Mantı yemeğini bilmeyenimiz yoktur. Bazılarımız Kayseri mantısı, bazılarımız Sivas mantısı olarak söyler. Düşbare ise Azeri kardeşlerimizin mantısıdır, diyebiliriz.
Tarifine bakarsak, özellikle yumurtası bol hamurdan yapılmış mantıya ılık su ekleyerek pişirmek şeklinde özetleyebiliriz.
Mantı yemeği normalde ağır olduğu için bizde yoğurt ilave eldir. Düşbarede ise üzerine kişniş sebzesi ilave edilir. Bu ilave yapılmadan düşbare eksik kalır.
Maydanozgillerden olan kişniş vücuttan toksin atmada diğerlerinden her zaman öndedir. Azerbaycan'daki günlerimde misafirliklerde hoşuma giden en güzel yemekti. Yemek piştikten sonra atılan taze kişniş çok hoş bir rayiha bırakır, beni mest ederdi.
Ayrıca kişnişte antioksidan özelliğinin dışında ağız yarası tedavi etme ve diğer yaralara fayda sağlamak gibi yararları vardır. Bu bitkinin içeriğinde A vitamini, C vitamini gibi vitaminler, fosfor, magnezyum, fitonutrent (gençlik vitamini içeren madde) gibi hem beyne hem de vücudun diğer organlarına son derece faydalı maddeler var. Ayrıca bu bitkinin parfümeri sektöründe de kullanıldığını biliyorum.
Düşbare yapmayı evde denediğimizde çok da başarılı olduğumuz söylenemez. Hamurları fazla pişirmiş, içindeki kıymayı yemeğin içine salmıştık, üstelik kişnişi de ne zaman atacağımızı kestirememiştik. Azeri dostlarımızı arayıp işin inceliklerini öğrenmeye karar verdik.
Şuan saymakla bitiremeyeceğim, ardı ardına, ölçekleri dikkat edilerek hesap edilen bir dizi sıralı, zamanlaması tam olan işler yapmamız gerektiğini gördük. Sonra tekrar denedik. Bu sefer olmuştu.
En önemli incelik, yukarıda faydalarını saydığım kişniş bitkisinin en son ve taze atılması şart. Aksi takdirde o kadar vitamin boşa gider. Bu inceliği Azeri dostlarımıza sormadan öğrenemezdik. Ne de olsa bilen onlar. Sormaya çekindik ama yine de doğrusunu öğrenmek için sorduk ve ondan sonra gerçek bir düşbare yapabildik.
Bir yemeği yaparken bu kadar inceliğin olduğunu tahmin etmiyordum doğrusu! Önce bilmiyorsanız ustasına soracaksınız, ustası size tarif verecek, siz de tarife tam uyacaksınız. Tarifi anlamadıysanız ustanın yanında bir müddet uygulamalı eğitim yapacaksınız. O zaman sonuca ulaşırsınız.
Her işte usul böyle olmalıdır, eğer doğruyu arıyorsak.
Mesela Ortadoğu. Siz orada bir şey yapacaksanız bu topraklarda gözü olmayan ülkelerle beraber hareket etme stratejisini doğru bir hamle olarak başköşeye koyacaksınız. Başlangıç eğer doğru olursa yaptığımız stratejinin doğru olacağı kanaatindeyim.
Ta baştan, ABD ve diğer bu topraklarda gözü olan ülkelerle beraber hareket etmeyi kendimize şiar edinirsek, benim Azeri dostuma sormadan evde yaptığım düşbarede olduğu gibi o saçma, tatsız bir sonuç ortaya çıkar.
ABD ve diğer emperyalist ülkeler Ortadoğu'da zararlı sebze gibiler. Bunlardan yoğrulan bir hamur bizi zehirler.
O zaman ne yapmalıyız? Belli ki buradan bize faydalı bir yemek çıkmayacak. Benim yaptığımı yapıp, bir bilene sormak gerekmez mi? Bu erdemi göstermenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Ortadoğu'da yıllardır pişirilen tatsız, tuzsuz senaryodan hem milletimiz, hem de Müslümanlar çok acılar çekti, çekiyor.
Bence bu acıları bitirmek için artık ustaların ustasına müracaat etmek zorundayız.
Bu konuda yapılması gerekenleri Prof. Dr. Haydar Baş özetle şöyle sıralamıştır:
"Türkiye, artık bundan sonra başını öne eğip ciddi bir muhasebe yapmalıdır. Nedir bu muhasebe? Biz, Ortadoğu'da kabul etsek de etmesek de Müslüman olarak bilinen ve Müslüman kişilerin oluşturduğu devletlerin ne olursa olsun sevgisini, takdirini kazanan bir millet ve devletiz.
Binaenaleyh bizim politikalarımız evvela bunların menfaatine olması, Türkiye'nin menfaatine olması, bunların aleyhinde ve Türkiye'nin aleyhinde olmaması lazım, esasına göre bina edilecektir.
Her şeyden önemlisi bakınız bize yakın olan komşularımızın coğrafyamızın üzerinde hesabı olmayan komşular olması lazım.
Soruyorum şimdi, Suriye'nin bizim topraklarımızın üzerinde hesabı var mı? Yok. İran'ın hesabı var mı? Yok. Körfez ülkelerinin, İslam ülkelerinin bir tanesinin bizim coğrafya üzerinde bir hesabı var mı? Yok.
Ama müttefikimiz diye kabul ettiğimiz ABD'nin, AB ülkelerinin, İsrail'in bizim topraklarımızın, coğrafyamızın üzerinde hesabı var?"
Eğer mesele doğru düşbare ise ben gereğini yapıp Azeri dostlarımıza sordum. Eğer mesele ülke ise sizce kime soralım ya da sizce usta kim?
Tarifine bakarsak, özellikle yumurtası bol hamurdan yapılmış mantıya ılık su ekleyerek pişirmek şeklinde özetleyebiliriz.
Mantı yemeği normalde ağır olduğu için bizde yoğurt ilave eldir. Düşbarede ise üzerine kişniş sebzesi ilave edilir. Bu ilave yapılmadan düşbare eksik kalır.
Maydanozgillerden olan kişniş vücuttan toksin atmada diğerlerinden her zaman öndedir. Azerbaycan'daki günlerimde misafirliklerde hoşuma giden en güzel yemekti. Yemek piştikten sonra atılan taze kişniş çok hoş bir rayiha bırakır, beni mest ederdi.
Ayrıca kişnişte antioksidan özelliğinin dışında ağız yarası tedavi etme ve diğer yaralara fayda sağlamak gibi yararları vardır. Bu bitkinin içeriğinde A vitamini, C vitamini gibi vitaminler, fosfor, magnezyum, fitonutrent (gençlik vitamini içeren madde) gibi hem beyne hem de vücudun diğer organlarına son derece faydalı maddeler var. Ayrıca bu bitkinin parfümeri sektöründe de kullanıldığını biliyorum.
Düşbare yapmayı evde denediğimizde çok da başarılı olduğumuz söylenemez. Hamurları fazla pişirmiş, içindeki kıymayı yemeğin içine salmıştık, üstelik kişnişi de ne zaman atacağımızı kestirememiştik. Azeri dostlarımızı arayıp işin inceliklerini öğrenmeye karar verdik.
Şuan saymakla bitiremeyeceğim, ardı ardına, ölçekleri dikkat edilerek hesap edilen bir dizi sıralı, zamanlaması tam olan işler yapmamız gerektiğini gördük. Sonra tekrar denedik. Bu sefer olmuştu.
En önemli incelik, yukarıda faydalarını saydığım kişniş bitkisinin en son ve taze atılması şart. Aksi takdirde o kadar vitamin boşa gider. Bu inceliği Azeri dostlarımıza sormadan öğrenemezdik. Ne de olsa bilen onlar. Sormaya çekindik ama yine de doğrusunu öğrenmek için sorduk ve ondan sonra gerçek bir düşbare yapabildik.
Bir yemeği yaparken bu kadar inceliğin olduğunu tahmin etmiyordum doğrusu! Önce bilmiyorsanız ustasına soracaksınız, ustası size tarif verecek, siz de tarife tam uyacaksınız. Tarifi anlamadıysanız ustanın yanında bir müddet uygulamalı eğitim yapacaksınız. O zaman sonuca ulaşırsınız.
Her işte usul böyle olmalıdır, eğer doğruyu arıyorsak.
Mesela Ortadoğu. Siz orada bir şey yapacaksanız bu topraklarda gözü olmayan ülkelerle beraber hareket etme stratejisini doğru bir hamle olarak başköşeye koyacaksınız. Başlangıç eğer doğru olursa yaptığımız stratejinin doğru olacağı kanaatindeyim.
Ta baştan, ABD ve diğer bu topraklarda gözü olan ülkelerle beraber hareket etmeyi kendimize şiar edinirsek, benim Azeri dostuma sormadan evde yaptığım düşbarede olduğu gibi o saçma, tatsız bir sonuç ortaya çıkar.
ABD ve diğer emperyalist ülkeler Ortadoğu'da zararlı sebze gibiler. Bunlardan yoğrulan bir hamur bizi zehirler.
O zaman ne yapmalıyız? Belli ki buradan bize faydalı bir yemek çıkmayacak. Benim yaptığımı yapıp, bir bilene sormak gerekmez mi? Bu erdemi göstermenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Ortadoğu'da yıllardır pişirilen tatsız, tuzsuz senaryodan hem milletimiz, hem de Müslümanlar çok acılar çekti, çekiyor.
Bence bu acıları bitirmek için artık ustaların ustasına müracaat etmek zorundayız.
Bu konuda yapılması gerekenleri Prof. Dr. Haydar Baş özetle şöyle sıralamıştır:
"Türkiye, artık bundan sonra başını öne eğip ciddi bir muhasebe yapmalıdır. Nedir bu muhasebe? Biz, Ortadoğu'da kabul etsek de etmesek de Müslüman olarak bilinen ve Müslüman kişilerin oluşturduğu devletlerin ne olursa olsun sevgisini, takdirini kazanan bir millet ve devletiz.
Binaenaleyh bizim politikalarımız evvela bunların menfaatine olması, Türkiye'nin menfaatine olması, bunların aleyhinde ve Türkiye'nin aleyhinde olmaması lazım, esasına göre bina edilecektir.
Her şeyden önemlisi bakınız bize yakın olan komşularımızın coğrafyamızın üzerinde hesabı olmayan komşular olması lazım.
Soruyorum şimdi, Suriye'nin bizim topraklarımızın üzerinde hesabı var mı? Yok. İran'ın hesabı var mı? Yok. Körfez ülkelerinin, İslam ülkelerinin bir tanesinin bizim coğrafya üzerinde bir hesabı var mı? Yok.
Ama müttefikimiz diye kabul ettiğimiz ABD'nin, AB ülkelerinin, İsrail'in bizim topraklarımızın, coğrafyamızın üzerinde hesabı var?"
Eğer mesele doğru düşbare ise ben gereğini yapıp Azeri dostlarımıza sordum. Eğer mesele ülke ise sizce kime soralım ya da sizce usta kim?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019