Dolar rekor üstüne rekor tazelemeye devam ediyor. Dün sabah 9.97 lirayla rekor tazeleyen dolar, gün içinde biraz gerileyerek 9.93 liradan işlem gördü.
Dolar her rekor tazelediğinde Prof. Dr. Haydar Baş'ın 24 Mart 2019 tarihinde Bayrampaşa'da gerçekleşen mitingde söylediği o tarihi sözler aklıma geliyor: "Bundan sonra dolar, ata binmiş süvari gibi olacak, sürekli artacak, sakın dövizle borçlanmayın."
Sayın Baş bu sözleri söylediği gün dolar kuru 5.76 lira idi.
O gün 10 bin dolar borç alanlar, TL bazında 41 bin 700 lira zarar etmiş oldular.
Dolar kurunun bu son rekor artışıyla alakalı olarak yorumcular birkaç maddeyi sayıyorlar. Bunlar özetle şöyle:
"ABD'de tüketici fiyatları Ekim ayında 0.9 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Yıllık bazda değişim yüzde 6.2 ile beklentilerin üzerinde artarken yükselen enflasyon FED'in para politikasını sıkılaştıracağı beklentilerini artırdı."
"Türkiye'de faiz indirimlerine devam edileceği endişesi de kurda baskı yaratıyor."
"Yabancı yatırımcılar oldukça düşük seviyelere çektikleri TL cinsi varlıklarından çıkış yönlü işlemlerine devam ediyorlar. Bankacıların hesaplamasına göre yabancı yatırımcı swap işlemlerinde son yedi haftanın toplam çıkışı 6.2 milyar dolara ulaştı."
Bu ve benzeri yorumlar artırılabilir.
Siyasilerimizin yıllardır uyguladığı borca ve ithalata bağımlı ekonomi politikası maalesef ülkemizin ekonomik kırılganlığını artırdı.
Dün gazetemizin manşet haberinde de ifade edildiği gibi 95 ülke içinde en kırılgan 5 ülke arasındayız. Bu konuda Lübnan, Angola, Zambiya ve Kolombiya ile yarışıyoruz.
Bu aşırı kırılganlık, doğal olarak ekonomimizi korunmasız bırakıyor.
ABD'de enflasyonun beklentilerin üzerinde artmasının Türkiye ekonomisi ile ne alakası var? Eğer senin paran ABD dolarına endeksli ise, Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği gibi, "Doların tercümesi" olan bir TL'yi kullanıyorsan o zaman ABD'de yaşanan en ufak gelişmeden ABD'den daha fazla etkilenirsin. ABD nezle olduğunda, sen zatürree olursun.
Faizlerin indirilmesi konusunda da, durum aynı. Sana borç verenler diyor ki, "faizleri yükselt." Sen de faizleri 300 baz puan indirip yeni indirim sinyalleri de verince adamlar aradaki açığı dolar kurunu artırarak tamamlıyorlar.
Swap işlemlerindeki çıkışlar ise zaten beklenmesi gereken bir sonuçtu.
Bildiğiniz gibi swap işlemleri, Merkez Bankası'nın rezervlerini çok göstermek için yapılan bir takas yöntemidir. Swap işlemleri çıkartıldığında Merkez Bankası'nın ekside olduğu zaten sürekli belirtiliyordu. Şimdi gelen bu takas paraları, çıkış eğilimine geçince doğal olarak kuru da artırdı.
Merkez Bankası, yaşanan bu rekor artışı önleyebilmek için piyasayı 63 milyar lira fonladı, ama doları aşağıya çekemedi.
Dolar kuru artışları elbette dolara bağımlı olan ekonomimizi derinden etkilemektedir.
Kur artışı maliyet enflasyonu demektir.
Hem finansal maliyetleri artırmaktadır hem de ithalat sebebiyle hammadde ve enerji fiyatlarını artırmaktadır.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi; mevcut sistemle bu sorunun çözümü yoktur ve sistem değişmelidir; çöktüğü açıkça belirtilen kapitalist sistemden acilen inmeliyiz ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamalıyız.
Başka bir çıkış yolu da yoktur.
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025