Dünden devam
Yeni Dünya Düzeni'ni kurmaya çalışan küresel güçlerin medyayı nasıl kullandığını anlatmaya devam ediyoruz:
-Bütün dünya medyası, bizim görevli merkezlerimizce kontrol altında tutulmaktadır. Emperyalizm aleyhtarı olan devlet, ulusal veya uluslararası ekonomik kuruluş ve şirketlerin beyinlerine ve düşüncelerine o derecede nüfuz etmek zorundayız ki, dünyada meydana gelmekte olan olaylara, onların gözlerine takmakta olduğumuz pembe gözlüklerle bakmak ve bizim istediğimiz doğrultuda yorum yapmak zorunda kalsınlar (Uluslararası hukuka kesinlikle uygun olmamasına rağmen, Birleşmiş Milletler'ce referandumda diretilerek KKTC'de; dünya, Türkiye ve KKTC medyalarının amansızca evet istikametinde beyin yıkama kampanya ve bombardımanı doğrultusunda "evet", Rum Kesimi'nde ise, dünya medyası çapında evet doğrultusunda beyin yıkama kampanyası ve bombardımanına rağmen "hayır" neticesinin alınması asla ve asla bir tesadüf olamaz).
-Gazete, mecmua ve kitapları o derecede kontrol ve güdümümüz altında tutmalıyız ki, bütün dünya ve hedef kamuoyunu kendi amaçlarımız doğrultusunda kolayca yönlendirebilmeliyiz. Emperyalizmin güdümüne girme hususunda direten basılı medyayı; matbaa malzemesi tedariki, dağıtım zinciri, vergiler ve pazarlama meseleleri ile, ta ki pes edinceye kadar boğuşmak zorunda bırakmalıyız.
-Güdüme girme hususunda direnen yazarların, yazılarını çıkaracak matbaa dahi bulamamaları için her türlü ön tedbir dikkatlice alınmaktadır. Her yazar yazısını bastırmadan evvel izin almak zorunda bırakılmalıdır. Bizim iznimiz ve müsaade etmemiz doğrultusunda matbaalar, yazıların basılmasına müsaade edebileceklerdir.
Her düşünce ve fikirde halkı yönlendirebilecek yazar ve basın organlarımız olacaktır. Aristokrat, kralcı, ihtilalci, demokrat, cumhuriyetçi, ulusçu, küresel, anarşist ve hatta terörist!... Bunlar ahtapotlar gibi onlarca kollu olmalıdırlar ki, rakip halkların; ulusal değer yargıları, maneviyatı, ahlakı, ulusal kültürleri, örf ve adetleri kolayca bozulup yok edilebilsin.
-Kısaca ipin ucu daima bizim elimizde olacak ve sürdürülebilirliliği sağlanacaktır. Amaçlarımız doğrultusunda, zayıf karakterli, kolayca bize uyum sağlayabilecek, maddi olanakları zayıf olan medya mensuplarını, para ve lükse gark ederek, mutlak itaatkar kölelerimiz olarak istihdam edeceğiz. Bu suretle elit gücün, karşıt güçler üzerindeki otoritesi perçinlenmiş olacaktır ...
-Medya vasıtasıyla; kültür, sanat, her çeşit spor, güzellik ve müzik yarışmaları düzenleyeceğiz. Bu boş işler, bir kısım fikir sahibi aydın insanları ve halkın büyük bir kısmını, mücadele etmek zorunda kalacağımız hususlardan uzaklaştıracak ve etkisiz bırakacaktır.
Emperyalist olmayanların beyinlerini; demokrasi, hürriyet, çağdaşlaşma, küreselleşme, insan hakları, global ekonomi, dünya devletleri, çağdaş dünyada ulusçuluğun ve sınırların öneminin kalmaması, ilericilik, devrimcilik, BOP, AB, uzay çağı, milenyum vb. gibi konularda saptırılmış bilgi bombardımanı ile bunaltıp aptallaştıracağız.
Yeni dünya düzeninin sağlanması için asırlardır yapılmakta olan; planlı ,sabırlı, bilim ve akla dayanan ve asla etik olmayan bu mücadelenin farkına varıp, halkı aydınlatıp uyararak, ulusça gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak, her TÜRK aydınının olmazsa olmaz amaç ve gayesi olmalıdır. Bu bağlamda devlet, her yönüyle tam bağımsız bir Türk devleti olmak zorundadır. Türk'ün Türk'ten başka dostu olamaz!... Bütün dostlukların bir takım çıkar ilişkileri karşılığında oluştuğu gerçeğini asla göz ardı etmemeliyiz.
Yeni Dünya Düzeni'ni kurmaya çalışan küresel güçlerin medyayı nasıl kullandığını anlatmaya devam ediyoruz:
-Bütün dünya medyası, bizim görevli merkezlerimizce kontrol altında tutulmaktadır. Emperyalizm aleyhtarı olan devlet, ulusal veya uluslararası ekonomik kuruluş ve şirketlerin beyinlerine ve düşüncelerine o derecede nüfuz etmek zorundayız ki, dünyada meydana gelmekte olan olaylara, onların gözlerine takmakta olduğumuz pembe gözlüklerle bakmak ve bizim istediğimiz doğrultuda yorum yapmak zorunda kalsınlar (Uluslararası hukuka kesinlikle uygun olmamasına rağmen, Birleşmiş Milletler'ce referandumda diretilerek KKTC'de; dünya, Türkiye ve KKTC medyalarının amansızca evet istikametinde beyin yıkama kampanya ve bombardımanı doğrultusunda "evet", Rum Kesimi'nde ise, dünya medyası çapında evet doğrultusunda beyin yıkama kampanyası ve bombardımanına rağmen "hayır" neticesinin alınması asla ve asla bir tesadüf olamaz).
-Gazete, mecmua ve kitapları o derecede kontrol ve güdümümüz altında tutmalıyız ki, bütün dünya ve hedef kamuoyunu kendi amaçlarımız doğrultusunda kolayca yönlendirebilmeliyiz. Emperyalizmin güdümüne girme hususunda direten basılı medyayı; matbaa malzemesi tedariki, dağıtım zinciri, vergiler ve pazarlama meseleleri ile, ta ki pes edinceye kadar boğuşmak zorunda bırakmalıyız.
-Güdüme girme hususunda direnen yazarların, yazılarını çıkaracak matbaa dahi bulamamaları için her türlü ön tedbir dikkatlice alınmaktadır. Her yazar yazısını bastırmadan evvel izin almak zorunda bırakılmalıdır. Bizim iznimiz ve müsaade etmemiz doğrultusunda matbaalar, yazıların basılmasına müsaade edebileceklerdir.
Her düşünce ve fikirde halkı yönlendirebilecek yazar ve basın organlarımız olacaktır. Aristokrat, kralcı, ihtilalci, demokrat, cumhuriyetçi, ulusçu, küresel, anarşist ve hatta terörist!... Bunlar ahtapotlar gibi onlarca kollu olmalıdırlar ki, rakip halkların; ulusal değer yargıları, maneviyatı, ahlakı, ulusal kültürleri, örf ve adetleri kolayca bozulup yok edilebilsin.
-Kısaca ipin ucu daima bizim elimizde olacak ve sürdürülebilirliliği sağlanacaktır. Amaçlarımız doğrultusunda, zayıf karakterli, kolayca bize uyum sağlayabilecek, maddi olanakları zayıf olan medya mensuplarını, para ve lükse gark ederek, mutlak itaatkar kölelerimiz olarak istihdam edeceğiz. Bu suretle elit gücün, karşıt güçler üzerindeki otoritesi perçinlenmiş olacaktır ...
-Medya vasıtasıyla; kültür, sanat, her çeşit spor, güzellik ve müzik yarışmaları düzenleyeceğiz. Bu boş işler, bir kısım fikir sahibi aydın insanları ve halkın büyük bir kısmını, mücadele etmek zorunda kalacağımız hususlardan uzaklaştıracak ve etkisiz bırakacaktır.
Emperyalist olmayanların beyinlerini; demokrasi, hürriyet, çağdaşlaşma, küreselleşme, insan hakları, global ekonomi, dünya devletleri, çağdaş dünyada ulusçuluğun ve sınırların öneminin kalmaması, ilericilik, devrimcilik, BOP, AB, uzay çağı, milenyum vb. gibi konularda saptırılmış bilgi bombardımanı ile bunaltıp aptallaştıracağız.
Yeni dünya düzeninin sağlanması için asırlardır yapılmakta olan; planlı ,sabırlı, bilim ve akla dayanan ve asla etik olmayan bu mücadelenin farkına varıp, halkı aydınlatıp uyararak, ulusça gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak, her TÜRK aydınının olmazsa olmaz amaç ve gayesi olmalıdır. Bu bağlamda devlet, her yönüyle tam bağımsız bir Türk devleti olmak zorundadır. Türk'ün Türk'ten başka dostu olamaz!... Bütün dostlukların bir takım çıkar ilişkileri karşılığında oluştuğu gerçeğini asla göz ardı etmemeliyiz.
Em. Alb. Yıldır Bilen / diğer yazıları