Fetih kelimesi anlam olarak açmak, yol göstermek, önündeki engelleri kaldırmak? gibi anlamlara gelir. Fetih kelimesi hem fert, hem de milletin meselelerini anlama ve yaşamada doğru kavranılması gereken bir kavramdır.Rabbimizin isimlerinden biri de Fettah'dır. Kulların her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan, kolaylaştırandır.Fetih ruhu bir olgunluk, bir fazilet, bir irfan ve hakikat yumağıdır.Fetih ruhlu, fetih ahlakında olan insan kendini aşmış, artık kıtalara, kainata sığmayan insandır. O, inandığı gerçek uğruna yola çıktığında artık hiçbir engel tanımaz. Hiçbir bahane onu geride bırakmaz. O fetih adamıdır. O sürekli koşacaktır. O sürekli meseleleri aşacaktır. Onun en zevk aldığı işler zor işlerdir. Onlar dertlerini zevk edinen kişiler.Bir de bu ahlakın piri olmuş, gönüllerin fatihi olmuş kişileri düşünürsek onlar zirvede olanlardır. Analardır, hocalardır, öğretmenlerdir, bilge kişilerdir, paşalardır, ediplerdir? Allah'ın Fettah isminin tecellisine mazhar olan, gönül kuşlarıdır. Alperenlerin rengarenk kanatlarından, çabalarından biri de fetih ruhlu oluşlarıdır.Fatih İstanbul'u fethettikten sonra fatih oldu. Fetih'ten sonra surlardan içeri girdiğinde kendisine anahtarlar verildi. Anahtarlar sahibine verilir. Koca Sultan, "Ben hükümdarım. O benim hocamdır. Fatihleri yetiştirendir" diyerek gönüller fatihini, Akşemsettin'i işaret eder.Fatih Sultan Mehmet nasıl Fatih oldu? Onu yetiştiren insanlar nasıl yetiştirdiler?Fethi ve Fatihi anlamaya çalışırken bu hakikati bu metodu iyi tahlil etmemiz gerekir.Fetih ruhlu insanlar okullarımızın sıralarından çıkacaktır. Onları nasıl bulmalı, nasıl hedef vermeli, maddi manevi gücüyle onları kendisine milletine dinine faydalı bir deha olarak bulup nasıl ortaya çıkarmalı bunların ciddi hesapları yapılmalıdır. Fatih, talebelik yıllarında bir ara işi gevşetmek ister. Babası durumu fark edince Molla Gürani'ye onu teslim eder.Dirayetli, ciddi disiplinli ama gönülleri kazanan fatih olan Molla Gürani şehzadeyi derse çağırır. Uşaklara bile itibar eder ama geleceğin sultanını görmezden gelir. Talebesine sıradan biri gibi davranır ve "Otur!" der, "Hayır oraya değil, şuraya!" O güne kadar emretmeye alışan şehzade şaşakalır. Belki de hayatında ilk kez diz çöker. Molla emsileyi açar ve emreder: "Darabe (Dövmek) fiilini çek bakayım!" Fatih fiili kafasına göre çeker. Çat pat bir şeyler söyler işte. Molla Gürani'nin kaşları yıkılır, kafasını "olmadı" gibilerden sallar, bakışlarıyla azarlar. Sonra üstüne basa basa fiili çeker ve sesini yükselterek misallendirir: "Döverim, seni döverim, seni öyle bir döverim ki!"Fatih ağlamaklıdır. Dudakları uçuklar. Korkudan sesi titrer. İçinden son cümleyi tekrar eder. "Darabtühü cidden şediden." İnanın döver mi döver. Bundan böyle saray halkına rezil olmak da vardır işin içinde.Şehzade artık geceleri ödev yapmaya başlar ve ezberlerini aksatmaz. Daha doğrusu aksatamaz. Ama gün gelir ilmin tadını alır. Eski haşarılıklarından utanır. Çok değil üç beş ay sonra bambaşka biridir o. Molla Gürani hazretleri "Arabi ve Farisi bilmek yetmez" der, "Düşmanlarının da lisanını öğrenmelisin!" Nitekim Fatih Latince, Sırpça ve Rumca öğrenir. Çok dil bilen, fenne, matematiğe, tasavvuf ve ahlaka, insanı keşfeden tanıyan ilimlere bilgisi olan adam çağı değiştiren adam oluyor.İnsanını tanıyor, insanının problemlerini tanıyor, dünyayı tanıyor, Bizansı dize getiriyor. Çandarlı Halil Paşa Venedikleri bahane ediyor, Haçlıların güçlerini bahane ediyor, korkuyor, siniyor, onu da aşıyor.Evet Fatih engelleri aşandır.Gönüllerin fatihleri bilge insanlar engelleri aştıranlardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011