Uzay boşluğunda yüzmekte olan milyonlarca gezegenden birisi olan küçük dünyamız, Yüce Yaratıcı tarafından kendisi için belirlenen yörüngesinde deveranına devam ettiği müddetçe ve sırtında taşıdığı milyonlarca canlı türünden sadece birisi olan insanoğlu da soyunu devam ettirdiği müddetçe, Kerbela'da sergilenen zulüm, Kerbela çölünde Peygamber evladına karşı işlenen o korkunç cinayet hep konuşulacak, zalimlere hep lanet şehitlere de selam ve hürmet gönderilmeye devam edilecek elbette.
Asla hak etmedikleri halde, asla layık olmadıkları halde bir takım fırıldaklar çevirerek elde ettikleri makamları ve oturdukları iktidar koltuklarını korumak için hırs ve ihtiras düşkünü insanların yapamayacakları kötülüğün, işlemeyecekleri cinayetin olamayacağını gösteren çok kötü ve çok çirkin bir örnektir Kerbela hadisesi.
En son din olan İslamiyet'in doğuşunun daha ilk asrı dolmadan, o dinin Peygamberinin evlad-u iyaline, Ehl-i Beyt'ine karşı tertiplenen bu tuzak, sergilenen bu cinayet, girişilen bu katliam, kuşkusuz o dinin, örgütlü münafıkları tarafından doğduğu topraklarda öldürülme, yok edilme teşebbüsüdür.
Yüce İslam'ın Peygamberinin torunları, Ehl-i Beyt mensupları direkt hedefe oturtularak, firavunun Hz. Musa bağlılarına yaptığı gibi, Ehl-i Beyt'in erkeklerini kılıçtan geçirerek, tartışmasız peygamberin soyunu kurutmayı hedeflemişlerdir.
O gün için, o zaman ve zeminde, duruşuyla, örnek davranışıyla, ilmiyle ve irfanıyla, basiret ve ferasetiyle Peygambere en çok benzeyen ve onu en güzel temsil eden Hz. Hüseyin olduğu için gözlerini kırpmadan o yüce şahsiyete kıymışlardır.
İşin en acı taraflarından birisi ise şudur: Peygamber soyunu kurutmak için harekete geçen o ordu, o günün süper güçlerinden, süper devletlerinden, küffar ordularından biri değil, güya Müslümanların halifesi rolüne soyunmuş bir soysuza bağlı bir ordudur.
Hz. Hüseyin'in başını gövdesinden ayıran, mübarek naşını atlara çiğneterek parçalayan, etrafındaki erkek çocuklarını, yeğenlerini ve bir avuç bağlılarını kılıçtan geçiren, kadın ve çocukların kaldıkları çadırları da ateşe veren, küçücük kız çocuklarının kulaklarındaki küpeleri almak için, çocukların kulaklarını koparmaktan utanmayan ve çekinmeyen o güruh, bütün bu cürümlere, bu akıl almaz cinayetlere imza atan o güruh güya her vakit girdikçe namaz kılan bir güruhtur.
Güneş sistemi bozulana kadar, dünya gezegeni sırtında dolaşanları tamamen içine alana, bağrına basana kadar, insan soyu tükenene kadar Kerbela Çölü'nde, son Peygamberin evlad-u iyaline karşı işlenen bu korkunç cinayet hep konuşulacak, zalimlere lanet ve şehitlere de rahmet okunmaya devam edilecektir.
- Bir nazar eyleyin derûnunuza / 29.07.2024
- Göz diktiler dikiş tutmaz cebimize / 28.07.2024
- Çok uyudu elverir ki koca millet uyana / 27.07.2024
- Kodamanları sorgulamak ahirete kalmasın / 26.07.2024
- ‘Kerim kâtipleri’ unutan insan / 25.07.2024
- Yükünü tutan gidiyor / 23.07.2024
- ‘Hangi insan zulmederse bir cana’ / 22.07.2024
- ‘Onlira yevmiye 12 nüfus Kazma vura vura öldün fukara’ / 21.07.2024
- Yaz var kış var acele edecek ne iş var? / 20.07.2024