Son günlerde bir düğmeye basılma muhabbeti siyasileri tuttu. "Kim düğmeye bastı?" sorusuyla kamuoyu meşgul ediliyor. Bilindiği gibi giyimde kullanılan düğmelere basılmaz sadece iliklenir. Fakat mekanik ve elektronik eşyalarda düğmeler açma kapamanın yanında fonksiyon değiştirmede kullanılır. İşte bu manada ülkemizde düne kadar farklı fonksiyonlarla toplum önünde faaliyet gösteren kişiler ve bir takım basın yayın organlarının düğmesine basıldığı çok açık bir şekilde ortada.
Düğmelerine öyle basılmış ki; düne kadar ateşli bir AB aleyhtarı idiler, fakat şimdi AB'ye aşk derecesinde bağlılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Allah katında tek din olan İslam yerine 3 din hatta 4 diyenleri bile oldu.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; camiler yerine kilise evler kışla oldu.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Sırat'ı papaza hahama açtılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Kelime-i Tevhid'den "Muhammed'ur Rasûlüllah"ı çıkardılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Veda Hutbesi'nde Hazreti Peygamberin ümmete bıraktığı sünneti çıkardılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Kur'an-ı Kerim tefsirine Katolik suyu katmaya kalktılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; düne kadar misyonerlik faaliyetleri aleyhinde yayınlar yaparken bugün artık papalık misyonunun bir parçası olarak görev yapıyorlar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; bu millete kendi gazetelerine Yahudi mafyası diye duyurdukları ADL ile Hoşgörü ve Diyalog ile ilgili kitaplarının basımını ve dağıtımını yapıyorlar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; devrim diye Müslüman bayanı, papazla evlendirdiler.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; dün İslam düşmanlarının Hazreti Peygambere attığı iftiraların aynısını ümmetine ve önderlerine atıyorlar.
Düğmeye basıldı diye feryad edenlere son sözümüz, düğmeniz Atlantik ötesinde ise düğmeye basılma korkusu ile ne yaptığını bilmeden yarı ölü bir vaziyette dolaşır durursunuz.
Ne mutlu o erlere ki yıldızlar ve hilal gibi mutlak iradeye teslim olmuşlar.
Abdulkadir KARAKOÇ
Düğmelerine öyle basılmış ki; düne kadar ateşli bir AB aleyhtarı idiler, fakat şimdi AB'ye aşk derecesinde bağlılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Allah katında tek din olan İslam yerine 3 din hatta 4 diyenleri bile oldu.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; camiler yerine kilise evler kışla oldu.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Sırat'ı papaza hahama açtılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Kelime-i Tevhid'den "Muhammed'ur Rasûlüllah"ı çıkardılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Veda Hutbesi'nde Hazreti Peygamberin ümmete bıraktığı sünneti çıkardılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; Kur'an-ı Kerim tefsirine Katolik suyu katmaya kalktılar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; düne kadar misyonerlik faaliyetleri aleyhinde yayınlar yaparken bugün artık papalık misyonunun bir parçası olarak görev yapıyorlar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; bu millete kendi gazetelerine Yahudi mafyası diye duyurdukları ADL ile Hoşgörü ve Diyalog ile ilgili kitaplarının basımını ve dağıtımını yapıyorlar.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; devrim diye Müslüman bayanı, papazla evlendirdiler.
Yine düğmelerine öyle basılmış ki; dün İslam düşmanlarının Hazreti Peygambere attığı iftiraların aynısını ümmetine ve önderlerine atıyorlar.
Düğmeye basıldı diye feryad edenlere son sözümüz, düğmeniz Atlantik ötesinde ise düğmeye basılma korkusu ile ne yaptığını bilmeden yarı ölü bir vaziyette dolaşır durursunuz.
Ne mutlu o erlere ki yıldızlar ve hilal gibi mutlak iradeye teslim olmuşlar.
Abdulkadir KARAKOÇ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012