AKP'li vekillerin dini istismardan dini değerleri inkara uzanan trajik serüvenine devam edelim.
Kur'andaki minimum örtünmenin mayo giyinmekten ibaret olduğunu iddia eden AKP'li vekil yalnız değil.
Eşelediğiniz zaman bir çok AKP'li Bakan ve vekilin benzer sapkın görüşlere sahip olduğunu görürsünüz.
Bu gerçeği gören bir çok AKP'ye kayıtsız şartsız destek veren medya da uyanan kalemler görüyoruz.
Bizim yıllar önce söylediğimiz şeylere "bu kadar da olur mu canım" diye geçiştiren bir çok yazar, şimdi AKP'li vekillerin ölçüsüzlüğe ve azgınlığa varan pervasızlıkları karşısında hayrete düşüyorlar. Geç de olsa bu uyanış sevindirici.
İşte bu yazarlardan biri olan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez'in tesbitleri:
"Eskilerin koltuksuz vekil dedikleri 2 devlet bakanı var ki...
Halkın arasından geldikleri halde, halka tepeden bakıyorlar.
Konuştukları zaman elimiz yüreğimizde... Acaba nerde hata yapacaklar? Kimlere hulus çakacaklar? Hangi çevrelere şirinlik muskası yazacaklar? diye huzursuz oluyoruz.
Birincisi sanki Kur'an kursları, devletin ve diyanetin denetimi altında değilmiş... Sanki kapılarına kilit vurulmamış....
Sanki yetiştirdikleri pırıl pırıl talebeler de Türkiye'nin ihtiyacını karşılamıyormuş gibi... Yeni Kur'an kursları açmak için genelge yayınlıyor.
Bazı çevreler homurdanınca genelgesini tekrar geri alıyor.
Böylece o çevrelere sadakat ve bağlılık arzetmiş oluyor.
Sonra da kalkıp sanki millet mevcut camilere sığmıyormuş gibi binalarda, apartman katlarında mescidler açılmasını gündeme getiriyor. Çıkan yasada mescidler sözcüğü yerine ibadethaneler kelimesi koyduruyor. Böylece bilerek ya da bilmeyerek misyonerlik faaliyetlerine meşrutiyet kazandırmış oluyor. Binalarda ibadethaneler adı altında kiliseler açılıyor.
Bunun faturası AKP'ye çıkıyor. Kulağımıza gelen başka sözler de var. Mesela bu kişi (bakan) "Kur'anın yüzde 30'una inanmıyorum diyormuş.
Burnu kafdağında olan koltuksuz bakanda "tekke partisi olmaktan kurtulduk" diyormuş.
Eğer bu sözler o kişinin ağzından çıkmışsa... O kişiler ehlullahın öyle bir tokadını yerler ki...
Sadece kendileri helak olmakla kalmazlar içinde bulundukları AK parti gemisini de çok kısa zamanda batırırlar"
Gördüğünüz gibi AKP'li vekiller özellikle Genel Başkanları Yahudi lobilerinden cesaret ödülü aldıktan ve "biz geçmişte dini istismar ediyorduk" dedikten sonra iyice ölçüleri aşmaya başladılar.
Onun için olsa gerek AKP dindar Türk milleti nezdinde oyunu kaybederken, Yahudilerin yüzde yetmiş desteğini alıyor.
Kur'andaki minimum örtünmenin mayo giyinmekten ibaret olduğunu iddia eden AKP'li vekil yalnız değil.
Eşelediğiniz zaman bir çok AKP'li Bakan ve vekilin benzer sapkın görüşlere sahip olduğunu görürsünüz.
Bu gerçeği gören bir çok AKP'ye kayıtsız şartsız destek veren medya da uyanan kalemler görüyoruz.
Bizim yıllar önce söylediğimiz şeylere "bu kadar da olur mu canım" diye geçiştiren bir çok yazar, şimdi AKP'li vekillerin ölçüsüzlüğe ve azgınlığa varan pervasızlıkları karşısında hayrete düşüyorlar. Geç de olsa bu uyanış sevindirici.
İşte bu yazarlardan biri olan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez'in tesbitleri:
"Eskilerin koltuksuz vekil dedikleri 2 devlet bakanı var ki...
Halkın arasından geldikleri halde, halka tepeden bakıyorlar.
Konuştukları zaman elimiz yüreğimizde... Acaba nerde hata yapacaklar? Kimlere hulus çakacaklar? Hangi çevrelere şirinlik muskası yazacaklar? diye huzursuz oluyoruz.
Birincisi sanki Kur'an kursları, devletin ve diyanetin denetimi altında değilmiş... Sanki kapılarına kilit vurulmamış....
Sanki yetiştirdikleri pırıl pırıl talebeler de Türkiye'nin ihtiyacını karşılamıyormuş gibi... Yeni Kur'an kursları açmak için genelge yayınlıyor.
Bazı çevreler homurdanınca genelgesini tekrar geri alıyor.
Böylece o çevrelere sadakat ve bağlılık arzetmiş oluyor.
Sonra da kalkıp sanki millet mevcut camilere sığmıyormuş gibi binalarda, apartman katlarında mescidler açılmasını gündeme getiriyor. Çıkan yasada mescidler sözcüğü yerine ibadethaneler kelimesi koyduruyor. Böylece bilerek ya da bilmeyerek misyonerlik faaliyetlerine meşrutiyet kazandırmış oluyor. Binalarda ibadethaneler adı altında kiliseler açılıyor.
Bunun faturası AKP'ye çıkıyor. Kulağımıza gelen başka sözler de var. Mesela bu kişi (bakan) "Kur'anın yüzde 30'una inanmıyorum diyormuş.
Burnu kafdağında olan koltuksuz bakanda "tekke partisi olmaktan kurtulduk" diyormuş.
Eğer bu sözler o kişinin ağzından çıkmışsa... O kişiler ehlullahın öyle bir tokadını yerler ki...
Sadece kendileri helak olmakla kalmazlar içinde bulundukları AK parti gemisini de çok kısa zamanda batırırlar"
Gördüğünüz gibi AKP'li vekiller özellikle Genel Başkanları Yahudi lobilerinden cesaret ödülü aldıktan ve "biz geçmişte dini istismar ediyorduk" dedikten sonra iyice ölçüleri aşmaya başladılar.
Onun için olsa gerek AKP dindar Türk milleti nezdinde oyunu kaybederken, Yahudilerin yüzde yetmiş desteğini alıyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014