Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında çiftçilerin tek işlerinin ekip biçmek olacağını ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Devlet tarım ürünlerine pazar bulacak. İç ve dış piyasalarda nasıl pazar bulunacağı da devletin meselesi" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, başkent Ankara'da gençlerle buluşmasında Türkiye'nin tarım politikasını değerlendirdi. Tarım sektörünün sorunlarını ve bunların çözümlerini ortaya koyan Prof. Dr. Baş, Avrupa Birliği'ne uyum adına çıkarılan yasalarla Türk tarımına ağır bir darbe vurulduğunu ifade etti. Tahdit (ekimi sınırlama) kanunlarıyla başta şeker pancarı ve tütün olmak üzere Türkiye'de yetiştirilen belli başlı ürünlere üretim kısıtlaması getirildiğini dile getiren BTP Genel Başkanı, bu uygulamanın nedenini şöyle açıkladı: "Avrupa Birliği'ne girme sürecinde verilmiş bir söz var. O söz de şudur: Siz 35 milyon kişilik tarım nüfusunu 10 milyona indireceksiniz. 10 milyona inmesi için gerekli tedbirlerinizi alın. Bunu yaparsanız sizi AB'yi almayı düşünürüz. Şimdi bunlar köye, kasabaya gitseler, 35 milyonun 25 milyonu buradan çıkacak. Vatandaş nasıl cevap verecek? Kürek sapıyla hepsini kovar. Şimdi öyle yapamıyor, peki ne yapıyor? Çiftçimiz buğday yetiştiriyor, hükümet buna para vermiyor. Pamuk yetiştiriyor, yine para vermiyor." Prof. Dr. Baş, bu değerlendirmenin ardından Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan tarım politikalarına ele alarak, şunları söyledi: "Çiftçiye yüzde 50 avans vereceğiz. Avans şu: Henüz daha tohumu toprağa atmadan, fideyi dikmeden yetiştireceğin ürünün yüzde 50'sini Devlet Baba'dan alıyorsun. Çiftçi ekecek, biçecek, devlet ona hazır pazar bulacak. Devlet nasıl iç ve dış piyasalarda pazar bulacak, o da devletin meselesi. Efendim iş başında bulunanlar bunu yapamıyorlar! O zaman istifa etmeleri gerekir. ABD bugün yılda 50 milyar Dolar destek veriyor. Avrupa Birliği, yılda 50 Milyar Euro tarıma destek veriyor. Aynısını ben yapacağım. Don oldu, sel yaşandı, felaketler oldu. Ürün heba oldu. Çiftçi bir kuruş ödemeden, ürününü sigorta edeceğim. Sigortalı olacağı için, devlet onun zararını tekeffül edecek."
Türkiye'nin altı da, üstü de kaynak dolu"Kaynak nerede?" sorusuna da cevap veren Prof. Dr. Haydar Baş, yok pahasına yabancılara peşkeş çekilen 3 katrilyon Dolar değerindeki yeraltı kaynaklarımız ile senyorajın yani devletin yıllık üretim karşılığında para basma hakkının kullanmasını iki ana kaynak olarak göstererek, şunları söyledi. "Türkiye'de borç olarak alınan dövizin karşılığı para basılarak, Hazineye konuluyor. Bastığınız para bu Hazinedeki dövizin karşılığı. Sen burada ABD'nin adına Türkiye'de temsilcilik bürosu açtın. Ne yaptığını bilmiyorsun. Eğer emeğinin ve üretimin karşılığında paranı basmış olsaydın, o senin paran olurdu. İşte biz bunu yapacağız. Diyorlar ki: Bu kadar para piyasaya girerse, talep artışı olur. Bana şimdi çalım atacak. Narhı koydun mu, havanı alırsın. 'Siz at sürücüsüne, gel de şu uçağı kullan' diyorsunuz. Yapamaz bu işi. Bu işin bir tane erbabı var. O da Haydar Hoca'dır."
Devletin görevi 'aç'ı doyurmaktırMilli Ekonomi Modeli'nde ortaya koydukları tüm projelerin 'insanı yaşat ki, devlet yaşasın' esasına dayandığını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şöyle konuştu: "Devletin görevi açın karnını doyurmak, çıplağın sırtını giydirmektir. Onu sırtından sülük gibi emmek değildir. Bu işler, bu milletin tek bilek tek yürek olmasıyla hayata geçer. Kimse kuşku duymasın. O zaman kimse Güneydoğu'yu pazarlık konusu yapamaz. Kıbrıs'ı pazarlık konusu yapamaz. Erkekse, yapsınlar. Onun kolu Kıbrıs, kanadı Güneydoğu. Oradaki insanlar benim başım, benim gövdem, benim anam, benim babam, benim bacım."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, başkent Ankara'da gençlerle buluşmasında Türkiye'nin tarım politikasını değerlendirdi. Tarım sektörünün sorunlarını ve bunların çözümlerini ortaya koyan Prof. Dr. Baş, Avrupa Birliği'ne uyum adına çıkarılan yasalarla Türk tarımına ağır bir darbe vurulduğunu ifade etti. Tahdit (ekimi sınırlama) kanunlarıyla başta şeker pancarı ve tütün olmak üzere Türkiye'de yetiştirilen belli başlı ürünlere üretim kısıtlaması getirildiğini dile getiren BTP Genel Başkanı, bu uygulamanın nedenini şöyle açıkladı: "Avrupa Birliği'ne girme sürecinde verilmiş bir söz var. O söz de şudur: Siz 35 milyon kişilik tarım nüfusunu 10 milyona indireceksiniz. 10 milyona inmesi için gerekli tedbirlerinizi alın. Bunu yaparsanız sizi AB'yi almayı düşünürüz. Şimdi bunlar köye, kasabaya gitseler, 35 milyonun 25 milyonu buradan çıkacak. Vatandaş nasıl cevap verecek? Kürek sapıyla hepsini kovar. Şimdi öyle yapamıyor, peki ne yapıyor? Çiftçimiz buğday yetiştiriyor, hükümet buna para vermiyor. Pamuk yetiştiriyor, yine para vermiyor." Prof. Dr. Baş, bu değerlendirmenin ardından Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan tarım politikalarına ele alarak, şunları söyledi: "Çiftçiye yüzde 50 avans vereceğiz. Avans şu: Henüz daha tohumu toprağa atmadan, fideyi dikmeden yetiştireceğin ürünün yüzde 50'sini Devlet Baba'dan alıyorsun. Çiftçi ekecek, biçecek, devlet ona hazır pazar bulacak. Devlet nasıl iç ve dış piyasalarda pazar bulacak, o da devletin meselesi. Efendim iş başında bulunanlar bunu yapamıyorlar! O zaman istifa etmeleri gerekir. ABD bugün yılda 50 milyar Dolar destek veriyor. Avrupa Birliği, yılda 50 Milyar Euro tarıma destek veriyor. Aynısını ben yapacağım. Don oldu, sel yaşandı, felaketler oldu. Ürün heba oldu. Çiftçi bir kuruş ödemeden, ürününü sigorta edeceğim. Sigortalı olacağı için, devlet onun zararını tekeffül edecek."
Türkiye'nin altı da, üstü de kaynak dolu"Kaynak nerede?" sorusuna da cevap veren Prof. Dr. Haydar Baş, yok pahasına yabancılara peşkeş çekilen 3 katrilyon Dolar değerindeki yeraltı kaynaklarımız ile senyorajın yani devletin yıllık üretim karşılığında para basma hakkının kullanmasını iki ana kaynak olarak göstererek, şunları söyledi. "Türkiye'de borç olarak alınan dövizin karşılığı para basılarak, Hazineye konuluyor. Bastığınız para bu Hazinedeki dövizin karşılığı. Sen burada ABD'nin adına Türkiye'de temsilcilik bürosu açtın. Ne yaptığını bilmiyorsun. Eğer emeğinin ve üretimin karşılığında paranı basmış olsaydın, o senin paran olurdu. İşte biz bunu yapacağız. Diyorlar ki: Bu kadar para piyasaya girerse, talep artışı olur. Bana şimdi çalım atacak. Narhı koydun mu, havanı alırsın. 'Siz at sürücüsüne, gel de şu uçağı kullan' diyorsunuz. Yapamaz bu işi. Bu işin bir tane erbabı var. O da Haydar Hoca'dır."
Devletin görevi 'aç'ı doyurmaktırMilli Ekonomi Modeli'nde ortaya koydukları tüm projelerin 'insanı yaşat ki, devlet yaşasın' esasına dayandığını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şöyle konuştu: "Devletin görevi açın karnını doyurmak, çıplağın sırtını giydirmektir. Onu sırtından sülük gibi emmek değildir. Bu işler, bu milletin tek bilek tek yürek olmasıyla hayata geçer. Kimse kuşku duymasın. O zaman kimse Güneydoğu'yu pazarlık konusu yapamaz. Kıbrıs'ı pazarlık konusu yapamaz. Erkekse, yapsınlar. Onun kolu Kıbrıs, kanadı Güneydoğu. Oradaki insanlar benim başım, benim gövdem, benim anam, benim babam, benim bacım."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.