Kendi sınırlarımız dışında çizdiğimiz kırmızı çizgiler eskiden Türkiye'nin gücünden çekinildiği için dokunulmazdı. Türkiye dışarıya karşı zafiyet gösterince bütün bu kırmızı çizgilere dokunuldu, geçildi, yerle bir edildi.Bu sadece bir başlangıçtı?Bu kırmızı çizgiler geçilerek önce Türkiye'nin sınırları dışındaki devlet politikaları yok edildi.Kıbrıs, Ege, Kuzey Irak ve Kafkasya'daki tüm çıkarlarımız ya kaybedildi ya da geri dönüşü neredeyse imkânsız olan noktalara sürüklendi. Şimdi sıra içerideki kırmızı çizgilerimize, yani ayakta kalan son devlet politikalarımıza geldi.Bazılarını sayalım;Üniter yapı.Tek dil.Tek bayrak.Bunlar geride ayakta kalabilen son devlet politikalarımız. Her türlü darbeye rağmen hala ayaktalar?Anayasamızın dokunulmaz maddeleri bunlar aynı zamanda. Giderek artan bir dozda tartışma konusu yapılıyor artık bu konular.Şimdilerde yapılan müdahaleler işte bu devlet politikalarının köklerini sökebilmeye yönelik operasyonlar bence.Bu kökler söküldüğü takdirde tek millet olabilmek, bir arada kalabilmek, aynı bayrağın altında gölgelenebilmek imkânsız bir hal alacak. Zaten Türkiye'yi bu kökleri sökme talimatı veren odakların istediği de bu.Referandumdan sonra bağımsız olması gereken yargının eli kolu bağlanmadı mı?Bağlandı.Oysa yargı, ayakta kalan devlet politikalarımızın en güçlü dayanaklarından biriydi. Şimdi bu dayanak artık eski gücünü kaybetti. Her geçen gün daha da kaybediyor. Yargı gibi devlet politikalarımızın bir diğer önemli dayanağı ise silahlı kuvvetlerdi. Silahlı kuvvetlere karşı yapılan iftiralarla ve çeşitli müdahalelerle bir devletin ayakta kalabilmesi için elzem olan bu kurum yıpratıldı ve küçük düşürüldü.Üniter yapı, tek dil ve tek bayrak gibi devlet politikaları dayanaklarını yani köklerini yitirirse artık normal karşılanan söylemler, rahatlıkla icraata dökülecek.Böyle devam ederse üniter yapının federasyona dönüşmesi, tek dil yerine çok dilli yapının dayatılması ve de ay yıldızlı bayrağın yanına yeni bayrakların asılması uzak değildir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024