logo
14 NİSAN 2025

Emperyalistlerin petrol işbirliği

20.06.2009 00:00:00
İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet'in Venedik ve Cenevizlilere bahşettiği ticari imtiyazlar ile Kanuni Sultan Süleyman'ın başta Fransa olmak üzere Avrupa devletlerine tanıdığı Kapitülasyon haklar neticesinde sömürülen bir ülke durumuna düştük. Halbuki İmparatorluk demek, hukuki anlamda halkları ve küçük devletleri sömüren devlet demektir. Devlet yapısı bunu gösterse dahi Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihinde sömürülen tek imparatorluktur. Bu nedenle ticari imtiyaz sahibi devletlerin tüccarları ve araştırmacıları Osmanlı ülkesini karış, karış gezerek kendileri için yarayışlı olacak kaynakların yerlerini öğrendiler. Osmanlı yöneticileri, bilim adamları ve tüccarları ülkemiz topraklarında, Evliya Çelebi hariç hiç kimse Avrupalılar gibi bir araştırma yapmamışlardır. Yalnız vergi almasını bilmişlerdir. Ayrıca Devletin de, Tanzimat dönemine kadar bu konularda ekonomik bir araştırma ve eğitim politikası olmamıştır. Gerek Asya'da ve gerekse Avrupa'da çok geniş topraklarımızı kısa zamanda kaybetmemizin temel sebebi de budur.Petrol Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanınca, Avrupalı araştırmacılar ülkemize gelerek petrol yataklarını araştırıp bulmuşlar. Bu kaynakları işletmek için diplomatik ilişkiler kurmuşlardır. Bu konuda Sanayileşmiş Avrupa Büyük devletleri ile ekonomik anlaşmalar yapılmıştır. Osmanlı ile bu tip anlaşmalar yaparak ülkemiz kaynaklarını kullanmaya başlamış olan devletler, emperyalist amaçlara dayanarak ülkemiz topraklarına saldıran başta Rusya olmak üzere devletlere karşı Paris ve Berlin Konferanslarında ülkemiz topraklarının bütünlüğünü garanti altına almışlardır.XX. yüzyılın ilk yıllarında Avrupa Büyük Devletleri Bab-ı Ali'den petrol imtiyazları alabilmek için birbirleri ile yarışmışlardır. Bu konuda İngiliz Büyük Elçiliği Hariciye Nazırlığına bir dilekçe vermiştir. 28 Aralık 1912 yılında verilen bu dilekçenin içerisindeki istekler şöyledir: (İngiltere) Krallık Büyük Elçiliği, hükümetinden aldığı yönergeye uyarak Osmanlı İmparatorluk Hükümetine bildirir ki, Bay D'Arsi ile imparatorluk hükümeti arasında yapılmış olan müzakereler birçok yıl sürmüş olmasına, bu müzakereleri idare etmek üzere İstanbul'da özel bir mümessil bulundurmak gibi sebepler dolayısıyla bu Bay birçok masraflara katlanmak zorunda kalmış bulunmasına ve 1909 da Meclis-i Vükela ile onun arasında yapılan müzakerelerde istenilen imtiyazın kendisine ita olunacağına dair verilmiş olan Vaat ve teminata bakarak (İngiliz) Krallık hükümeti Bağdat ve Musul vilayetlerindeki petrol kaynakları imtiyazının Bay D'Arsi'den başkasına verilemeyeceğini ümit etmek ister." Yani Dünya Denizler Egemeni İngiltere Krallığı bu dilekçe ile, Osmanlı Hükümetini resmen benim adamıma vermeye mecbursun demektedir. Osmanlı Hükümeti, yukarıdaki dilekçede görüldüğü gibi yapılan baskılar sonucunda Musul ve Bağdat bölgelerindeki petrol yatakları için müzakereler 21 Mayıs 1913 başlatılır. Müzakerelerin başlaması ile beraber İstanbul'daki İngiliz Büyük Elçiliği, İngiliz Dışişleri Bakanlığına şu teli çeker: "Sizin Bağdat ve Basra petrol imtiyazları hakkındaki serzenişlerinizin burada resmi çevrelerde bazı tesirler icra ettiğini öğrendim. Hakkı Paşa üzerinde baskıda bulunmak iyi olacağa benziyor."  Dışişleri Bakanlığı; İstanbul Büyük Elçiliğinin uyarısı üzerine, Irak Petrol Kuyuları üzerinde İngiliz denetimin sağlanması için Hakkı Paşa'ya şu önerinin 23 Mayıs 1913'te verilmesini ister: "Kırallık Hükümeti (Osmanlı) gümrük artışına razı olmak için ileri sürmüş olduğu kesin şartlara bu cinsten yeni bir nokta eklemeyi istemez. Fakat vakit geçirmeksizin, Irak petrol kuyuları üzerinde İngiliz Denetimini kurmak ve ayrıntılar hususunda İngiltere'nin olurunu elde etmek üzere önlem alınması için Osmanlı Hükümetine güvenilmektedir."İngiltere Hükümetinin uyguladığı tatlı dilli yukarıda yapılan baskılara karşı şöyle bir cevap verir. 11 Haziran 1913: "Hak iddia eden iki takım vardır. National Bank ile D'Arsi takımı. Bunlar kendi aralarında anlaşmalıdırlar. Yoksa Osmanlı hükümeti imtiyaz vermek için beklemek zorunda kalacaktır. National Bank'ta Alman menfaatleri de vardır. Ve o ezcümle Bağdat Demiryolu ortaklığının 1903 imtiyazına göre demiryolunun iki yanında yirmişer kilometre mesafede bulunan madenleri işletmek hakkını da tevarüs etti. Bundan başka Anadolu Demiryolu ortaklığı ile 1904'te yaptığı bir antlaşma üzerinde tartışılan bazı haklar kazandı. Eğer şimdi bütün Petrol Kuyuları imtiyazını yalnız D'Arsi takımına, yani sırf İngilizlere verirsek Almanları kızdırırız. Öyle bir yol tutmalı ki imtiyazda İngiliz takımı az üstün bir durumda olsun. İngilizler ise az üstünlüğü yeter görmemektedir. Bu belgede bahsedilen National Bank; İstanbul ada yabancı semeye tarafından kurulmuş bir Osmanlı milli bankasıdır. Türkiye'deki bu gün olduğu gibi bütün ihalelere ve ticari faaliyetlere katılabilir. Bu bankanın kurucuları da İngiliz ve Alman para baronlarıdır. Osmanlı Hükümeti elamanları da bir denge siyaseti uygulamak için anlaşmalı olarak verilmesi uygun görülüyor. Fakat İngilizler, kanunlara uygun olarak ta Irak Petrollerinden hisse almasını istemiyor. Hepsini istiyor. Bu nedenle müzakereler 19 Mart 1914 yılına kadar devam eder. Müzakerelerde iki gurubun istekleri çatışmaktadır. Bu çatışmadaki para baronları İngiliz ve Almanlardır. Biri Bağlaşıklar Gurubundan, diğeri de Anlaşma gurubundandır. Her iki gurupta Dünya kaynaklarının kendileri tarafından kullanılabilmesi için, öldürücü silahlarla savaşa hazırlanmaktadır. Fakat sonunda ortak çıkarlarda o günlük için bir anlaşmaya gidilir. Bu anlaşma şöyledir: Doyçe Bank (Şel= İngiliz ve Alman şirketlerinin ortak bankası.) ortaklığından olan, Osmanlı Petrol Şirketi adını alan Türkiye Milli Bankasının olur. Yani Osmanlı Petrol Şirketi'nin hisseleri şöyle ayrışmaktadır: Hisselerin Yüzde ellisi D'Arsi Şirketinin, Yüzde yirmi beşi Doyçe Bank'a, diğer yüzde yirmi beşi de Anglo-Sakson petrol ortaklığına ait oluyordu. Bu anlaşma hükümleri 10 maddeden mürekkeptir. 18- 19 Haziran 1914 tarihinde Osmanlı Petrol Şirketi Musul Bağdat bölgesindeki petrol imtiyaza sının verilmesi için Osmanlı Hükümetine resmen başvurur. Osmanlı Hükümeti Petrol imtiyazını vermeğe hazır olduğunu fakat bu bölgedeki madenler içinde menfaati olup ta bundan zarar görecek insanlar varsa onlara tazminat ödenmesinin şirkete ait olmasını ister. Osmanlı hükümeti ile şirket arasında tartışmalar 4 Temmuz 1914 gününe kadar devam eder. Neticede 4-8 Temmuz 1914 günleri arasında Osmanlı Hükümeti ile İngiliz ve Alman büyük elçileri arasında, Tazminat işinde Hükümetin vazgeçtiğini bildirmesi üzerine anlaşma yürürlüğe girer. Böylece birbirlerini yok etmeğe çalışan iki düşman emperyalist devlet Osmanlı'ya karşı çıkarlarını korumuş olurlar. Çünkü bu durumlarda söz devletlerin değil PARA BARONLARININDIR. Bu günde söz, sözde milletindir. Fakat karar sermayenindir. Devlet falan önemli değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
İktidara yeni anayasa sorusu
Hüseyin Baş Samsun'da konuştu
Vefatının 5. yıl dönümünde
BTP, Prof. Dr. Haydar Baş'ı anıyor
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu
'Hedef üniter yapıya zarar vermek'
Mısır lideri Sisi Körfez turunda
Önce Katar'a gitti sırada Kuveyt var
Narin Güran Davası
Mahkemeden dikkat çekici notlar
'Tarife savaşında herkes kaybedecek'
Çin lideri Şi Güneydoğu Asya turuna çıktı
Böyle anne olmaz olsun
Bebek devlet korumasına alındı
Türkiye ne ara bu hale geldi?
Başakşehir'de 880 kg uyuşturucu madde ele geçirildi
Milletimiz dolandırıcıların kıskacında
23 ilde 9 milyarlık yasa dışı bahis ve dolandırıcılık operasyonu
İsrail, yüz binlerce Filistinliyi zorla göç ettiriyor
İtiraf İsrail Savunma Bakanı'ndan geldi
Rümeysa öztürk ile ilgili gelişme
ABD Dışişleri Bakanlığı kanıt bulamadı
Husiler, İsrail'e balistik füze saldırısı düzenledi
ABD Yemen'i vurdu: 5 ölü, 13 yaralı
Takibe devam
Fener kazandı, Sivas ateşe düştü
Soba faciası
Antalya'da 3 ölü, 2 yaralı
Amasya'da şiddetli deprem
Çevre illerden de hissedildi
İktidara yeni anayasa sorusu
Hüseyin Baş Samsun'da konuştu
Vefatının 5. yıl dönümünde
BTP, Prof. Dr. Haydar Baş'ı anıyor
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu
'Hedef üniter yapıya zarar vermek'
Mısır lideri Sisi Körfez turunda
Önce Katar'a gitti sırada Kuveyt var
Narin Güran Davası
Mahkemeden dikkat çekici notlar
'Tarife savaşında herkes kaybedecek'
Çin lideri Şi Güneydoğu Asya turuna çıktı
Böyle anne olmaz olsun
Bebek devlet korumasına alındı
Türkiye ne ara bu hale geldi?
Başakşehir'de 880 kg uyuşturucu madde ele geçirildi
Milletimiz dolandırıcıların kıskacında
23 ilde 9 milyarlık yasa dışı bahis ve dolandırıcılık operasyonu
İsrail, yüz binlerce Filistinliyi zorla göç ettiriyor
İtiraf İsrail Savunma Bakanı'ndan geldi
Rümeysa öztürk ile ilgili gelişme
ABD Dışişleri Bakanlığı kanıt bulamadı
Husiler, İsrail'e balistik füze saldırısı düzenledi
ABD Yemen'i vurdu: 5 ölü, 13 yaralı
Takibe devam
Fener kazandı, Sivas ateşe düştü
Soba faciası
Antalya'da 3 ölü, 2 yaralı
Amasya'da şiddetli deprem
Çevre illerden de hissedildi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.