Dünya Ekonomik Forum Başkanı Klaus Schwab, "Koronavirüs pandemisi dünyayı yeniden dizayn etmek ve sıfırlamak için fırsattır" demişti.
İyi halt etmişti…
Aynı şeyi IMF Başkanı da söylemedi mi?
Demek ki bunlar komplo teorisi değil.
Koronavirüsü bahane ederek, dünyaya reset atmak istiyorlar.
Tabi biz Türkler, Atatürk'ün şehadetiyle derin bir uykuya daldığımız için, etrafımızda elektron gibi dönen gelişmeleri ve olup biteni yakalayamıyoruz.
Hatta bunun için 'Büyük Sıfırlama' diye kitap bile yazmışlar. Ekonomiyi de parayı da sosyal hayatı da sıfırlayacaklarmış.
Ne büyük insan bunlar helal olsun!
İnsanların yavaş yavaş yeni bir düzene hazırlandığını görmemek körlüktür de, bizim hiçbir hazırlığımızın olmadığını görmek için göze bile gerek yok çünkü hazırlık falan yok.
Adamlar Mart 2018'de Dijital Paraya Geçiş Raporu hazırlamış.
Sizce neden?
Ekim 2018'de de Dünya Bankası'nın resmi web sayfasında korona test kitlerinin tanıtımı var.
Allah Allah ne tesadüf!
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) 9 Ekim tarihli yeni raporunda ise 7 Merkez Bankasının İsviçre'de aldığı kararları yayımladı.
26 sayfalık raporda yeni dijital paraya geçiş vurgulanıyor. Adım adım dijitale geçiş savunuluyormuş.
Nakit para ile dijital paranın birebir değiştirilmesi öngörülüyor.
Önemli değil zaten cepte para yok diyebilirsiniz de…
Nakit para ile yapılacak her işlem dijital para ile yapılacak ve ödemelerde ücret alınmayacak.
2022'nin sonunda bu sistemin altyapısının bitmiş olmasını istiyorlar.
Sen uyurken bak neler oluyor Türkiye!
Kripto para sistemi şifreli ve kimin kime gönderdiği belli olmuyor.
Bunun için özellikle terör örgütleri bu sistemi kullanıyor. Özellikle bütün ülkelerde yasal olmayan paraların yurtdışına transferi de Bitcoin ile olmuş bugüne kadar.
Zaten Bitcoin, asıl geçilecek kripto paranın denemesiydi. Bitcoin ile deney yaptılar anlayacağınız.
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde özellikle de 2025'e kadar İsveç, Norveç, Danimarka, Güney Kore ve Hindistan dijital paraya geçecek deniliyor.
Sanal parayı oturttuktan sonra dünyayı sıfırlayacaklar şeklinde yoğun enformasyon faaliyeti yürütülüyor.
Tüm bu bilgiler, çok güçlü bir merkeze karşı acil koduyla harekete geçildiğini bize gösteriyor.
Asla kafanız bu türden bilgiler karşısında karmaşıklığın dibine demir atmasın.
Zira yaşadığımız olayların sebepleri ve hedefleri çok nettir, Yeter ki, kronolojik olarak olayları doğru ve belli bir stratejiyle uyumlu takip edelim.
Aslında kapitalizm denilen ve son versiyonu ile neo liberalizm ismiyle dünyanın vampiri olan kokuşmuş sistem 2005 yılı itibariyle tedavülden kalkmıştır.
Ama bunu göremeyen sadece ve maalesef Türk milleti ve siyasetidir.
2005 yılında kapitalime karşı kırmızı kartı, Prof. Dr. Haydar Baş Bey "MEM" ile göstermişti.
Küresel leşçilere karşı aslında ilk kırmızı kart, 1996 yılında ABD büyük elçisine karşı Haydar Hoca tarafından gösterilmişti.
Yani dünya insanlığını at edip binen, eşek edip sürenlere karşı ilk kırmızı kart siyaset arenasından çok daha önceydi.
Özellikle 2013 yılında "MEM"in final gösterisi olan Rus Duma'sındaki tarihi manifesto ile kapitalizmin tarihin çöp sepetine atıldığı, dünyada çok geniş yankı buldu.
Türkiye hariç!
Bugün ABD'nin düşünce kuruluşlarınca itiraf edilen bir hakikat var.
Deniliyor ki, 2000 yılı itibariyle Rusya sistemli olarak ve ekonomik krizlere bağlı büyük bir dağılmaya ve demografik olarak da parçalanmaya gidecekti.
Bu dağılma ve parçalanma en geç 2010 yılına kadar tamamlanacaktı.
Anlayamadıkları ve hiç beklemedikleri bir gelişmeyle Rusya tam tersi, büyük bir ekonomik kalkınma ve refaha kavuştu deniliyor.
Aslında anlayamadıkları hiçbir şey yoktu ve bu mucizevi değişimin "MEM"in özellikle de 2005 yılı itibariyle Rusya'da uygulanmaya başlamasıyla yaşandığını en iyi de onlar biliyordu.
Ne var ki "MEM" ve müellifi Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı çok sistemli bir karartma sahnelenecekti ve öyle de oldu.
Aynı düşünce kuruluşunun çok dikkat çekici anlayamadık dedikleri gelişme ise şuydu:
Çok kötü bir ekonomiye ve yoğun bir nüfusa sahip olan Çin'in 2010 yılı itibariyle, ABD ekonomisini bile geride bırakacak şekilde tıpkı Rusya'da olduğu gibi büyük bir çıkış yakalamış olmasıydı.
Bu gelişmenin de "MEM" kaynaklı olduğunu en iyi kendileri tarafından biliniyor olmasına rağmen, o meşhur karartma ve hakikati örtme sanatlarını yine sahneye koymuşlardı.
Bugün de bu büyük sıfırlama, tek para sistemi ve hatta tek inanç sisteminin hedefinde "MEM" vardır.
Türkiye, köprünün altından çok sular akmasına rağmen yine de akıllı olur, bilime ve ilme saygı gösterirse, "MEM" üstünlüğü ile yeni dünya düzenini kendisi kurar.
Nasıl mı?
Onun tüm formüllerini ve bilinmeyen şifrelerini hafızasında taşıyan Hüseyin Baş'la.
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025