Dinlerarası Diyalog çalışmaları, Türkiye'de AB'ye uyum ve ABD'nin BOP projesi kapsamında yürütülmektedir.
Bazı AB yetkililerinin "Türkiye'nin AB'ye girebilmesi, Vatikan'dan geçer" ifadesi bunu göstermektedir.
ABD ise 1990'lardan beri Türkiye'de Müslümanlar içerisinde "moderate" olarak tabir ettiği yani "ılımlı" kişilerle -tabii burada kastettiği haçlılara ılımlı, BOP kapsamında yapılan Büyük İsrail Projesine ılımlı olmalarıdır- resmi olmayan diyaloglar kurmaya başladı.
Zamanla bazı ilahiyatçılar, yazarlar, yorumcular,siyasetçiler ve "Hocaefendiler" bu ılımlılar kadrosuna yavaş yavaş dahil edildi.
"Hocaefendi", "Allah katında tek din İslam'dır"(Ali İmran:19) ayetini çok iyi bilmesine rağmen, inkarının da ne anlama geldiğini bilmesine rağmen, "Üç büyük din" ifadesini kullandı.
Yine "Hocaefendi" olarak bilinen zat, "Papaya yazmış olduğu mektupta "Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik."(Zaman, 10/02/1998) ifadelerini kullanıyordu.
Dinlerarası Diyalog, Vatikan'ın resmi yayın organında bakın nasıl ifade ediliyor: "Asya'nın Hıristiyanlaştırılması projesi ve Papalığın çağdaş Hıristiyanlaştırma ve misyonerlik usulü".(The Second Vatikan Council, Nostra Aetate,1-4)
Dinlerarası Diyalogun bir parçası olmak, bu misyonun tahakkuk edişini arzu etmek ve de bu en kıymetli(!) hizmete en mütevazı yardımlarda bulunmak ifadeleri ne anlama geldiğini sizlerin takdirine bırakıyorum.
Kuranı Kerimde Allah(cc) şöyle ifade etmektedir: "Kim kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, Peygamber (Hz Muhammed)'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola tabi olursa, onu o saptığı yönde bırakırız ve Cehenneme sürükleriz; o ne kötü bir yerdir.(Nisa Suresi:115)
Diyalogcu bir yazar "Ehli Kitapla amentüde ittifakımız vardır" başlıklı bir makale yazmış ve bu makalede "Zaten dikkatlice bakıldığında görülecektir ki ehl-i kitapla temel noktalarda birlikteyiz. Daha meşhur ifadesiyle amentüde ittifakımız vardır. Çünkü Allah'ın gönderdiği kitapların hemen hepsinde tekrarlanan amentüdür: Allah birdir. Peygamberler haktır. Melekler vardır. Kitaplar gönderilmiştir. Ahiret vardır. Ölen insanlar bir gün dirilecek, yaptıkları iyiliklerin mükafatını, kötülüklerin de mücazatını göreceklerdir" şeklinde ifade etmektedir.
Öncelikle yazarımızın bu söyledikleri ile İslam'ın Allah, peygamber, kitap, ahiret, melek ve kader inançlarını bilmediği belli. Biliyorsa durum daha da vahim.
İslam'ın altı şartının altısında da, hatta bunlardan en temeli olan "Allah inancı" mevzuunda bile Ehli Kitapla tamamen farklı inançlara sahibiz. Hangi asgari müşterekten bahsediyorsun?
Kuran'da, bu konuyla ilgili birçok ayeti kerime vardır -tabii yapılan yeni çalışmalarla bu ayetlerin mealleri ve tefsirleri konusunda AB'ye uyum çerçevesinde düzeltmeler(!) yapılıyor. Bu ayetlerin bazılarını nakledelim, sizler de Kuran'ın "güncelleşmemiş"mealinden bu ve benzeri ayetleri görebilirsiniz.
"Allah katında tek din İslam'dır"(Ali İmran:19)
"Her kim İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki, (O din) ondan asla kabul edilmeyecektir; o kimse, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır"(Ali İmran :85)
"Ey iman edenler, Ehli Kitaptan herhangi bir gruba tabi olursanız, sizi imanınızdan sonra çevirip kafir yaparlar" (Ali İmran: 100)
"Yahudiler, Üzeyir Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da Mesih(İsa) Allah'ın oğludur, dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar" (Tevbe:30)
"Yahudi ve Hıristiyanlar, "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: "öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor?" (Maide: 18)
"Allah çocuk edindi, dediler. Haşa! O, bundan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur, hepsi O'na boyun eğmiştir" (Bakara:116)
Peygamber efendimiz ise "Varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Musa peygamber bile sizin aranız da bulunsa da siz beni bırakıp ona uysanız, şüphesiz sapıklardan olurdunuz"(Ahmed Bin Hanbel, Müsned, 3/471,4/266) şeklinde buyurmuşlardır.
Her şey net ve açık. Bütün bu delillere rağmen hangi mantıkla "Ehli Kitapla Amentüde ittifakımız vardır diyebiliyorsun?
Bilmiyor musun ki İslam'ın Allah'ı birdir, eşi ve benzeri yoktur, doğmamıştır ve doğurulmamıştır, Hıristiyanların ise teslis inancı, yani, baba, oğul, kutsal ruh olarak üç tane ilahları var?
Hıristiyan inancına göre İsa Rab, havariler de peygamber olarak kabul edilir ve farklı farklı İncillerin olmasını bu şekilde izah ediyorlar. Hangi peygamber, hangi kitapta müttefikiz?
Lütfen bu "ılımlı" diyalogcuların sözlerine ve yaptıklarına dikkat edin.
Bugün bu yorumları yapanlar, yarın "Kurana ne gerek var" diyebilir.
Gerçi aziz Türk milleti, Kuranına ve Peygamberine kimseyi dokundurmaz, zaten onlar Cenabı Hakkın koruması ve gözetimi altındadır, ama buradaki uyarımız biz yanılanlardan olmayalım ve doğru istikamette yürüyelim maksadıyladır.
Bazı AB yetkililerinin "Türkiye'nin AB'ye girebilmesi, Vatikan'dan geçer" ifadesi bunu göstermektedir.
ABD ise 1990'lardan beri Türkiye'de Müslümanlar içerisinde "moderate" olarak tabir ettiği yani "ılımlı" kişilerle -tabii burada kastettiği haçlılara ılımlı, BOP kapsamında yapılan Büyük İsrail Projesine ılımlı olmalarıdır- resmi olmayan diyaloglar kurmaya başladı.
Zamanla bazı ilahiyatçılar, yazarlar, yorumcular,siyasetçiler ve "Hocaefendiler" bu ılımlılar kadrosuna yavaş yavaş dahil edildi.
"Hocaefendi", "Allah katında tek din İslam'dır"(Ali İmran:19) ayetini çok iyi bilmesine rağmen, inkarının da ne anlama geldiğini bilmesine rağmen, "Üç büyük din" ifadesini kullandı.
Yine "Hocaefendi" olarak bilinen zat, "Papaya yazmış olduğu mektupta "Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik."(Zaman, 10/02/1998) ifadelerini kullanıyordu.
Dinlerarası Diyalog, Vatikan'ın resmi yayın organında bakın nasıl ifade ediliyor: "Asya'nın Hıristiyanlaştırılması projesi ve Papalığın çağdaş Hıristiyanlaştırma ve misyonerlik usulü".(The Second Vatikan Council, Nostra Aetate,1-4)
Dinlerarası Diyalogun bir parçası olmak, bu misyonun tahakkuk edişini arzu etmek ve de bu en kıymetli(!) hizmete en mütevazı yardımlarda bulunmak ifadeleri ne anlama geldiğini sizlerin takdirine bırakıyorum.
Kuranı Kerimde Allah(cc) şöyle ifade etmektedir: "Kim kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, Peygamber (Hz Muhammed)'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola tabi olursa, onu o saptığı yönde bırakırız ve Cehenneme sürükleriz; o ne kötü bir yerdir.(Nisa Suresi:115)
Diyalogcu bir yazar "Ehli Kitapla amentüde ittifakımız vardır" başlıklı bir makale yazmış ve bu makalede "Zaten dikkatlice bakıldığında görülecektir ki ehl-i kitapla temel noktalarda birlikteyiz. Daha meşhur ifadesiyle amentüde ittifakımız vardır. Çünkü Allah'ın gönderdiği kitapların hemen hepsinde tekrarlanan amentüdür: Allah birdir. Peygamberler haktır. Melekler vardır. Kitaplar gönderilmiştir. Ahiret vardır. Ölen insanlar bir gün dirilecek, yaptıkları iyiliklerin mükafatını, kötülüklerin de mücazatını göreceklerdir" şeklinde ifade etmektedir.
Öncelikle yazarımızın bu söyledikleri ile İslam'ın Allah, peygamber, kitap, ahiret, melek ve kader inançlarını bilmediği belli. Biliyorsa durum daha da vahim.
İslam'ın altı şartının altısında da, hatta bunlardan en temeli olan "Allah inancı" mevzuunda bile Ehli Kitapla tamamen farklı inançlara sahibiz. Hangi asgari müşterekten bahsediyorsun?
Kuran'da, bu konuyla ilgili birçok ayeti kerime vardır -tabii yapılan yeni çalışmalarla bu ayetlerin mealleri ve tefsirleri konusunda AB'ye uyum çerçevesinde düzeltmeler(!) yapılıyor. Bu ayetlerin bazılarını nakledelim, sizler de Kuran'ın "güncelleşmemiş"mealinden bu ve benzeri ayetleri görebilirsiniz.
"Allah katında tek din İslam'dır"(Ali İmran:19)
"Her kim İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki, (O din) ondan asla kabul edilmeyecektir; o kimse, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır"(Ali İmran :85)
"Ey iman edenler, Ehli Kitaptan herhangi bir gruba tabi olursanız, sizi imanınızdan sonra çevirip kafir yaparlar" (Ali İmran: 100)
"Yahudiler, Üzeyir Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da Mesih(İsa) Allah'ın oğludur, dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar" (Tevbe:30)
"Yahudi ve Hıristiyanlar, "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: "öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor?" (Maide: 18)
"Allah çocuk edindi, dediler. Haşa! O, bundan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur, hepsi O'na boyun eğmiştir" (Bakara:116)
Peygamber efendimiz ise "Varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Musa peygamber bile sizin aranız da bulunsa da siz beni bırakıp ona uysanız, şüphesiz sapıklardan olurdunuz"(Ahmed Bin Hanbel, Müsned, 3/471,4/266) şeklinde buyurmuşlardır.
Her şey net ve açık. Bütün bu delillere rağmen hangi mantıkla "Ehli Kitapla Amentüde ittifakımız vardır diyebiliyorsun?
Bilmiyor musun ki İslam'ın Allah'ı birdir, eşi ve benzeri yoktur, doğmamıştır ve doğurulmamıştır, Hıristiyanların ise teslis inancı, yani, baba, oğul, kutsal ruh olarak üç tane ilahları var?
Hıristiyan inancına göre İsa Rab, havariler de peygamber olarak kabul edilir ve farklı farklı İncillerin olmasını bu şekilde izah ediyorlar. Hangi peygamber, hangi kitapta müttefikiz?
Lütfen bu "ılımlı" diyalogcuların sözlerine ve yaptıklarına dikkat edin.
Bugün bu yorumları yapanlar, yarın "Kurana ne gerek var" diyebilir.
Gerçi aziz Türk milleti, Kuranına ve Peygamberine kimseyi dokundurmaz, zaten onlar Cenabı Hakkın koruması ve gözetimi altındadır, ama buradaki uyarımız biz yanılanlardan olmayalım ve doğru istikamette yürüyelim maksadıyladır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025