Dünya ekonomisi ve milli ekonomi-2

İnsan toplulukları ve milletler İnsanların bir arada yaşamaları için belirli müşterek toplulukların disiplinli yaşaması gerekmektedir. Onların bir arada gelişmelerini temin eden idari sistemler ise Dünyada değişik şekilde gelişmektedir. İlk çağlarda bu sistemler daha fazla dikta rejimleri, şeklinde tek elden idare edilme yöntemleri Krallıklar, Çarlıklar, değişik Monarşiler, Derebeylikler ve ona benzeyen sistemler filizlenmiş ve idarecilikte uzun bir dönem yönetimlerde kalmıştır.* Daha sonra sanayi ve teknolojinin gelişmesiyle tarım sınıfı yanında işçi sınıfın da gelişmesi söz konusu olmuştur. Böylece İşçi sınıfı da idarede yer almak için uzun zaman mücadele etmiştir. Bu gelişmelerden sonra, bir taraftan iş verenler diğer taraftan çalışanlar ve emekçiler ortaya çıkmıştır. 1789 - Fransız ihtilali ve sistem değişmeleriDünyada ve Özellikle Avrupa Kıtasında, Fransız ihtilaline kadar tüm dizginler asalet temsilcileri olan KRALLIK - SARAY sistemi idarelerinin güdümü altında yürütülmekteydi. Fakat Fransa'da, endüstrinin ve makineleşmenin etkisiyle, orta sınıf gelişmeye başlamış ve işçi sınıfı husule gelmiştir. Böylece Onlar da bu EKONOMİK gelişmelerden paylarını almak istemişlerdir.Böylece kısa zamanda organize olarak, ayaklanmışlardır. Sonunda çok kanlı bir İHTİLAL husule gelmiştir. Böylece Fransa'da bir nevi HALK İDARESİ olan Cumhuriyet idaresi ilan edilmiştir. Fransız ihtilali her ne kadar bir post kavgası olarak tarihe geçmişse de aslında arkasında EKONOMİK SEBEPLER YATMAKTADIR. Aslında Fransızlar,OSMANLININ İhtişamlı Devlet idaresinden ve EKONOMİK durumundan esinlenerek Fransız İhtilalinden sonra , kendi EKONOMİK- İDARİ SİSTEM gelişmelerini değiştirmek istemişlerdir. Daha sonra ise bu istekler, tüm batı Avrupa'ya geçmiş ve bu sefer onlar RÖNESANS-(YENİDEN UYANIŞI-) yakalayarak GEREK EKONOMİK -gerekse, sanayi ,askeri ve sosyal bakımından gelişmeye başlamışlardır. Diğer taraftan, Yüzyıllarca batı Osmanlıya hayran kalmasına ve onun yaşayış sistemini örnek almasına rağmen, Osmanlı kendini bu yeni gelişmelere yeterince uyduramamıştır. Gelişmeler Osmanlının durgunluk ve çöküş dönemine rastladığı için EKONOMİK DE?İŞMELERE kendisini ayarlayamamış ve bu da onun bir nevi çöküşüne kadar devam etmiştir. Osmanlını çöküşü ise,Batının OSMANLININ ÇÖKÜŞÜ Ç OK ULUSLU TOPRAKLARINDA oluşturdukları MİNİ MİLLİYETÇİLİKLER ve KİLİSE HUSUMETİNDEN dolayı bir nevi hızlandırılmıştır. Böylece Osmanlı ÖNCE EKONOMİK OLARAK çökmüş sonra da SİYASİ ÇÖKÜŞ buna eklenmiştir. Osmanlının çöküşünden sonra onun kapsadığı topraklarda yaklaşık olarak 33 YENİ DEVLET kurulmuş bulunmaktadır. NOT : Osmanlının çöküşünü hızlandıran, Batının teşvikiyle,Yeni Kurulan tüm bu Devlet'çiklerin, gerek EKONOMİK olarak gerekse SOSYAL-ÖZGÜRLÜK ve SİYASİ EKONOMİ - BAKIMINDAN PERİŞAN halde bulunmaları ise ayrı bir konudur!) Avrupa'nın Ekonomik kalkınmasıFransız İhtilalinden ve sanayileşmelerinden sonra,Avrupa Devletleri yavaş -yavaş dünyanın en ileri ekonomik gücü olmuştur. Ancak bu durum 1914- teki 1. Dünya savaşına kadar- devam etmiştir. O tarihte mutlak zirve yaparak duraklamaya başlamıştır. Daha sonra ise ABD Dünyanın Ekonomik gücü olarak sahneye çıkmaya başlamıştır. ABD'nin Bu EKONOMİK-ASKERİ-SİYASİ VE TEKNOLİOJİK üstünlüğü halen de devam etmektedir. Ancak ABD'nin gücü de zamanla, zirveye ulaşmış ve yavaş ta olsa inişe geçmiş durumdadır. Şu anda ABD ye nerdeyse paralel bir güç olan JAPONYA ve onun da arkasında hızlı adımlarla gelişen DEV ÇİN ÜLKESİ dikkat çekmektedir. Bu durumda şu Gerçekler açıkça belli olmaktadır. EKONOMİK GELİŞMELER VE MEDENİYETLER durmadan yer ve el değiştirmekte ve yavaş ta olsa, dünyayı adeta dolaşmaktadır. Çin'deki en eski ekonomik gelişmeler ile şimdiki yeniden dev adımlarla ilerlemeler bunun ispatıdır. Hızlı gelişen ÇİN CUMHURİYETİ -yavaş- fakat seri adımlarla tekrar EKONOMİK ,MEDENİYET VE GÜÇ SAHNESİNE tırmanmaktadır.