Öyle anlaşılıyor ki hükümet, enflasyonla mücadeleyi terk etmiş. Halbuki duvara toslayan programın bir tek hedefi vardı: Enflasyonu düşürmek. "Acız, battık, bittik, yandık" diye feryat edenlere, "sabredin, enflasyon düştü, düşüyor, aydınlık günler önümüzde" denildi. Aydınlık günler beklenirken, maalesef daha karanlık günler geldi. Hükümet "nerede yanlış yaptık" sorusunu sorup, doğru cevabını bulmadan, yeni bir denemeye daha girişti. Üzülerek ifade edelim ki, bunun sonucu da hüsran olacaktır. Çünkü yol ve yön yanlıştır.
Bazıları şöyle diyebilir: "Hükümet üyeleri ne yapsın? Bütün ekonomistler yapılanların doğru olduğunu söylemiyor muydu?" Evet, söylüyorlardı, ama birisi hariç. O birisi de Prof. Dr. Haydar Baş idi. Onun söylediklerini, hükümet üyeleri de, ekonomistler de, dikkate almadılar, almıyorlar. Niçin böyle hareket ediyorlar? Pekçok sebep sayılabilir. Ama asıl sebep şu olsa gerektir: Prof. Dr. Haydar Baş'ın söyledikleri, ekonomistlere ezberletilen teorileri uymuyor. Onun için ekonomistler, söylenenleri anlamakta güçlük çekiyorlar. Çünkü ekonomistlerimiz, henüz basmakalıp teorilerin dışında düşünmeyi öğrenebilmiş değiller.
Teorilere takılmış kalmış ekonomistleri, "son savaşlarını veren generallere" benzeten Alvin Toffler şöyle diyor: "Aslında bugün görünen şey ekonomik kargaşadan çok daha derin, geleneksel ekonomi kuralları çerçevesinde anlaşılamayacak birşeydir. İşte bu nedenle, gittikçe daha şaşkınlaşan ekonomistler 'eski kuralların artık işlemediğinden' yakınıyorlar. Görmekte olduğumuz şey, sanayileşmenin genel bir krizidir" (Ekononimin Çöküşü, s. 13). Alvin Toffler, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "her ülke kendi şartlarına ve insanının inacına uygun ekonomik kuralları bulmak ve uygulamak zorundadır" sözünü doğrularcasına, şöyle der: "Ekonomistlerin hepsi de, ekonomiyi toplumsal sistemden hava geçirmez bir şekilde tecrit edilmiş gibi ele alıyorlar. Sanki ekonmi, dini inançlardan, kültürel farklılıklardan, aile düzenlerinden hiç etkilenmezmiş gibi düşünüyorlar. Geleneksel ekonomistler, enflasyon ve diğer sorunlara ölçülebilir kurallar içerisinde çözüm arıyorlar. Fakat gerçeğe, böyle paketleme yöntemiyle ulaşamazsınız. Çünkü herşeyden önce ekonomi kapalı bir sistem değildir" (A.g.e., s. 42)
"Enflasyon düştü, bu iş tamam" çığlıkları atılırken, Prof. Dr. Haydar Baş, "hayır yanılıyorsunuz, ülkenin şartlarını hesaba katmadan konuşuyorsunuz, ülkemizde kayda girmeyen üretim var" diyordu. Peki Alvin Toffler ne diyor? Bir de onu dinleyelim: "Ekonomistler, toplumsal denge problemini incelemeye başlamadıkça, toplumsal çeşitliliğin, ve kültürel modellerin, ekonomiye etkisini anlamadıkça, enflasyon gibi basit bir sorunu bile çözemezler" (A.g.e., s. 45). Demek ki, bizim yıllarca uğraşıp çözemediğimiz enflasyon basit bir sorunmuş ve "bu işi 24 saatte çözerim" diyen Prof. Dr. Haydar Baş da, yerden göğe kadar haklıymış. Ama gel de anlat. Anlatamazsın. Çünkü kafalar ve gönüller betonlaşmış.
Öyle de olsa, biz yine Alvin Toffler'in, Prof. Dr. Haydar Baş'ı teyit eden enflasyonla ilgili tesbitlerden bazı nakillerde bulunmak istiyoruz. Toffler diyor ki: "Eğer geleneksel tekniklerle donanmış ekonomistler, enflasyonu anlamakta zorluk çekiyorlarsa, bunun nedeni, sorunun toplumsal kökenlerini gözardı etmeleridir. Ve bu durum, diğer problemler için de sözkonusudur. Şaşkınlık içerisinde olanlar sadece politikacılar, bankerler veya işadamalır değil. Ekonomistlerin kendileri de çıkmaz sokağın içindeler" (A.g.e., s. 47). "Tekrar etmek gerekirse: Enflasyonun ve diğer birçok ekonomik problemin çeşitli toplumsal kökenleri vardır. Ama ekonomistlerin mikroskopları, ayni majino muhafızlarının silahları gibi, yanlış yönde şartlandırılmıştır" (A.g.e., 48).
Bütün bu tesbitler bizi şu sonuca götürüyor: "Yalnız ekonomi bilenler iyi bir ekonomist olamaz. Ekonomist, aynı zamanda bir kültür adamı olmalıdır". Başka bir deyişle ekonomist, milletin inancını, kültürünü, örfünü, gelenek ve göreneğini çok iyi bilmeli, dahası milletten biri olmalı. Tıpkı Prof. Dr. Haydar Baş gibi.
Bazıları şöyle diyebilir: "Hükümet üyeleri ne yapsın? Bütün ekonomistler yapılanların doğru olduğunu söylemiyor muydu?" Evet, söylüyorlardı, ama birisi hariç. O birisi de Prof. Dr. Haydar Baş idi. Onun söylediklerini, hükümet üyeleri de, ekonomistler de, dikkate almadılar, almıyorlar. Niçin böyle hareket ediyorlar? Pekçok sebep sayılabilir. Ama asıl sebep şu olsa gerektir: Prof. Dr. Haydar Baş'ın söyledikleri, ekonomistlere ezberletilen teorileri uymuyor. Onun için ekonomistler, söylenenleri anlamakta güçlük çekiyorlar. Çünkü ekonomistlerimiz, henüz basmakalıp teorilerin dışında düşünmeyi öğrenebilmiş değiller.
Teorilere takılmış kalmış ekonomistleri, "son savaşlarını veren generallere" benzeten Alvin Toffler şöyle diyor: "Aslında bugün görünen şey ekonomik kargaşadan çok daha derin, geleneksel ekonomi kuralları çerçevesinde anlaşılamayacak birşeydir. İşte bu nedenle, gittikçe daha şaşkınlaşan ekonomistler 'eski kuralların artık işlemediğinden' yakınıyorlar. Görmekte olduğumuz şey, sanayileşmenin genel bir krizidir" (Ekononimin Çöküşü, s. 13). Alvin Toffler, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "her ülke kendi şartlarına ve insanının inacına uygun ekonomik kuralları bulmak ve uygulamak zorundadır" sözünü doğrularcasına, şöyle der: "Ekonomistlerin hepsi de, ekonomiyi toplumsal sistemden hava geçirmez bir şekilde tecrit edilmiş gibi ele alıyorlar. Sanki ekonmi, dini inançlardan, kültürel farklılıklardan, aile düzenlerinden hiç etkilenmezmiş gibi düşünüyorlar. Geleneksel ekonomistler, enflasyon ve diğer sorunlara ölçülebilir kurallar içerisinde çözüm arıyorlar. Fakat gerçeğe, böyle paketleme yöntemiyle ulaşamazsınız. Çünkü herşeyden önce ekonomi kapalı bir sistem değildir" (A.g.e., s. 42)
"Enflasyon düştü, bu iş tamam" çığlıkları atılırken, Prof. Dr. Haydar Baş, "hayır yanılıyorsunuz, ülkenin şartlarını hesaba katmadan konuşuyorsunuz, ülkemizde kayda girmeyen üretim var" diyordu. Peki Alvin Toffler ne diyor? Bir de onu dinleyelim: "Ekonomistler, toplumsal denge problemini incelemeye başlamadıkça, toplumsal çeşitliliğin, ve kültürel modellerin, ekonomiye etkisini anlamadıkça, enflasyon gibi basit bir sorunu bile çözemezler" (A.g.e., s. 45). Demek ki, bizim yıllarca uğraşıp çözemediğimiz enflasyon basit bir sorunmuş ve "bu işi 24 saatte çözerim" diyen Prof. Dr. Haydar Baş da, yerden göğe kadar haklıymış. Ama gel de anlat. Anlatamazsın. Çünkü kafalar ve gönüller betonlaşmış.
Öyle de olsa, biz yine Alvin Toffler'in, Prof. Dr. Haydar Baş'ı teyit eden enflasyonla ilgili tesbitlerden bazı nakillerde bulunmak istiyoruz. Toffler diyor ki: "Eğer geleneksel tekniklerle donanmış ekonomistler, enflasyonu anlamakta zorluk çekiyorlarsa, bunun nedeni, sorunun toplumsal kökenlerini gözardı etmeleridir. Ve bu durum, diğer problemler için de sözkonusudur. Şaşkınlık içerisinde olanlar sadece politikacılar, bankerler veya işadamalır değil. Ekonomistlerin kendileri de çıkmaz sokağın içindeler" (A.g.e., s. 47). "Tekrar etmek gerekirse: Enflasyonun ve diğer birçok ekonomik problemin çeşitli toplumsal kökenleri vardır. Ama ekonomistlerin mikroskopları, ayni majino muhafızlarının silahları gibi, yanlış yönde şartlandırılmıştır" (A.g.e., 48).
Bütün bu tesbitler bizi şu sonuca götürüyor: "Yalnız ekonomi bilenler iyi bir ekonomist olamaz. Ekonomist, aynı zamanda bir kültür adamı olmalıdır". Başka bir deyişle ekonomist, milletin inancını, kültürünü, örfünü, gelenek ve göreneğini çok iyi bilmeli, dahası milletten biri olmalı. Tıpkı Prof. Dr. Haydar Baş gibi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018