Yılda 4 ikramiye, ayda 25-30 bin lira maaş alan, meclis lokantasında 550 çeşit yemeğe kaşık sallayan, özel işleri pik yapmış bakanlarımız, kendileri kadar olmasa da lüks içinde yaşayan sendika başkanlarıyla günlerce oturup, kalktılar.
Niçin? 2 bin 825 TL'ye hayatta kalma mücadelesi veren çalışanlara ne kadar zam yaparsak bu mücadeleleri sekteye uğramaz, sistemi ve düzeni sorgulamaz, diye uzun uzun görüştüler.
Yukarıdan bir nida geldi. Asgari ücret 4 bin 250 TL ola! Hepsi şaşkındı! Hemen meclise götürüp onaylattılar ve övünme faslı başladı: 'Yaparsa AKP yapar'…
Ama meclisteki hesap ne kasaba, ne manava, ne de sokağa uymuyordu. Çünkü açıkladıkları rakamın alım gücü 11 ay öncekiden daha azdı.
2021 Ocak ayında asgari ücret (2.825 TL) 380 Dolar.
Bugün 380 Dolar 6 bin lira üstünde. Asgari ücret ise 4,250 TL.
Efendim! Bu spekülasyon girmeyin. Bizim paramız bellidir. Türk lirasıdır, diyorlar.
O zaman Türk lirası üzerinden gidelim.
Örneğin asgari ücret, kömür fiyatına göre hesaplansaydı 8500 TL olacaktı.
Un fiyatına göre 7500 TL, şeker fiyatına göre 6000 TL olması gerekiyordu. Gübre fiyatlarına göre hesaplansaydu vekil maaşına yetişecekti.
Bu gerçekleri son Maliye Bakanı da biliyor olacak ki, işi başka noktalara götürdü. Avrupa'dan örnekler verdi. Meğer Avrupa'da açlık, sefalet hüküm sürüyormuş da! Haberimiz yok.
Sonra Türkiye'ye geldi Sayın Bakan! Benim gibi milyonlarca kiracının gözünün içine bakarak ülkemizde ortalama kira fiyatlarının 1,261 TL olduğunu açıkladı. Demek ki, Sayın Bakan emlak sektöründe de bayağı etkili.
Ne yapmamız gerekir?
Evi Sayın Nebati'den tutar, alış-verişi de TÜİK marketten yaparsak 4,250 TL ile ay sonunu getirebiliriz.
Başka? Ya aldanma! Ya da hakkına sahip çık Türkiye.
Kiralık deyince!
BTP Lideri Hüseyin Baş: 'Bir iş adamı varlığını ancak batınca satar. Satışa gayrimenkulünden başlar, şirketini satmaz.
O yüzde illa bir şey satacağım diyorsan o oturduğun sarayı sat. Zaten bu Araplar da saraya bayılır. Düşünsenize ilanda 'Bin 100 odalı, dinozor manzaralı' yazıyor' demiş.
Doğru söz söyleyene Allah razı olsun, denir. Allah razı olsun, başkanım.
Hapishaneler kralı
Malum iktidar partisinin ekonomik ve yargı paketlerinin sonu gelmiyor. Ama sorunların bir türlü üstesinden gelemiyorlar.
Bu iki başlık özelinde şunu ifade edelim ki, ekonomik sıkıntılar ve tetiklenen ihtiraslar insanı kanunları zorlamaya itekliyor. Malumunuz üzere suç sıradanlaşmış vaziyette.
Yargı kararları tartışılıyor. Örneğin bir kişi, eşini, arkadaşını komalık ediyor, evini, arabasını kurşunluyor tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
Bilmem hangi iddialarla gözaltına alınıyor. Aynı şekilde bir bakıyorsun, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış.
Hatta Süleyman Soylu bile kendisine sosyal medyadan hakaret edenlerin serbest bırakılmasına isyan etmişti.
Neden böyle bir mantık uygulanıyor?
Efendim! Yasa şöyle, yasa böyle diyor, vs. geç! Yer yok yer. Yani hapishaneler yetersiz. Artı içeri attığın insanları bir de doyurmak lazım. Ona da bütçe yok.
Oysa AKP bu alanda da büyük bir şahlanış gerçekleştirdi. İktidara geldiklerinde 141 olan hapishane sayısına 227 tane daha hapishane yaparak sayıyı 368'e çıkardı. Eski hapishanelere ek binalar yaparak kapasite artırımına gitti ve bu iş için 20 milyar liradan fazla para harcadı.
Ama yetmedi! Ulaşabildiğim bilgilere göre bu hapishanelerin kapasitesi 251 bin kişi olmasına rağmen şuan içerde 287 bin bulunuyor.
Böyle giderse iktidar 'keşke daha fazla hapishane açsaydık' diyecektir.
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025