Kur'an-ı Kerim'de geçen Meyden ve Eyke halkının ortak özellileri, helal kazancı ortadan kaldırmaları, ekonomide haksız kazanç elde etmeleridir.Son ve en mükemmel din olan İslam Dini'nin hükümleri sadece itikat ve ibadet düzenlemeleriyle sınırlı değildir. Zekât, sadaka, karz-ı hasen? emredilirken, faiz, kumar, ölçü ve tartıda hile, tefecilik, karaborsa? yasaklanmış böylece piyasaya, ticarete, iktisada müdahale ederek ölçüler konmuştur.İnsan, alışveriş yapan, kazanç elde etmek isteyen bir yapıda yaratılmıştır. Hz. Âdem'den (a.s.) bu zaman kadar gelen insanlar ekonomi yönünden de yanlış uygulama ve sistemler içerisine düşmüşler veya esiri olmuşlardır. Sömürülmüş, zulüm ve haksızlıklara maruz kalmıştır.Bu yönü ile Eyke Halkı'nın yaptıklarını Rabbimiz bize bildiriyor.Ne yapmış bu halk?Her türlü nimet ve zenginlik içerisinde iken inanç, ibadet olarak bozulduktan sonra ticaret ve ahlak olarak da bozuluyorlar...Parayı ele geçirenler her türlü para oyununa girişiyor, haksız kazanç elde ediyorlar.Bugün kapitalist dünyanın yaptıkları gibi? Keynes gibi iktisatçılar bu kafa yapısının doğurduğu insanlardır. Kapitalizmim tarif ettiği insan homo economicus (ekonomik insan) üreten-tüketen yaratık. Sanki kümes hayvanı? Maneviyattan yoksun bu maddeci bakış elbette temelsizdir, bozuktur. İslâm, insanı bir bütün olarak ele alır.Eykeliler, mal üzerinde istedikleri gibi oynuyor, değeri düşürüyor veya istediğinin değerini yükseltiyorlar.Cenab-ı Hak onlara doğru ve sağlam bir ekonomi kurallarını göstermek ve haksızlığı ortadan kaldırmak, eşitliği ve hakkaniyeti tesis etmek üzere Hz. Şuayb'ı peygamber olarak gönderiyor.Hz. Şuayb (a.s.) onlara şu ikazları yapıyor:"Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın.'' "Doğru terazi ile tartın.''"İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.'' (Şuara, 181-183).Eyke halkı sapıklıklarından vazgeçmeyip, Allah'a ve Peygambere meydan okuyorlar.7 gün 7 gece kavurucu sıcaklar oluyor. Kendilerini nereye atsalar serinleyemiyorlar. Sonunda güneşin sıcaklığını örten bir bulut geliyor. Gölge ve serinlik bulduklarını zannediyorlar. Koşuyor ve onun altına giriyorlar. Bulutun altına toplandıklarında bulut birden ateş topuna dönüyor ve Eyke halkını yakıp helak ediyor.Hz. Şuayb (a.s.) inananlar ile Mekke'ye gidiyor ve hayatının sonuna kadar burada yaşıyor. İnananlar selamete çıkıyor. Mekke'ye doğru yollarına devam ediyorlar.İnanmayanların sonu da hep böyle oluyor. Sonunda bir ateş topunun altında yok oluyorlar? Tıpkı Conk Bayırında kahrolan, yok olan, bulutların hışmına uğrayan İngiliz askerleri gibi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011