Diyarbakır ve İstanbul tehlike altında

Etrafımda herkes birbirine aynı soruyu soruyor; sınır ötemizde muazzam gelişmeler meydana gelirken, bölgenin tapusu ve petrolleri yeniden paylaşılırken Ankaram-Hükümet ne yapıyor? Daha dün Fransa ve İsveç'teki PKK'lı teröristlere, bu ülkelerin Irak büyükelçilikleri tarafından Irak vatandaşlığı verildiğini öne sürüldü, diğer bir ifade ile Kerkük, bu yeni gönderilen PKK'lıların ağır silahlarıyla kuşatılmaya başlandı, Türkmenler ağır kayıplar veriyor, ulusal önceliklerimizde birinci sırada yer alan Kerkük-Kıbrıs hattından bahsediyorum ey bu ülkenin gerçek sahibi olan sorumlu olur. Peki Ankaramız ne yapıyor? Çok merak ediyorum uyandırma zili ne zaman çalacak? Şimdi biraz daha dikkatinize talibim; Kerkük'te olası bir Kürt (aslında Barzani'nin peşmergesi demek daha doğru) - Türkmen çatışması, peşmergelerin Türkmenleri, Türkleri vahşice katletme sahneleri bunun Türkiye'ye- içeriye etkisi tahminlerden öte ürkütücü sonuç verir. Konunun yetkilisi bir uzman dostumun da belirttiği gibi, Kerkük'ten Türkiye'ye ulaşacak kışkırtıcı 'Türkmen-Kürt' çatışma fotoğrafları Türkiye'de sokaklarda Türkçü-Kürtçü kanlı karşılaşmaları tetikleyebilir (benim değerli Kürt kardeşim, Türk kardeşimi karşı karşıya getirme oyunlarının düğmesine basılabilir) bu merkezde özellikle de Diyarbakır ve İstanbul birinci derecede tehlike altında kalır. İstanbul ve Diyarbakır'ın gerek sosyo-ekonomik, gerek sosyo-politik önemi , Türkiye'nin genelinde rol modeli olması sebebiyle yaratacağı domino efekti, bu alçak oyunun kurucuları tarafından çoook iyi bilinmekte. Hükümet içeride Hırant Dink cinayetini çözmede ne kadar zayıf kaldığını-zaafını ortaya koymuş iken bahsedilen Kerkük merkezli yıkıcı şiddetteki bir depremin Diyarbakır ve İstanbul sokaklarını olağanüstü hale dönüştürmesi, olası kalkışma-ayaklanma vaziyetinde sizce halka kesilen fatura ne olur?' Uzmanımızın tespiti birinci dereceden hepimizi ilgilendiriyor efendim.Bundan sonra kim ihbarcı olur?Ve şimdi gündemin 'bilinçli bir şekilde' sakıza çevrilen, tetikçilerin arkasında asıl güçlerin bulunmaması için bilgi kirliliği içinde yoğrulan DİNK suikastında gözden kaçan çok önemli bir detaya 'zoom' yapalım, dikkatli bir okurum gönderiyor; Sayın Kömürcü. Bir konu var, nedense kimse incelemedi, konu olmadı. Hrant Dink suikastından aylar önce böyle bir eylemin yapılacağı bir ihbarcı tarafından Trabzon Emniyeti'ne bildirilmiş.Trabzon Emniyeti de durumu Genel Müdürlüğe ve İstanbul Emniyeti'ne iletmiş, bunlar TV haberi. İhbarcının ismi TV'lerde deşifre edildi. Artık o şahıs Trabzon'da sokağa zor çıkar. En azından ispiyoncu damgası yiyerek toplumdaki yeri bitirildi ki daha fazlası da (!) olabilir, o da malum başka çoluk çocuklara kendini yem edebilir. Emniyet'e ihbar veren kişiyi deşifre ederek ismini TV'lerde yayınlatan devlet dünyada herhalde sadece Türkiye'dir. Böylece Türkiyenin dört bir yanındaki yeni ihbarların önü bir ölçüde kesilmiş oldu. Asıl amaçlardan biri de buydu herhalde. Oysa ki ihbarcılar dünyanın her yerinde çok sıkı korunur ve kimlikleri gizlenir. Bu devletin görevidir ve bir yerde namusudur. Devlet güvenliği istihbarat ile iş yapar. İstihbarat sokaktan toplanır. Bunun başka bir yolu da yoktur. Bu yol artık bir ölçüde kapatıldı... İstihbarat gelmezse olayların gerisinde kalırsınız. Yoksa birilerinin amacı bundan sonraki gelecek hayati istihbaratların önünü kesmek miydi? Saygılar...' Okurumuzunki çok haklı bir tespit. Sokaklarımız yabancı ajan kaynıyor, malum operasyonlarla sarılı vaziyetteyiz (yazının giriş paragrafına tekrar göz atın) şimdi bu yüksek tehdit ortamında en ihtiyaç duyulan -bilgi, ihbar- sokaktan, vatandaştan yetkiliye artık gelir mi? Kim ihbara cesaret eder? Bu son vaka MİT'in yeni başlattığı 'nasıl yardım edebilirsin' kampanyasına da umarım darbe vurmaz ki sanırım birileri polis ihbarcısının başına gelenin 'duyarlı-sorumlu vatandaşların' ulusal güvenliğimize zarar verecek tehlikeleri fark etmeleri halinde MİT'e veya Emniyet'e bilgi vermelerinin önünü kesmeyi de planladı. Siz bu tuzağa sakın düşmeyin ki bu anlamda ihbarları internet ortamında kimliğinizi koruyarak da yapabilirsiniz, yeri gelmiş iken, http://www.mit.gov.tr/ adresinde, -nasıl yardım edebilirsin- bölümüne göz atın dilerseniz...Akıl tutulması yoooook.Güler Kömürcü