Siirt, Erdoğan'ın siyasi hayatında en belirleyici il oldu.
İl başkanlığı ve belediye başkanlığı yaptığı İstanbul, Erdoğan'ı parti içinde iddialı konuma getirdi.
Ama "parti liderliği ve başbakanlık yolunu Siirt açtı" denebilir.
Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te yaptığı konuşmada okuduğu şiir nedeniyle TCK-312. maddeden ceza giydi ve siyasi yasaklı oldu. Bu yüzden milletvekili olamadı. Ama bu yasaklılıkla mağdur olan Erdoğan biraz da bu sayede milletin teveccühüne mazhar oldu.
Önceki gün YSK'nın açıkladığı Siirt ilinin seçimlerinin iptal kararı ise Erdoğan'a milletvekilliği ve dolayısıyla başbakanlık yolunu açacak.
Böylece Siirt seçimleri Erdoğan'a siyasette ikinci büyük kapıyı açmış olacak.
Bunun ötesinde Siirt seçimleri, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı da tayin eden seçim olma özelliği taşıyacak.
Önce Yasal Değişiklikler Gerekiyor
YSK'nın, Pervari'de 3 sandık kurulunun oluşturulmaması, 1 sandığın ise kırılması üzerine AKP'nin yaptığı itiraz sonucu, Siirt'teki seçimi iptal etmesi bazı soru işaretlerine de yol açmış.
Ama artık bu beyhude tartışma.
Erdoğan'a vekillik yolunun açılabilmesi için 3 Kasım'da AK Parti'den Siirt 1. sıra adayı olan Derman Gül'ün yerine aday olması gerekiyor.
Derman Gül, Erdoğan lehine adaylıktan çekileceğini açıkladı. Bu noktada mesele yok.
Demek ki AKP'nin birinci sıra adayı çekilecek yerine Erdoğan aday olacak.
Ama bunun olabilmesi için Milletvekili Seçim Yasası'nın 11. maddesinin değiştirilmesi gerekiyor.
Hatta bazı hukukçulara göre bu da yetmiyor.
Anayasa'nın siyasi yasakları düzenleyen 76. maddesinin de değiştirilmesi gerekiyor.
Bu değişikliklerin iki ay içinde yapılması halinde Erdoğan, iki ay sonra başbakan olabilecek.
Böylece siyasetteki bu iki başlı garabete son verilmiş olacak.
Seçimlerde tek başına hükümet çıkaran millet iradesi doğrultusunda tek başlı bir hükümete dönüşecek AKP iktidarı.
Bu yapı biran evvel düzeltilmezse, iktidarı kuşatmak isteyen güç odakları ve medya kışkırtmalarıyla AKP'deki bu ikili yapıyı kullanarak manipule etmek isteyen çevreler, bu iki başlı yapıdan istifade yoluna gidecekleri şimdiden belli oluyor.
Gerekli yasal ve Anayasal değişikliklere muhalefet lideri Baykal, ilk defa koşulsuz destek verebileceğinden bahsetti.
Baykal, siyasi yasakların kaldırılmasıyla ilgili takvim konusunda her türlü desteğe hazır olduğunu açıkladı.
Doğrusu bizi şaşırttı. Hırçın muhalefet sinyalini veren Baykal'ın Erdoğan'ı başbakan yapması için AKP'den fazla çırpınmasının nedenini anlamakta güçlük çekiyorum.
Acaba Baykal'ın bir bildiği mi var? Onu da daha sonra tartışırız.
İl başkanlığı ve belediye başkanlığı yaptığı İstanbul, Erdoğan'ı parti içinde iddialı konuma getirdi.
Ama "parti liderliği ve başbakanlık yolunu Siirt açtı" denebilir.
Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te yaptığı konuşmada okuduğu şiir nedeniyle TCK-312. maddeden ceza giydi ve siyasi yasaklı oldu. Bu yüzden milletvekili olamadı. Ama bu yasaklılıkla mağdur olan Erdoğan biraz da bu sayede milletin teveccühüne mazhar oldu.
Önceki gün YSK'nın açıkladığı Siirt ilinin seçimlerinin iptal kararı ise Erdoğan'a milletvekilliği ve dolayısıyla başbakanlık yolunu açacak.
Böylece Siirt seçimleri Erdoğan'a siyasette ikinci büyük kapıyı açmış olacak.
Bunun ötesinde Siirt seçimleri, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı da tayin eden seçim olma özelliği taşıyacak.
Önce Yasal Değişiklikler Gerekiyor
YSK'nın, Pervari'de 3 sandık kurulunun oluşturulmaması, 1 sandığın ise kırılması üzerine AKP'nin yaptığı itiraz sonucu, Siirt'teki seçimi iptal etmesi bazı soru işaretlerine de yol açmış.
Ama artık bu beyhude tartışma.
Erdoğan'a vekillik yolunun açılabilmesi için 3 Kasım'da AK Parti'den Siirt 1. sıra adayı olan Derman Gül'ün yerine aday olması gerekiyor.
Derman Gül, Erdoğan lehine adaylıktan çekileceğini açıkladı. Bu noktada mesele yok.
Demek ki AKP'nin birinci sıra adayı çekilecek yerine Erdoğan aday olacak.
Ama bunun olabilmesi için Milletvekili Seçim Yasası'nın 11. maddesinin değiştirilmesi gerekiyor.
Hatta bazı hukukçulara göre bu da yetmiyor.
Anayasa'nın siyasi yasakları düzenleyen 76. maddesinin de değiştirilmesi gerekiyor.
Bu değişikliklerin iki ay içinde yapılması halinde Erdoğan, iki ay sonra başbakan olabilecek.
Böylece siyasetteki bu iki başlı garabete son verilmiş olacak.
Seçimlerde tek başına hükümet çıkaran millet iradesi doğrultusunda tek başlı bir hükümete dönüşecek AKP iktidarı.
Bu yapı biran evvel düzeltilmezse, iktidarı kuşatmak isteyen güç odakları ve medya kışkırtmalarıyla AKP'deki bu ikili yapıyı kullanarak manipule etmek isteyen çevreler, bu iki başlı yapıdan istifade yoluna gidecekleri şimdiden belli oluyor.
Gerekli yasal ve Anayasal değişikliklere muhalefet lideri Baykal, ilk defa koşulsuz destek verebileceğinden bahsetti.
Baykal, siyasi yasakların kaldırılmasıyla ilgili takvim konusunda her türlü desteğe hazır olduğunu açıkladı.
Doğrusu bizi şaşırttı. Hırçın muhalefet sinyalini veren Baykal'ın Erdoğan'ı başbakan yapması için AKP'den fazla çırpınmasının nedenini anlamakta güçlük çekiyorum.
Acaba Baykal'ın bir bildiği mi var? Onu da daha sonra tartışırız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014