Erdoğan, Gülen'de hayat buldu!

İlk kez AKP'nin bu seçimlere, yıllardır kullandıkları jokerlerini kaybetmiş, matematikten sınıfta kalmış, insan hakları ve demokrasi kavramlarını, kendi çıkar ve amaçları için yonta yonta tüketmiş, milli ve manevi değerlerimizi, kendi eliyle yıkmış bir şekilde gideceklerini düşünürken, usta bir cambazlıkla tabloyu yine kendi lehlerine değiştirmeye çalıştıklarını görüyorum?Erdoğan, Gülen ana başlığı altında yıllardır kullandıkları jokerlerini tekrar meydanlara sürdü. Artık AKP, başörtüsünü kullanamayacak derken bir baktık ki, meydanlarda başörtüsü var; "Bunlar (cemaat) benim bacımın örtüsüne teferruattır, dediler"AKP artık darbe, asker kavramlarını kullanamayacak, derken bir baktık ki, "askerime kumpas kurdular" diyerek, askere tersten sarılmışlar. Artık AKP, mazlum edebiyatı yapamayacak, bizi yıkmak, yakmak istiyorlar vs. şeyleri dillendiremeyecekler derken, 7 düvel bir araya gelmişte, Erdoğan'ı yıkmak istiyor, söylemlerine, sızlanışlarına başladılar?11 yıldır yaşadığımız gerçekler ortada. Mahkemelerin kararları, kamu görevlilerinin ve kolluk kuvvetlerinin üstlerinden (başbakan ve bakanlardan) aldıkları şiddet emirlerini eksiksiz uygulamaları, iş adamlarının, medyanın, sporun bile "bendensin ya da karşımdasın" mantığına tabi tutulması ortadayken, haliyle AKP'nin demokrasiden, hukuktan, kul hakkından vs. bahsedeceğini düşünmezdim ki, meydanlarda mahkemelerin, polisin vs. icraatları Gülen'e fatura edildi. Açılan kiliseler, harcanan trilyonlar, yıkılan, ranta kurban edilen camiler vs. ortadayken, artık AKP, cami üzerinden siyaset yapamaz diyordum ki! Erdoğan yine 1940'lara gitti. Her sıkıştığında yaptığını yaptı ve İsmet İnönü'ye yapıştı. (Nasıl ödeyecek İnönü'nün hakkını merak ediyorum doğrusu) İslam itikadı ile Erdoğan hükümetlerinin çıkardığı yasalar ortadayken, artık kimse bu zihniyeti, İslam ile (yani şeriat ile) suçlayamaz, derken, bir de baktım! o bildik, kuş kafalılar aynı nakaratları söylüyor. Haliyle meydanlarda tekrar "mücahit" söylem ve naraları yükseliyor.   İki binli yıllara kadar bu zihniyetin batı ve İsrail karşıtı söylemleri, meydanlarda iyi pirim yapıyordu. İki binli yıllarda bir teslimiyet başladı. Artık ABD kadim dosttu, batı olmazsa olmaz, İsrail madalya verendi. Artık bu jokerlerde devreden çıktı derken, bir baktım ki, dostları (AB, ABD, İsrail), Erdoğan yerine Gülen'in yanında. Haliyle meydanlarda batı tekrar (görünürde) düşman oldu.   Dün meydanlarda, siyasi rakipleri için "bunların ne yediklerini, içtiklerini, nerden beslendiklerini çok iyi biliyoruz? Hatta bunların iliklerini dahi biliyoruz" diyerek, kalabalıkları galeyana getirenlerin şimdi tomografileri ortaya saçıldı. "Parasevicilik" diye bir tanı konmuştu. Ama Erdoğan'ın bu sonuca da itirazı vardı. Hem de "ne kadar da safmışız? iyi niyetimizin kurbanı olduk" vs. şeklinde.Hülasa 40 yıldır garibin çilesi bitmedi, bitmeyecek gibi gözüküyor. Bundan dolayı olsa gerek! Kamyon çamurluklarına "garibin çilesi mezarda biter" yazılıyordu. Sakıncalı medyadanBir yerde, dindarlık artarken insanlık azalıyorsa?Dindarlık artarken, ahlak azalıyorsa?Dindarlık artarken, barış azalıyorsa?Dindarlık artarken, adalet azalıyorsa?Dindarlık artarken, empati azalıyorsa?Dindarlık artarken, aklı kullanma ve bilimsel çalışmalar azalıyorsa?Oradaki din, Allah'ın dini olamaz? (kime ait bulamadım)* * *O malum günahlarYaşadığımız utanç verici (parasevicilik adlı) gelişmelere yeni bir tanımlama getirildi ve "günah işleme özgürlüğümüz engellenemez" mantığı sergilendi. Tabi mantığa ilimsel ve bilimsel bir anlam veremedim. Beni tatmin edecek bir açıklamaya da rastlamadım ki! radyodan çalan bir şarkı dikkatimi çekti. Gülşen şöyle diyordu; Ben, senin, o değişmeyen kaderinimTaklitlerimden sakındın mı yokluğumdaOnlar hep aslını yaşatır aptal olma?(hadi gel) Bildiğin o malum günahlara yine girelim, girelim?Ben kelepçeliyim, özgür olanlar buyursun?"