BTP Genel Başkanı, Hukukçu Hüseyin Baş'a, "Sizce Türkiye'nin en ciddi sorunu nedir" sorusu yöneltildiğinde, "Türkiye'nin en büyük sorunu, empati kurabilme yeteneğinin kaybedilmiş olmasıdır" diyerek, şöyle devam etmişti: "Bu sorunun yanıtını tek bir başlık altında toplamak zor. Ancak bence Türkiye'nin en ciddi sorunu empati kurabilme yeteneğimizi kaybetmiş olmamızdır. İnsanlar geçinemiyor. Bu ne kadar umurumuzda? Bir baba çocuğuna pantolon alamadığı için intihar ediyor. Askerimiz sınırda şehit oluyor. Hiç ölümü düşündük mü? Hiç kendimizi onların yerine koyduk mu? Biz empati kuramıyoruz, kurmuyoruz."
Evet sevgili okurlar ilk defa bir siyasiden, bir genel başkandan empati sözünü duyuyoruz. İlk defa halkı ile aynı duyguları paylaşan, empati yapabilen bir lider ile karşı karşıyayız…
Adeta yitiğimizi bulmuş sevinenler gibiyiz…
Empati...
Başkalarının duygularını anlama ve hissetme, bir başka deyişle duygudaşlık…
İnsanı insan kılan en büyük erdemin empati olduğunu söylersek abartmış olmayız. Kendin gibi olmayanı okuyabilmek, anlayabilmek ve ona dokunabilmek…
Hayatta hiçbir şey acı çeken insana duyacağımız empatiden daha önemli değildir. O acıyı duymak ve yüreğimizin en derininde hissetmek ve ona yardım eli uzatmak…
Bu vicdanın ta kendisidir, vicdanın sesini dinlemektir. Bu düşünce ve duygu elbette bizi adalet limanına gelip bağlayacaktır. Adalet, İmam Ali Efendimizin deyişiyle "devletin dini adalet"…
Şunu belirtelim ki empati kurmak bir vicdan ve gönül işidir. "İnsan gönüldür gönül" düsturunu kendine şiar edinip gönül dünyasında duygudaşlığı yaşamayanlar empati kuramazlar.
Empati kurabilmek gani bir gönüllülük ister. Bu kendini vatanın birlik, beraberlik ve bütünlüğüne adayanların işidir.
Ehl-i Beyt'in izinden ve yolundan gidenlerin işidir. Hüseyni bir duruş sergileyenler ancak ve ancak dertlere derman çözüm ve çare olabilirler. Kendisini ve cebini düşünen insanların işi değildir empati kurmak.
Şu zamanın en büyük işi ve oluşu insanın kendisini tüm vatandaşlarının yerine koyup muhasebe yaparak çözümü bir rahmet sofrası şeklinde insanların önüne sermesidir. İnsanlık bugün empati eksikliğinden dolayı vahşileşmiş bir durumdadır.
Bu gün empatik duruşu ile Hüseyin Başkan halk ile arasındaki en büyük bağını sağlam bir şekilde kurmuş durumdadır.
Dünya üzerinde aç kalmayacak bir ferdin derdindedir genç Genel Başkan. Babası Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in en büyük idealini gerçekleştirecektir. Türk'ün elinin olmadığı ve uzanmadığı yer zulüm altındadır.
Dünyaya adalet gelebilmesi için "Dünya Türk'ün Vatanı" olmalıdır.
Her geçen dakika biraz daha anlayışsız, duyarsız ve bencil insanlar haline geldiğimizi açık ve net bir biçimde görmekteyiz. Zaman gerçekten kötü ve acımasız bir zaman sevgili okurlar.
Kapitalizmin dişlileri arasında ezile ezile sömürülen ve karın tokluluğuna çalışan bir dünya toplumu var. "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" mantığı ile sömürülen insanlar adil dağılıma ve doğuştan gelen sosyal adalete hasretler.
Milli Ekonomi Modeli ile bu sosyal adaleti sağlayacak lider kişi; çözümü, çaresi, empatik ve sempatik Hüseyni duruşuyla bir güneş gibi doğmuştur. Ülkenin beklenen ve özlenen en genç lideri Hüseyin Baş hayatımızın eskimeyen ve pörsümeyen gençlik çağıdır.
Genç Genel Başkanın şu ifadelerine bakar mısınız: "Öncelikle Türkiye'nin iyi yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Milletimizin iyi yönetilmediğini ve iyi yönetilmeyi hak ettiğini düşünüyorum. Evimizden çıkıp işimize giderken dilenen insanlar görüyoruz. Bu insanların dertlerine çözüm üretebilmemiz lazım. Marketlerde bebek mamalarının kilit altında satıldığı bir dönem yaşıyoruz. Ben Prof. Dr. Haydar Baş'ın ideallerini biliyorum. Bu idealleri hayata geçirmek bizim görevimiz. Ülkemizdeki bu tabloyu gördüğümde ben buna arkamı dönüp gidemem. Bu yaşanan dramları yok sayamam. Evet, ben iş insanıyım, hukukçuyum ama hiçbir şey, milletimizin geleceğinden, evlatlarımızın geleceğinden daha kıymetli değildir. O yüzden arkamızı dönüp gidemezdik. Bağımsız Türkiye Partisi'nin projeleri bu ülkenin bütün sorunlarının tek çıkış yoludur. Ayrıca siyaset benim için bir zorluk değil, bu benim hayatının ta kendisi, bu benim hayatımın anlamı ve benim kaderimin bir zorunluluğu."
Halkı ile en güzel bir biçimde sağlam bağlarının temellerini atan Hüseyin Başkan geleceğin yıldızı ve cumhurbaşkanıdır.
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025