Diyarbakır
12.12.2018 00:00:00
Bağımsız Türkiye Partisi Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Elçi Bey'in davetlisi olarak 'Milletin Efendisi' programının çekimleri için medeniyetler şehri Diyarbakır'dayız sevgili okurlar…
33 ayrı medeniyete beşiklik yapan Diyarbakır gezilmesi, görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Bence ülkemizin en güzel en müstesna şehri… Şu yaşıma dek Diyarbakır'ı gidip görmemem, ziyaret etmemem büyük bir eksiklikti… Gidiniz Diyarbakır'a aynı düşüncelere kapılacaksınız sevgili okurlar. 10'un üzerinde Peygamber kabrinin ve 30 kişilik Sahabe şehitlerinin ve yüzlerce evliya kabrinin bulunduğu Diyarbakır'da maneviyat üst düzeyde. Yeraltı ve yerüstü güzellikleriyle tam bir kutsal şehir…
İnsanları ise bir başka güzel, içten ve candan, tertemiz insanlar… Diyarbakır'da gezip o manevi havayı tadıp, yer altı ve yerüstü zenginliklerini düşündüğünüzde o kadim topraklarda oynanan kahpe olayların nedenine inmiş oluyorsunuz.
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri 2 yıl Diyarbakır'da ikamet ediyorlar. Diyarbakır ve halkına eşsiz bir sevgi ve muhabbetleri var. Onlarca il kendisine fahri hemşehrilik unvanı vermek isterken; O, sadece Diyarbakır'ın hemşehriliğini kabul ediyor. 1916 yılında Silvan'da bulunduğu yıllarda, gençlerden oluşturduğu birliklerle Ermeni ve Rus'lara karşı amansız mücadeleler veriyor.
Silvan'da kalmış olduğu iki evi şu anda adeta çürümeye terk edilmiş durumda. Silvan'da kurdurmuş olduğu çadır yeri de bakımsız bir şekilde. O sahra çadırından her akşam Kur'an ve zikir seslerinin geldiğini dile getiriyorlar Silvanlılar… O çadırda görmüş olduğu ve Silvan müftüsüne yorumlattığı bir rüyaları var Paşa Hazretlerinin: "Ay sol kolumdan geldi kalbimin üstünde durdu. Ondan sonra güneş de sağ kolumdan girdi, ikisi burada göğsümde birleşti. Ondan sonra ay sol kolumdan, güneş sağ kolumdan çıktı gitti."
Rüyayı yorumlayan müftü efendi Atatürk'e şunları söyler; "Sen bu ülkede (Türkiye'de) çok büyük bir adam olacaksın ve Türkiye'yi kurtaracaksın.
Günlerden bir gün Gazi Köşkünde dinlenmekte olan Mustafa Kemal Atatürk uzaklardan şarkı, türkü sesleri duyar ve etkilenir. Emir verdirir ve sesin sahibini buldurur. Bir süre sonra Mehmet Celalettin, Ata'nın huzurundadır. Atatürk sorar: "Demin aşağı bahçede türkü okuyan sen miydin?"
"Evet Paşam. Sizi rahatsız ettim ise özür dilerim" der.
"Hayır rahatsız olmadım, oturur musun, ismin ne?"
"Mehmet Celalettin."
"Bana da o güzel türkülerini okur musun?"
Güzelses okumaya başlar. Atatürk narin, minyon tipli bu çocuktan çıkan ilahi sesi ve usul, makamı dinledikçe keyiflenir, keyiflendikçe Celalettin coşar, öyle bir an gelir ki, bülbüller uçup köşkün demir parmaklarına konar. Ayrı bir dünya, ayrı bir âlem oluşur.
Atatürk, "Bak Celal, memleketimiz bir gün huzura kavuşacak ve sen bu güzel sesinle bu güzel eserleri İstanbul'da plaklara okuyacaksın. O zaman o plakların üzerine 'Şark Bülbülü Celal' yazdır. Sen gerçek bir bülbülsün, konuşan bülbül."
Celal Güzelses, plak doldurmak için 1931 yılında İstanbul'a gider. Sahibinin Sesi Plak Şirketi'ne 8 plak birden doldurur. Plakların üzerine, 1917 yılının haziran ayında, Atatürk'ün kendisine verdiği unvanı, 'Şark Bülbülü Celal' diye yazdırır.
İstanbul'da Dolmabahçe'de Atatürk tarafından kabul edilir. Atatürk kendisine "Benim Şark Bülbülü Celal dediğim sen değil misin çocuk? Bana birçok gazel okudun, o gazellerden birinin sözleri şöyle değil miydi?" der ve o gazelin sözlerini aynen okur."
Mustafa Kemal Paşa ölümünden 1 yıl evvel tekrar Diyarbakır'a Ergani bakır işletmelerinin açılışı için gelirler. Bugün atıl bir durumda olan fabrikanın durumu içler acısıdır. Yürekler parçalayan bir başka olay ise; şu anda Diyarbakır'da su kuyusundan fazla petrol kuyusunun olması ve ecnebiler tarafından işletilmesi, bizlerin de 6 liradan benzin ve mazot almaya mecbur bırakılışımız…
Evet sevgili okurlar başta Diyarbakır'ımız ve Türkiye'miz olmak üzere tüm dünya insanlığı tekrar Atatürk'ünü, Baştürk Haydar Baş'ını beklemekte.
(devam edecek)…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
