Erzurum'da afişler TIR dolusu mafişler

Sözün başında başlığımızın açılımını yapalım.Afiş; malum, mafişi ise "yoklar, yok olanlar" diye açıklayabiliriz.Araplar, "yok, kalmadı, hayır" anlamında bu kısaltmayı kullanıyorlar.Kendi seçim bölgemizde çalıştığımız için diğer bölgelerden ve şehirlerden pek haberimiz yok, ama Erzurum'dan sual eden olursa bir afişler şehri oldu çıktı Erzurum.Beş katlı, yedi katlı binaların tam tepesinden aşağı, yerde karınca misali yürüyen ahaliye tam tepeden bakan Başbakana hemen her caddenin ve sokağın başında rastlamanız mümkün.Afişlerin toplam metrekaresini hesaplamak için iyi bir hesap uzmanına ihtiyaç var, hem iyi olacak hem de yandaş olmayacak ki doğruyu öğrenebilelim.Bir elini bastona dayamış diğer eli de torununun koltuğunda iki büklüm yürüyen ve muhtemelen hastaneye giden bir ihtiyar, alttan yukarı seyrettiği dev afişi göstererek; "ola oğul, bu binanın üstünü niye örtmüşler?" dedi.Belli ki oldukça muzip olan torun; "üşümesin diye dede üşümesin diye" cevap verdi.Dedenin ne mırıldandığını duyabilmek için iyice yaklaştım, şöyle diyordu:"Ola hele işe bak, biz çocukların ayağına don bulamıyoruz, herifin oğlu koskoca binaya elbise giydirmiş"Elinde beşer litrelik su bidonları ile ağır ağır yürüyen bir ihtiyarın peşindeyiz, dolu bidonları taşıyarak altından geçtiği dev afişi seyretmeyi denedi, başaramadı, sonra yüklerinden sıyrılarak yolun karşısına geçti ve seyre daldı.Belli ki okumakta zorlanıyordu, afiş sağlıkta yapılan hizmetleri anlatıyor ve vatandaşın artık rehin kalmadığını vurguluyordu.Yaklaştık, okuduk, izah ettik ve ihtiyar derin bir "aah" çektikten sonra içini dökmeye başladı:"Evladım, ben emekliyim, evde nene hasta ben hastayım, bir ayağımız hastanede yani, her ay sekiz yüz liranın yarısı ilaca hastaneye kesiliyor, bunlar milleti sersem mi zannediyorlar?""Eskiden musluktan su içebiliyorduk, çay yapabiliyorduk, bu yaşımda görüyorsunuz su taşıyorum, zehir akıyor evlerimizden, siz bu şehirde değil misiniz, siz su taşımıyor musunuz?""Tek katlı evimizin üstüne derme çatma saçlardan çatı yapmıştım, dün geceki fırtına darmadağın etmiş, şimdi gökten yağan evin içinden çıkıyor, şimdi kara kara düşünüyorum ne yapacağım diye.""Şimdi desem benim evimin üstüne beş altı metre muşamba çekmezler, ama görüyorsunuz, yedi katlı binayı baştan aşağıya donatmışlar."Erzurum'da afişler ve tır dolusu mafişler.Yoklar, yokluklar, yoksulluklar ve sürünen yoksullar?İki dönemdir iktidar partisinin yönetiminde olan belediye halkı tatlı suya hasret bıraktı.

Cadde ve sokaklar çukurdan geçilmiyor.Demokrat Parti vekil adayları ile beraber geziyoruz ki ben de adaylardan biriyim, "Bunlar ocağımızı batırdı ocakları batsın" diyenin haddi hesabı yok."Binaların yüzüne aşağı astıkları yalancı tebessümlü fotoğraflarla, baştan sona yalan olan cümlelerle milleti kandıracaklarını mı zannediyorlar?" diyen yüzlerce hemşehrimizle karşılaşıyoruz.Erzurum'un Sanayi Mahallesi civarında, daracık bir dükkanda dikiş makinesinin başında uğraşan bir hemşehrimize rastlıyoruz, tokalaşıp çıkacağız, bırakmıyor, çay içmeden çıkarmam diyor ve çay içene kadar anlatıyor:"Yirmi kişinin çalıştığı yirmi tane makinesi olan bir atölyenin sahibi idim, sekiz yıl içinde sildi süpürdüler, işte o atölyeden kurtarabildiğim tek makine ile tamir işleri yaparak ekmek parası çıkarmaya çalışıyorum, AKP kadrolarına hakkımı helal etmiyorum."Erzurum'da afişler tır dolusu mafişler deyişimiz işte bundandır.Dam boyu afişlerle AKP oy toplamaya çalışıyor ama, dokuz yıldan beri bu şehirde sebep olduğu yokluk ve yoksulluk, yok edilenler listesi yedi katlı binaların boyunu çoktan aşmış vaziyette.Son dokuz yıl içinde, AKP iktidarında husule gelen bunca tahribata rağmen, mezkur partinin en fazla oy aldığı illerin başında Erzurum'un gelişi hakkında da bazı rivayetler dolaşıyor.Erzurum halkını uyutmaya çalışan, gerçekleri örten, gerçekleri halktan saklayan bir kırk haramiler çetesinden söz ediliyor.Söz konusu çetenin hemen her alanda mahir olduğu kadar İslami kavramları kullanmada, bu kavramları yerli yerinde kullanarak halkı kandırmada da mahir olduğu rivayet ediliyor.Mesela bu şehirde yaşayan delikanlı ve dindar insanlar eskiden, harama, özellikle faize bulaşmamak için kılı kırk yardığı halde şimdi bankaların kapısından dalmak için kırk dereden su getiriyorlar.Bu müthiş değişimi de gerçekleştiren kırk haramiler çetesi imiş.Mesela haçlı zulmünden en çok çeken bu şehrin halkı olduğu için doğal olarak haçlılardan en fazla nefret eden bir şehir olduğu halde, son zamanlarda, haçlılarla en fazla sarmaş dolaş olan, en fazla haçlı muhipleri yetiştiren bir şehir görünümünde.Bu korkunç değişimi de sağlayanın yine meşhur kırk haramiler çetesi olduğu rivayeti hayli yaygın.

Mesela eskiden bu şehrin delikanlıları, adam gibi adamları imanımıza zulüm bulaşmasın diye, kazancımıza kul hakkı karışmasın diye kılı kırk yararmış, şimdi deveyi hamutuyla götürmek için ve haçlılara uşaklık yapanlara uşaklık yapmak için kırk dereden su getiriyorlar. Koca bir şehir halkını bu kadar tepe taklak yapanın da yine kırk haramiler çetesi olduğu söyleniyor.Erzurum'da dev binaları süsleyen ve süslü yalanlar içeren dev afişlerin halkın üzerindeki etkisini artırmak için söz konusu çetenin harıl harıl çalıştığı da gelen haberler arasında. Evet, 12 Haziran 2011 seçimlerine adım adım yaklaştığımız şu günlerde gurbetteki hemşehrilerimiz eğer Erzurum'dan sual edecek olurlarsa deriz ki yukarıda ifade edildiği gibi hemşehrilerimiz bir kez daha kırk haramiler çetesinin kıskacı altında bir seçimi daha idrak etmektedirler. Erzurum'da afişler tır dolusu mafişler?