Her ne kadar iktidara son birkaç seçimdir dindar görünümlü kimseler geliyorsa da, dindarlık yükselen değer olarak görünüyorsa da, camilere ya da dini toplantılara katılanlarda sayı olarak artışlar varsa da, Hac ve umre turlarına rağbet fazlaysa da; dindarlaşmıyoruz.
Dindarlık, gerçek din olan İslam’la barışıklıktır.
Dindarlık, İslam’ın emir ve yasaklarına uymaktır.
Dindarlık, dünya menfaatini değil, ahreti tercih etmektir.
Dindarlık, para, makam, şan ve şöhret için bir şeylerini feda etmemektir.
Dindarlık, zinayı suç saymak ve uzak durmaktır.
Dindarlık, faizin her türlüsüne karşı çıkmak ve uzak durmaktır.
Dindarlık, yolsuzlukla, soygunculukla uğraşmamaktır.
Dindarlık, haksız kazanç elde etmeye çalışmamaktır.
Dindarlık, rüşvet almamak ve vermemektir.
Dindarlık, yalancılıktan uzak durmaktır.
Dindarlık, ayrımcılık yapmamaktır.
Dindarlık, Allahın düşmanlarını dost edinmemektir.
Dindarlık, Muhammedsiz din olmayacağına inanmaktır.
Dindarlık, Allah katında tek geçerli din İslam’dır demektir.
Dindarlık, vatanın kutsal değerlerine, toprağa, bayrağa, önem vermektir.
Dindarlık, sadece Allah’tan korkmaktır, yalnız Ondan istemek ve yalnız Ona kulluk etmektir.
Bu konudaki örnekleri istemediğiniz kadar çoğaltabiliriz. Ama buna imkânımız elvermez. Çünkü yaşadığımız dünyada hele de ülkemizde o kadar çarpıklıklar var ki akıl sır ermez bir vaziyet almıştır.
Meydanda görünen tablo böyleyken; birileri çıkıp da dindarlaştığımızı söyleyince zıvanadan çıkıyor insan…
Geçmiş ile bu günümüzü kıyas yapabilen akıl sahipleri bilir ki; yaşadığımız dönem kadar çok yüzlülük yaşanmamıştır. Hangi konumda ve mevkide olursa olsun insanların çok yüzlülükleri gittikçe artmakta, yaptıkları dindarlıktan başka her şeye benzemekte, insanlar dış görünüşünden tanınmaz bir hale gelmiştir.
Kimsecikler kendinde olması gereken söz ve tavırlara uygun davranış sergilemiyor. Hacısından hocasından, âliminden cahilinden, kadınından erkeğinden, öğrencisinden öğretmeninden, esnafından tüccarından, alıcısından satıcısından, kime baksanız bağlar gazeli… Yanlışlar yumağı… Kime güvenseniz güvendiğiniz dağlara karlar yağıyor…
İşte bundandır serzenişimiz. Onun için diyoruz ki toplum dindarlaşmıyor…
Yaptıkları Dindarlıkla bağdaşmıyor… İnsanlar olsa olsa dini istismar ediyor ve daha çok kula kulluk ediyorlar.
Hâlbuki Yüce Allah; “Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin” buyuruyor. (Ankebut suresi/ Ayet 56)
Dindarlık, gerçek din olan İslam’la barışıklıktır.
Dindarlık, İslam’ın emir ve yasaklarına uymaktır.
Dindarlık, dünya menfaatini değil, ahreti tercih etmektir.
Dindarlık, para, makam, şan ve şöhret için bir şeylerini feda etmemektir.
Dindarlık, zinayı suç saymak ve uzak durmaktır.
Dindarlık, faizin her türlüsüne karşı çıkmak ve uzak durmaktır.
Dindarlık, yolsuzlukla, soygunculukla uğraşmamaktır.
Dindarlık, haksız kazanç elde etmeye çalışmamaktır.
Dindarlık, rüşvet almamak ve vermemektir.
Dindarlık, yalancılıktan uzak durmaktır.
Dindarlık, ayrımcılık yapmamaktır.
Dindarlık, Allahın düşmanlarını dost edinmemektir.
Dindarlık, Muhammedsiz din olmayacağına inanmaktır.
Dindarlık, Allah katında tek geçerli din İslam’dır demektir.
Dindarlık, vatanın kutsal değerlerine, toprağa, bayrağa, önem vermektir.
Dindarlık, sadece Allah’tan korkmaktır, yalnız Ondan istemek ve yalnız Ona kulluk etmektir.
Bu konudaki örnekleri istemediğiniz kadar çoğaltabiliriz. Ama buna imkânımız elvermez. Çünkü yaşadığımız dünyada hele de ülkemizde o kadar çarpıklıklar var ki akıl sır ermez bir vaziyet almıştır.
Meydanda görünen tablo böyleyken; birileri çıkıp da dindarlaştığımızı söyleyince zıvanadan çıkıyor insan…
Geçmiş ile bu günümüzü kıyas yapabilen akıl sahipleri bilir ki; yaşadığımız dönem kadar çok yüzlülük yaşanmamıştır. Hangi konumda ve mevkide olursa olsun insanların çok yüzlülükleri gittikçe artmakta, yaptıkları dindarlıktan başka her şeye benzemekte, insanlar dış görünüşünden tanınmaz bir hale gelmiştir.
Kimsecikler kendinde olması gereken söz ve tavırlara uygun davranış sergilemiyor. Hacısından hocasından, âliminden cahilinden, kadınından erkeğinden, öğrencisinden öğretmeninden, esnafından tüccarından, alıcısından satıcısından, kime baksanız bağlar gazeli… Yanlışlar yumağı… Kime güvenseniz güvendiğiniz dağlara karlar yağıyor…
İşte bundandır serzenişimiz. Onun için diyoruz ki toplum dindarlaşmıyor…
Yaptıkları Dindarlıkla bağdaşmıyor… İnsanlar olsa olsa dini istismar ediyor ve daha çok kula kulluk ediyorlar.
Hâlbuki Yüce Allah; “Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin” buyuruyor. (Ankebut suresi/ Ayet 56)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025