Dijital dönüşüme tekelleşme darbe vuruyor
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Köksal, rekabet gücünün inovasyon ve dijital dönüşümde belirleyici olduğunu belirterek, bu sürecin önündeki en büyük engelin 'tekelleşme' olduğunu söyledi.
11.02.2025 22:08:00
AA
AA
![Dijital dönüşüme tekelleşme darbe vuruyor](resimler/haberler/31/dijital-donusume-tekellesme-darbe-vuruyor-H1557706-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Dijital dönüşüme tekelleşme darbe vuruyor](resimler/haberler/31/dijital-donusume-tekellesme-darbe-vuruyor-H1557706-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Köksal, son 25 yıldır teknoloji ve dijitalleşmenin küresel ekonomileri benzeri görülmemiş bir dönüşüme zorladığını, rekabet gücünün de bu süreçte giderek önem kazandığını belirtti. Köksal, dijitalleşme öncesi dönemde ekonomilere yön veren şirketlerin petrol şirketleri olduğunu ancak onların yerini artık teknoloji şirketlerinin aldığını ifade ederek, bu dönüşümün beraberinde getirdiği bazı 'ciddi zorluklara' dikkati çekti. Bu zorlukların başında 'tekelleşme'nin geldiğini vurgulayan Köksal, dijital platformların popülerleşmesiyle güçlenen 'ağ etkisinin' bu platformları kontrol eden şirketlere piyasada daha da baskın hale gelme avantajı sağladığını ve rekabeti zayıflattığını vurguladı. Köksal, "Yani bir platform ne kadar çok kullanıcıya sahipse o kadar değerli hale geliyor. WhatsApp'ı düşünün mesela. Neden kullanıyorsunuz? Çünkü herkesin kullandığını biliyorsunuz. Yeni bir mesajlaşma uygulaması çıksa, ne kadar iyi olursa olsun insanları oraya çekmek çok zor" dedi.
Dijital dönüşümle ortaya çıkan diğer bir zorluğun da 'veri avantajı' olduğunu aktaran Köksal, dijital platformların topladıkları devasa verileri analiz ederek, hizmetlerini sürekli iyileştirdiklerini kaydetti.
Köksal, büyük verileri elinde bulunduran şirketlerin aynı zamanda 'ölçek ekonomisi' avantajıyla rekabeti ciddi şekilde kısıtladığını vurgulayarak, "Bu platformları kurmak için başlangıç maliyetleri çok yüksek ama sonrasında her yeni kullanıcının maliyeti neredeyse sıfır. Bu da büyük oyuncuların inanılmaz bir maliyet avantajına sahip olması demek" diye konuştu.
Dijital platformlar rekabeti zayıflatıyor
Büyük teknoloji şirketlerinin dijital ekosistemde belirleyici konuma geldiğini ifade eden Köksal, "Google ve Meta (Facebook, Instagram, WhatsApp), dijital dünyanın altyapısını kontrol eden şirketler haline gelirken, rekabeti kısıtlayan uygulamalarıyla endişe yaratıyor. Örneğin, Google'ın arama sonuçlarında kendi hizmetlerini üst sıralara yerleştirmesi veya Apple'ın App Store'da bazı uygulamalara kısıtlama getirmesi rekabeti olumsuz etkiliyor" değerlendirmesini yaptı. Köksal, bu şirketlerin "katil devralmalar-killer acquisations" stratejileriyle de piyasada kendilerine potansiyel rakip olabilecek küçük şirketleri daha büyümeden satın aldıklarını kaydederek, "Facebook'un Instagram'ı satın alması bunun en iyi huylu örneği. Ancak çoğu zaman satın alma sonrası hizmetlerin sonlandırıldığını görüyoruz" dedi.
Rekabeti kolaylaştıran yasalar yetersiz
Tekelleşmenin önüne geçerek rekabeti kolaylaştıran yasaların dijital sektörün hızlı gelişen dinamik yapısına ayak uydurmakta zorlandığının altını çizen Köksal, şöyle devam etti: "Yapay zeka alanındaki baş döndürücü gelişmeler bunun en güncel örneği. Her gün yeni bir teknolojik atılım, yeni bir iş modeli veya yeni bir dijital platform ortaya çıkıyor. Bu dinamik yapı içinde geleneksel rekabet hukuku araçlarının yetersiz kalabildiğini görüyoruz. Mevcut sistemde, rekabete aykırı bir davranış tespit edildiğinde soruşturma açılıyor ve bu süreç ortalama 1.5 yıl sürüyor. Dijital pazarların hızlı değişen doğası düşünüldüğünde, bu süre zarfında pazarda geri döndürülemez hasarlar oluşabiliyor. Özellikle büyük platformların tekrarlayan anti-rekabetçi davranışları söz konusu olduğunda, her bir soruşturma için bu kadar beklemek toplumsal refah açısından ciddi kayıplara yol açıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.