Bağımsız Türkiye Partisi'nin düzenlediği görkemli mitingler küresel güçlerle "derin ilişkiler" içinde olan odakları fena halde ürküttü.
ABD-AB-İMF kıskacına alınan Türk milletinin "kuşatmayı" aşmak için BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında kenetlenmesi, hem de kar, yağmur, çamur dinlemeden miting meydanlarında buluşması, ruhlarını ABD'ye satan taşeronları panikletti.
Önce milliyetçi dalgayı provokasyon olarak niteleyerek Türk milletini sindirmeye, Prof. Dr. Haydar Baş'tan koparmaya çalıştılar.
Ancak Türk askeri çuvala konulunca sus pus olan, AB itip kakmalarından habis zevk alan teslimiyetçi koronun Ermeni soykırım iddialarına da sözcülük etmesi, bayrağımıza sahip çıkmaktan rahatsız olması, iyice tüy dikti.
Bir milletin uyanışında, ayağa kalkışında, samimi, tutarlı ve tehlikeleri önceden haber veren, çözüm önerilerini kitaplık çapta tezlerle ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş'ın rolünün olduğunu gördükçe çılgına dönüyorlar.
28 Şubat günlerini aratacak cadı avı, cadı avı iftiraları ve karalama kampanyaları başlattılar.
Lawrence'yi aratmayacak sureti haktan görünme seneryoları CIA'yı aratmayacak psikolojik savaş taktiklerini devreye koydular. Nazi yöntemleri ile baskınlar, hırsızlıklar tezgahladılar. İnternet sitelerinden mikrop saçarcasına iftira ve dedikodular saçtılar.
Ortak babaları Yahudi lobileri ve kilise tarikatları himayesinde azınlık ve bölücülerin tetikçiliğinde satın aldıkları medya köşelerinden pislik saçtılar.
Yetmedi, milletvekillerini, hatta bakanları kullanmaya kalktılar. Hıristiyan Moon tarikatı ortak muhabbeti sayesinde ABD'nin CIA gözetimindeki bir çiftliğinde himaye edilen "papalık misyonunun bir parçası olan" kişinin iftiralarını bir CHP'li milletvekilini kullanarak Meclis'te seslendirmeye yeltendiler.
Bu zavallı milletvekiline şimdi millet soruyor:
Haydar Baş, senin prtinin unutturmaya çalıştığı Kuva-yı Milliye ruhuna sahip çıktığı için mi rahatsız oluyorsunuz?
Haydar Baş'ın hangi şirketlere sahip olduğunu soracağına, neden Yahudilerin senin seçim bölgende hangi şirket aracılığı ile topraklar satın aldığını sormuyorsun?
Yoksa o şirketlerin sözcülüğüne soyunarak mı Haydar Baş'ı hedef seçiyorsunuz?
Neden ABD'ye sığınan, papalık misyonunun bir parçası olan, Yahudi çocukları için salya sümük ağlayan kişilerin nasıl finanse edildiğini sormuyorsunuz?
Yargılandığı için ülkesinden kaçan kanun kaçaklarının şirket, vakıf ve derneklerinin kimler tarafından himaye edildiğini sormuyorsunuz?
Haydar Baş'ın özel hayatına uzanarak arsızca çocuklarının çetelesini tutacağına, papaz hayatı yaşayıp bekarlığın faziletini anlatırken, müslüman Türk kızlarını Hıristiyanlara peşkeş çeken sözde hocaefendileri neden sormuyorsun?
Neo-liberal politikalarla sokağa itilen sahipsiz kız çocuklarının, başörtüsü yasağı yüzünden yaban ellerde kiliselere yamanan Türk kızlarının hesabını niye sormuyorsunuz?
Sen Türk milletini temsil eden milletvekili olamazsın! O halde sen kimin vekili ve sözcüsüsün?
Bugün Haydar Baş'ın kaç çocuğu olduğunu sorgulayanların dedeleri Nemrut da Hz. Musa'yı yok etmek için tüm erkek çocukları katlediyordu.
Derin dünya devletlerinin bu sığ taşeronları iyi bilsin ki, Haydar Baş'ın özel hayatı müslüman Türk evladı olarak gurur duyacağımız İslam'ın ta kendisidir ve Türk vatandaşı olarak hukuka da uygundur.
Zaten O'nun özel hayatına saldırır gibi gözükenler aslında İslam'a saldırıyorlar.
Çünkü onları güden Yahudi lobileri dün aynı mantıkla Hz. Peygamber Efendimize iftira ediyordu.
Aslında Haydar Baş'ın özel hayatını bahane ederek Hz. Muhammed'in (sav) aile hayatına saldırıyorlar.
Bu iftiraların kaynağının, papazların, rahiplerin ailesiz hayatını esas alıp, hoşgörü ve diyalog adına bu ruhbaniyeti pazarlayan "Rabbin aciz kulları olması" bu gerçeğin bir başka ispatıdır.
Ama onlara ve onların sözcülerine en güzel cevabı Cenab-ı Hak veriyor.
Yahudiler, Hz Peygamber'in (sav) birden çok eşi olması yüzünden O'nu ayıplayarak iftiralarda bulundular. "Bu adamın kadınlardan başka bir düşüncesi olmadığını görüyorsunuz. Eğer gerçekten peygamber olsaydı peygamberlik işleri onu meşgul eder, kadınlarla uğraşacak vaktı kalmazdı" dediler de Allah (c.c) şu ayet-i kerimeyi indirerek ilahi cevabı verdi: "Andolsun ki Senden önce nice Resuller gönderdik. ONLARA EŞLER VE ÇOCUKLAR VERDİK..." (Rad Suresi, 38) (Bak. Esbabı Nüzul, Prof. Dr. B. Çetiner, çağrı Yay.).
ABD-AB-İMF kıskacına alınan Türk milletinin "kuşatmayı" aşmak için BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında kenetlenmesi, hem de kar, yağmur, çamur dinlemeden miting meydanlarında buluşması, ruhlarını ABD'ye satan taşeronları panikletti.
Önce milliyetçi dalgayı provokasyon olarak niteleyerek Türk milletini sindirmeye, Prof. Dr. Haydar Baş'tan koparmaya çalıştılar.
Ancak Türk askeri çuvala konulunca sus pus olan, AB itip kakmalarından habis zevk alan teslimiyetçi koronun Ermeni soykırım iddialarına da sözcülük etmesi, bayrağımıza sahip çıkmaktan rahatsız olması, iyice tüy dikti.
Bir milletin uyanışında, ayağa kalkışında, samimi, tutarlı ve tehlikeleri önceden haber veren, çözüm önerilerini kitaplık çapta tezlerle ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş'ın rolünün olduğunu gördükçe çılgına dönüyorlar.
28 Şubat günlerini aratacak cadı avı, cadı avı iftiraları ve karalama kampanyaları başlattılar.
Lawrence'yi aratmayacak sureti haktan görünme seneryoları CIA'yı aratmayacak psikolojik savaş taktiklerini devreye koydular. Nazi yöntemleri ile baskınlar, hırsızlıklar tezgahladılar. İnternet sitelerinden mikrop saçarcasına iftira ve dedikodular saçtılar.
Ortak babaları Yahudi lobileri ve kilise tarikatları himayesinde azınlık ve bölücülerin tetikçiliğinde satın aldıkları medya köşelerinden pislik saçtılar.
Yetmedi, milletvekillerini, hatta bakanları kullanmaya kalktılar. Hıristiyan Moon tarikatı ortak muhabbeti sayesinde ABD'nin CIA gözetimindeki bir çiftliğinde himaye edilen "papalık misyonunun bir parçası olan" kişinin iftiralarını bir CHP'li milletvekilini kullanarak Meclis'te seslendirmeye yeltendiler.
Bu zavallı milletvekiline şimdi millet soruyor:
Haydar Baş, senin prtinin unutturmaya çalıştığı Kuva-yı Milliye ruhuna sahip çıktığı için mi rahatsız oluyorsunuz?
Haydar Baş'ın hangi şirketlere sahip olduğunu soracağına, neden Yahudilerin senin seçim bölgende hangi şirket aracılığı ile topraklar satın aldığını sormuyorsun?
Yoksa o şirketlerin sözcülüğüne soyunarak mı Haydar Baş'ı hedef seçiyorsunuz?
Neden ABD'ye sığınan, papalık misyonunun bir parçası olan, Yahudi çocukları için salya sümük ağlayan kişilerin nasıl finanse edildiğini sormuyorsunuz?
Yargılandığı için ülkesinden kaçan kanun kaçaklarının şirket, vakıf ve derneklerinin kimler tarafından himaye edildiğini sormuyorsunuz?
Haydar Baş'ın özel hayatına uzanarak arsızca çocuklarının çetelesini tutacağına, papaz hayatı yaşayıp bekarlığın faziletini anlatırken, müslüman Türk kızlarını Hıristiyanlara peşkeş çeken sözde hocaefendileri neden sormuyorsun?
Neo-liberal politikalarla sokağa itilen sahipsiz kız çocuklarının, başörtüsü yasağı yüzünden yaban ellerde kiliselere yamanan Türk kızlarının hesabını niye sormuyorsunuz?
Sen Türk milletini temsil eden milletvekili olamazsın! O halde sen kimin vekili ve sözcüsüsün?
Bugün Haydar Baş'ın kaç çocuğu olduğunu sorgulayanların dedeleri Nemrut da Hz. Musa'yı yok etmek için tüm erkek çocukları katlediyordu.
Derin dünya devletlerinin bu sığ taşeronları iyi bilsin ki, Haydar Baş'ın özel hayatı müslüman Türk evladı olarak gurur duyacağımız İslam'ın ta kendisidir ve Türk vatandaşı olarak hukuka da uygundur.
Zaten O'nun özel hayatına saldırır gibi gözükenler aslında İslam'a saldırıyorlar.
Çünkü onları güden Yahudi lobileri dün aynı mantıkla Hz. Peygamber Efendimize iftira ediyordu.
Aslında Haydar Baş'ın özel hayatını bahane ederek Hz. Muhammed'in (sav) aile hayatına saldırıyorlar.
Bu iftiraların kaynağının, papazların, rahiplerin ailesiz hayatını esas alıp, hoşgörü ve diyalog adına bu ruhbaniyeti pazarlayan "Rabbin aciz kulları olması" bu gerçeğin bir başka ispatıdır.
Ama onlara ve onların sözcülerine en güzel cevabı Cenab-ı Hak veriyor.
Yahudiler, Hz Peygamber'in (sav) birden çok eşi olması yüzünden O'nu ayıplayarak iftiralarda bulundular. "Bu adamın kadınlardan başka bir düşüncesi olmadığını görüyorsunuz. Eğer gerçekten peygamber olsaydı peygamberlik işleri onu meşgul eder, kadınlarla uğraşacak vaktı kalmazdı" dediler de Allah (c.c) şu ayet-i kerimeyi indirerek ilahi cevabı verdi: "Andolsun ki Senden önce nice Resuller gönderdik. ONLARA EŞLER VE ÇOCUKLAR VERDİK..." (Rad Suresi, 38) (Bak. Esbabı Nüzul, Prof. Dr. B. Çetiner, çağrı Yay.).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012