak çıkarttığı Avrupa Birliği rüyasını sona erdirecek. Böyle bir yolu tercih etmeyecek olan hükümet ise, Apo'yu yargılamaya karar verdiği gün fitili dışarıda olan bombayı kucağında bulacaktır. Fitili ateşlenen bomba Türkiye'de bir kardeş kavgasına yol açabilir ve ülkemizi bölünmeye kadar götürebilecek bir kaos ortamına bizi sürükleyebilir. Hükümetin böyle bir ihtimalle karşı bir hazırlığı var mı? Görünen o ki hayır.
O halde hükümetin hukuki değil tamamen siyasi olarak verilecek olan bu karara karşı cevabı yine siyasi olmalıdır. Her ne pahasına olursa olsun iktidara düşen görev ülkemizi bölmeye götürecek olan süreci tetikleyecek bir karara imza atmamaktır."
Bitmiş hükümet kaçınılmaz
"'Apo'yu tekrar yargılasak da sonuç değişmez, yine aynı karar(müebbet hapis) çıkar, bunda ne var ki' gibi sözlerin arkasına sığınmak teslimiyetçiliktir" diyen Kaplan şöyle devam etti: "Bir tarafta 35 bin kişinin katilini Avrupa'nın gönlü olsun diyerek tekrar yargı önüne çıkarmak, diğer tarafta mazlum şehit analarının, şehit babalarının, şehit çocuklarının ve
milyonların "ah"ını göze almak. Yukarı tükürse Türk halkının tepkisi ve kendilerini bitirecek olan hıncı; aşağı tükürse Avrupa'nın dış kapısına konmuş olmanın getireceği müfislik. Sonuç değişmeyecek, her halükarda milletimiz ya da Avrupa tarafından bitirilmiş bir iktidar fotoğrafı kaçınılmaz sonuç olarak karşımıza gelecek gözüküyor.
Sırtını millete dayamayan, iktidar gücünü milletten almayan, milletin oyuyla iktidara gelip millete rağmen adımlar atan bir iktidarın akıbeti başka türlü zaten olamaz. Her şeye rağmen yol yakınken yanlışlardan dönmek, milli bir duruşu çıkış yolu olarak seçmek bu iktidarın tek kurtuluş yoludur.
Gün "Avrupa Birliği projesi , 5000 yıllık Türk tarihini 1000 yıllık İslâm medeniyetini ve 82 yıllık Cumhuriyet birikimimizi Haçlı mezarlığına defnetme projesidir" diyen Bağımsız Türkiye Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleme günüdür. Aksi takdirde yakın geçmişte siyasi tarihin tozlu sayfalarındaki isimleri hatırlamaları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.